BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

       Yazımızın kaleme alındığı 05.06.2022 tarihi itibariyle, ortaokul son sınıftaki yavrularımız, lise düzeyindeki eğitimlerine hangi okullarda devam edeceklerinin, bir nevi de hayatlarında mesleki tercihlerinin belirlendiği LGS imtihanına girdiler

       Her öğrenci yavrumuza ayrı ayrı başarılar diler, eğitimleri boyunca ve ömür boyu yeteneklerine uygun bir okulda eğitim görecek şekilde başarı sağlamalarını Yüce Rabbim'den niyaz ederim.

        Çocuklarımız ve gençlerimiz bizim Güzide yavrularımız ama, gerek birey gerekse toplum ve ülke olarak geleceğimiz, dolayısıyla her şeyimiz dersek abartmış olmayız.

       Böyle olunca da, bugün yapılacak olan imtihan, görünürde bir seviye belirleme gibi görünse de, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için son derece önemli.

       Bundan dolayı da, özellikle anne-babalar ve/veya veliler haklı olarak büyük bir beklenti ve heyecan içerisindeler.

       Ancak, Devletimizin de, vatandaşlarımızın da tüm eğitim ve öğretim de olduğu gibi, bu konuda da, eksiğimizin yavrularımızın yeteneklerinin neler olduğu, eğitimdeki meyil ve isteklerinin ne yönde olduğununtesbit ve yönlendirilmesi gerektiği noktasında yeterli olmadığımızdır.

       Eskiye oranla, bu konuda Devletimizin çaba ve gayretleri artsa, anne babalar biraz daha bilinçlense de, yeterli ve olması gereken noktada değiliz.

       Ayrıca, öğrenci anne babalarında, pedegojiye uygun olmayan iki tür yaklaşım bulunmaktadır.

       Anne babaların çoğunluğu, ömrümüz boyunca biz çok çile çektik, ezildik, sıkıntı çektik, çocuklarımız okusunlar kendilerini kurtarsınlar, bizim yaşadığımız zorlukları yaşamasınlar yaklaşımı sergiliyorlar.

       İlk bakışta çok uygun  ve masumane, iyi niyetli bir yaklaşım gibi görünse de, hayatın içerisinde ki gerçeklerle örtüşmemektedir. Başka bir ifadeyle, böyle bir önerme, doğru sonuca götürmemektedir.

       Çocuklara hayatın gerçeklerini, zorluklarını, karşılaşılan sorunlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğini öğretmekten uzak tuttuğu gibi, yeteneklerine göre eğitim alması konusunda eksik ve yanlış tavır sergiliyorlar.

       Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde okurken, rahmetli Prof.Dr. Savaş BÜYÜKKARAGÖZ hocamız bu konuda, şu tesbiti yapıp, sonucunu anlatmıştı. "Bir kişi veya anne babanın çocuklarına yapacağı veya yaptıkları en büyük kötülük, hayatın gerçeklerini öğretmeden, her türlü imkanı seferber edip, insanları nasıl zorluklar beklediği, bu zorluklarla nasıl bir mücadele edilmesi gerektiğini öğretmeden, 25 yaşına kadar büyütüp, hayatın gerçekleriyle yüz yüze bırakmalarıdır.’’ demişti.

       Ekonomik yönden iyi bir konumda veya belli bir  gelirdüzeyin üzerinde olan aileler ise, her türlü imkanı olması gerekenden fazla sunarak veya seferber ederek, çocuklarını doyumsuz ve her dedikleri yapılacak, yada karşılanacak şekilde yetiştirmektedirler.

İyi ve ideal bir çocuk yetiştirme açısından, her iki yaklaşımda, olması gereken pedegojik bir yaklaşım değildir. Her iki yaklaşımında zararları oldukça fazladır.

       Bu yaklaşımlar dışında, çocuklara ahlak, edep, Erdemli olma gibi normlar verilmez veya aman  okusunda ne olursa olsun mantığıyla hareket edilirse, bunların getireceği zararların telafisi çok zordur ve sakıncaları giderilemeyecek  kadar fazladır.

       Bu sakıncaları günümüz dünyasında tüm insanlık şiddetli bir şekilde yaşarken, ülkemizde de gençliğin geldiği nokta, istisnalar hariç pek iç açıcı değildir.

       Yaşlı bakım evleri ve huzur evlerinde kalanların çoğunluğunun çocukları, en az bir fakülte bitirmiş ve kariyer sahibi insanlardır.

       Onun için bir ülkede çok şeyin düzelmesini istiyorsak, bunun eğitimden geçtiğini görmemiz, bilmemiz ve damarlarımıza kadar hissetmemiz gerekiyor.

       Eğitimin olması gereken normlarına göre yapılmasını sağlayamazsak,  günümüzde olduğu gibi, konuşurken, komünist gibi, uygularken sosyalist gibi, kazanırken kapitalist gibi, yaşarken müslüman gibi, uygulamada ise bal tutan parmağını yalar uygulaması yapanlar gibi nesiller yetişir.

       Böyle durumlarda da, ne okuyan çocuk, ne eğiten öğretmen ve idareci, ne anne babalar, ne toplum, nede devleti yönetenler memnun kalır.

       Herkes ideal insan ister ama hiç kimse ideal yetişmiş insanı kolayca bulamaz ve herkes birbirinden şikayetçi olur gider.

Sonuçta, mutlu insan bulmak, istisnalar hariç zorlaşır.

       Eğitimin nasıl olması gerektiği konusunda ileriki dönemlerde ki yazılarımızda kısmet olursa yazacağız

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.