BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

 

       Savaşlar ve anarşi bir afet ve felaket olarak geçmişten günümüze devam ede gelmiş, şehirler virane olmuş,  ocaklar sönmüş, insanlar vahşi işkencelere maruz kalmış, sefalet, açlık çaresizlik ve isyan gözyaşları süzülmüş gözlerden.

       Zalimler, dışişleri bakanımızı bile ağlatan acı, dramatik dayanılmaz tablolar ortaya koymadan çekinmiyor.

       Dünyada güç ve iktidar, bozguncu, kan dökücü insan tiplemelerinin eline geçerse savaş ve terörün piyasası her zaman hareketli oluyor.

       Güçlü olmak da: birlik olmak, ilimde teknikte ilerlemekle oluyor.

        Adalet terazisi  “vicdansızlık medeniyetini” temsil eden beş daimi üyenin ellerinde.

        İslam coğrafyasındaki adaletsizliğe karşı Başbakanımız ruhundaki isyanı açığa döküyor “Bu böyle olmaz” diyor.

        Bizim lanetlediğimiz  Siyonist Yahudiler , AB ,ABD,Rusya, Çin ilim ve teknikte ilerlemişler , süper güç olmuşlar.

        60 (altmış) sene öncesine kadar birbirlerini öldüren Avrupalılar tek bayrak altında birleşmeyi başarmışlar.

        İslam aleminde durum farklı.

        Dünyada altı tane Türk Devleti, 50 (elli) ye yakında aynı inancı paylaşan İslam ülkesi var.

        Biz dâhil, hepsi de kendi içlerinde ve birbirleriyle sorunlu.

        Hatta İsrail’in saldırmadığı zamanda Hamas ile El Fetih birbirlerini katlediyor. Soydaş, dindaş, olan devletler birlik olmayı becerememişler.

         Filistin ve birçok İslam ülkesinin iki de bir İsrail’den şamar yemesinin sebebi bu olsa gerek.

          Yahudileri haklı olarak lanetliyoruz “Kahrolsun Siyonizm” diye bağırıyoruz. Bağırmakla Siyonizm kahrolmuyor ki.

         Biz küçük yaşımızdan beri dünyayı ve ülkemizi karıştıranların Yahudiler olduğunu bildik.

         Yahudilerin dünyada toplam sayısı 20 veya 25 milyon civarında.

         Bu kadar az bir nüfusla dünyaya yön verenler arasına girmişler.

         Müslümanların toplam nüfusu (1,5) bir buçuk milyar.

         Rakam çokluğu zalimlerin zulmünü engellemeye yetmiyor ki.

         Hani anlatır ya…

         Fareler toplanmış “ nedir bu kediden çektiğimiz, bir çare arayalım.” Demişler.

         Düşünceler söylenmiş ve

        “Kedinin boynuna bir çıngırak takalım.Kedi gelirken haberimiz olsun.” Teklifinde ittifak etmişler.

        Bu teklif yaşlı farenin pek aklına yatmamış.

        “Peki demiş, kedinin boynuna çıngırağı kim takacak?” “Doğru ya” demişler, birbirlerine bakmışlar ve sessizce dağılmışlar.

         Başbakanımız “nerede bu Arap Birliği Teşkilatı?” demişti ya.

         Onu da mazlum Filistinlilere mi soralım?

        Emekli bir askerin verdiği konferansta söylediği şu sözleri hiç unutmadım.

        “Arap Âlemi iki kıymetli şeyin değerini bilemedi. Biri semadan gönderilen Hz. Muhammed (sav).Biri de yerden fışkıran petrol”

         Dünyaya şekil ve yön veren devletler zayıf Müslüman ülkeleri kendi yönetimleri altına almışlar, kendi rejimlerini kabul ettirmişler.

         Rejimlere sıkı sıkıya bağlı diktatörleri de başa geçirmişler.

         Zalimlikte , Esat’ın , Saddam’ın , Hüsnü’nün ve benzerlerinin İsrail’den ne farkı var?

         Bizim ülkemizde de durum farksızdı.

         On sene öncesine kadar ki halimizi hatırlayın.

         Seksen sene en batıcılar yönetti ülkemizi. En beceriksiz, en iş bilmez bunlarmış.

         Önce kendi öz değerlerimizden soydular. Batıda ne kadar rezalet varsa hepsini ithal ettiler.

         Ülkemizin görüntüsünü tepeden tırnağa değiştirdiler.

         Şapka uğruna İskilipli Atıf Hoca gibi onlarca âlimi astılar.

          Halkın seçtiği Başbakan Menderes’i darağacına gönderdiler.

          Fakat bir türlü ilim ve teknikte ilerleyip süper güç olamadık.

          Sağcılık, solculuk, Masonluk, komünistlik gibi kelimeler hep Hıristiyan dünyasının malı.

          En kıymet verip üzerine titrediğimiz uğruna yüzlerce can feda edilen LAİKLİK kimin malı? Onu da siz söyleyin.

          Bu saydığımız sistemlerin ortak bir özelliği var: Hepsi İslam düşmanı

          Zalimlerin zulmü sonsuza kadar sürdürülebilir değil.

          Ülkemizde Muhafazakâr Demokrat bir iktidar sayesinde sistem tamir ediliyor.

          Batının faydalı ve evrensel değerlerini arkamıza alarak ülkeyi batıran yerli batıcılardan kurtuluyoruz.

          Ünlü fizikçi ARŞİMET “Bana yeteri kadar uzun ve sağlam bir kaldıraç verin, dünyayı yerinden oynatayım.” demiş.

           Arşimet’in işine karışacak değiliz, inanacak da değiliz.

           Ama inanıyoruz ki kaldıraç gibi sağlam bir sistemin İslam Âlemini ayağa dikeceği kesin.

           İslam ülkelerinde halklar baskılara rağmen eskisi kadar sessiz değil.

           Mısırda, Tunus’ta, Libya’da büyük bir adım atıldı. Allah’ın izniyle bir bir dikta rejimlerden kurtulunacak, yönetimler halkın eline geçecek, Ortadoğu yeniden şekillenecek.

           Hem Hz. Muhammed’in değeri daha iyi bilinecek, hem de petrolün.

           Müslümanlar birleşecek, ilim ve teknikte ilerleyip İslam Medeniyeti kurulacak. Tıpkı dedemiz Osmanlıda olduğu gibi

           O medeniyette İsrailliler de (tabi uslu dururlarsa ) rahat edecek, ihtiyar dünyamızda derin bir nefes alacak.

           Ya da zalimlerin merhamete gelmesini daha çook bekleyeceğiz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.