Bu haftaki yazımıza, 28 kitap eseri bulunan Bilecik'li İsmail YILMAZ hocamızın yazıp
yayınladığı bir yazısını aynen aktararak devam edeceğiz inşaallah.
Bu cümleden sonraki kısmı alıntı olarak yazarımıza aittir.
Kendisinin ulaşamadığı, ulaşmak için çırpınsa da başaramadığı yerlere bir başkasının ulaşması karşısında öfke duyan, akıl tutulması yaşayan,kıskançlık krizleri geçiren kimselerin yakalandıkları hastalığa
intikam sendromu denir.
Bu hastalık çoğunlukla particiler, siyasetçiler, bürokratlar, idareciler, ekonomik rekabetçi iş
adamları arasında yaygındır.
İntikam hastalığına yakalanan kimse, nefret ettiği rakibinden intikam almak için şu adımları atar:
1) Rakibinin eksik ve kusurunu araştırır. Eksik ve kusur bulursa buradan
saldırır. Eğer bulamazsa akla hayale gelmedik iftiralar atar.
2) İntikam almayı kafasına taktığı için düşmanının eşine, çocuklarına, akrabalarına ya da arkadaşlarına yönelik yalan yanlış iftiralar atar, lakaplar takar
3) Her zaman, her yerde, her fırsatta hemen aleyhinde konuşur.
4) Yedi içti, çaldı çırptı, yattı kalktı... sözleri ağızlarından hiç düşmez.
5) Eğer birileri çıkar da, bu öfkelerini frenleyecek bir görüş ortaya atarsa sinir krizleri geçirir, bağırıp çağırır, hatta şiddete baş vurur.
6) Bulundukları yerde öfkelerini engelleyecek fikirler ortaya atılmaya başlanınca ya oradan çekip giderler, ya da konu değiştirmek için sağa sola işaret eder, parmak çıtlatır, telefonuyla oynar... konuya ilgisiz olmaya kalkarlar.
7) Hele söylediği her söze alkış tutan, attığı sloganları kayıtsız şartsız destekleyen, intikam ateşiyle yanıp tutuştuğu kişiden kendisi gibi nefret eden kitleleri görünce, bilinçaltı libidosunu tatmin ediyormuş gibi zevk içinde etrafını çevirmiş yalakaların yüzlerine bakarak sırıtır.
8) İntikam ateşiyle yanıp tutuştuğu için başka intikam sendromu yaşayanlarla karanlık ittifaklar yapar.
İntikam sendromuna yakalanmış insanlar;
a) Hor görüp, hoş görmezler.
b) Üretmezler, üreten ve üretileni eleştirirler.
c) Sevmezler, nefret ederler.
d) Teşvik etmezler, eksik gedik ararlar.
e) Tebrik etmezler, tehdit ederler.
f) Vermezler, üretmezler, sadece alırlar...
Örnek mi?
Boş verin!
İyi ki Türkiye'mde böylesine iğrenç bir şekilde mide bulandıran intikam sendromuna yakalanmış kimseler yok!
İsmail YILMAZ
