BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Adam, hocanın naklettiği hikâyeden çok etkilendiğini anlatıyor. Üç dört kişi de merakla dinliyor içinde sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’in ve sahabeden muhterem insanların bulunduğu kaynağı belirtilmeyen hikâyeyi. Zaten kim merak etmiş de sormuş veya doğruluğunu araştırma zahmetine katlanmış ki?

        Vakıa kaynağı belirtilmeyen olay şu ve son derece dramatik! Arama motorlarından birine ‘Evlendikleri günün sabahı ölen cennetlik sahabe çift’ diye yazarsanız anında karşınızda bulursunuz. Üzerinde iyi düşünülsün diye tamamını aldığım bu hikâyede fakir mi fakir; ama dürüst bir genç ile güzelliği dillere destan, bekâr ve çok zengin bir kadının oldukça ilgi çekici ve kısacık evlilikleri anlatılıyor.

“Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) zamanında Hifa Hatun isminde bir sahabe annemiz vardı. Bu hanım sahabe çok ama çok güzeldi. Onunla evlenebilmek için birçok sahabe kese kese altın yollar, kimi develer hediye ederdi ama Hifa Hatun hiçbirini kabul etmezdi. Bir gün Hifa Hatun, Peygamber Efendimize (s.a.v); "Ey Allah'ın Resulü bana öyle bir ibadet buyurun ki Allah'ın rızasını kazanayım" der.
Hifa Hatun Peygamber Efendimizden namaz veya oruç gibi şeyler beklerken Peygamber Efendimiz (s.a.v); "Ey Hifa!Bekâr insanın imanı yarımdır, sen evlen ki imanın tamam olsun" buyurur.
Hifa Hatun; "Ey Allah'ın Resulü ben yalnız Allah rızası için evlenirim o zaman evleneceğim kişiyi de siz belirleyin"
Orada bulunanlar merakla bakarak acaba Peygamber Efendimiz kimi seçecek, Hifa Hatunla kimin evlenmesini isteyecek diye düşünürler. Peygamber (s.a.v); "Yarın sabah namazına ilk gelenle Hifa Hatunu evlendireceğim" buyurur.
Onunla evlenmek isteyenler sabah ilk ben mescide gideceğim hatta bazıları acaba uyumasam da sabah ilk ben mi gitsem diye içlerinden geçirirler.
Öte yandan adı Suheyf olan bir sahabe de vardır. Bu sahabe ise parası olmadığı hatta başını sokacak bir evi bile olmadığı için hiç böyle bir niyete dâhil olmaz.
Suheyf (r.a), nerede yemek bulursa orada yemek yer nerede uykusu gelse orada uyur, devamlı Allah Teâla’ya ibadetle meşgul olurdu. Kendisini Hifa Hatun'a asla layık görmez. Allah Teâla’nın takdirine bakın ki Hifa Hatunla evlenmek için niyetlenen her sahabenin uykusu gelir ve hepsi uykuda kalır. Mescide ilk giden ise Suheyf (r.a) olur. Namaz kılındıktan sonra Efendimiz (s.a.v) Hifa Hatunu çağırtıp; "Seni Suheyf ile evlendirmek istiyorum" der ve Suheyf'e dönerek;  hanımına mehir olarak ne verebileceğini sorar.
Suheyf (r.a) her iki elini açıp; "Ey Allah'ın Resulü benim bir şeyim yok ki" diyecekken Hifa Hatun, Suheyf (r.a) diğer sahabelerin içinde mahcup olmasın diye bir kese içerisinde ona altın vererek bunu mehiri olarak vermesini söyler.
Daha sonra evlendikleri ilk gün Suheyf (r.a), hanımı Hifa Hatuna der ki; "Ey Hifa! Sen benimle sadece Allah (c.c) rızası için evlendin. Bu nedenle sen sabretmek, ben de senin gibi Müslüman ve dinine sadık biri ile evlendiğim için şükretmek zorundayım. Gel iyisi mi biz seninle bu ilk gecemizi ibadetle geçirelim" der.
        Sabaha kadar ibadet ederler her secdede gözyaşı dökerler. Sabah olunca Suheyf (r.a) mescide gider. Namazdan sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v); "Ey Suheyf, gece ne yaptığınızı sen mi anlatırsın yoksa ben mi anlatayım?" buyurur.
Suheyf (r.a) ise; "Allah ve Resulü daha iyi bilir" der.
Rasulullah (s.a.v); "Sizin geceki halinizden dolayı Allah (c.c) sizin tüm günahlarınızı affetti" der.
Bunun üzerine Suheyf (r.a); "Ey Allah Resulü, ne olur bana dua edin de o halde ben bir daha günah işlemeden Allah (c.c) benim ruhumu alsın" der ve oracıkta ruhunu Rahman'a teslim eder. Bu olay üzerine sahabeler; "Ey Allah'ın Resulü, gece onların hali nasıldı?" diye merakla sorarlar.
Peygamber (s.a.v) buyururlar ki; "Onlar bütün gecelerini Allah için ibadetle geçirdiler." Orada bulunanlar şaşırınca Efendimiz (s.a.v); "Size şaşıracağınız bir haber daha vereyim mi? Az önce Hifa Hatun da evde vefat etti" der."ŞENOL KANTÜRK / TOLGA TEKİN

Bence farkındalık konusu en önemli meselesi insanlığın.

Bunun olması için biraz dikkat, biraz araştırma ve muhakeme yeterli olabilir aslında. Ne var ki hele içinde Peygamber efendimiz ve sahabeden insanlar varsa küçücük bir ‘acaba’ dalgasının belirmesine bile izin vermeden gözlerimiz nemlenerek dinliyor, geçip gidiyoruz.

Anlatana deseniz ki ‘Kardeş, bu ve benzeri anlatımlar rivayet kültürü çerçevesinde din torbasına doldurulmuş bir çeşitmotivasyon hikayeleri… Bunlara dikkat etmek gerekir!’ İnanın yadırganırsınız. Nitekim denedim, yaşayarak gördüm.

Denemem hikâyedeki unsurlarla ilgili birkaç tereddüdümü belirtmemle ortaya çıktı.

Birlikte düşünelim: 1. Peygamberimiz bu gençlerin evlendikleri gece kendi ibadet ve dinlenme gibi ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp bu gençlerin geceyi ne şekilde değerlendirdiklerini mi izledi? 2. Sabah mescidde karşılaştığı gence: “Geceki hallerinizden dolayı Allah sizi affetti” müjdesini veriyor. Allah kullarının ahiret için dünyayı tamamen terk etmelerinden mi razı olur? 3. Peygamberimizin huzurunda ölmeyi dileyip de ölen gencin ardından evdeki eşinin de az önce öldüğünü haber veren peygamberimiz o anda vahiy gelmediği halde bunu nasıl bilmiştir? 4. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ciğerparesi Fatıma hakkında “Vallahi ben yarın senin için ne yapılacağın bilemem.” Diyerek her anını Rabbine karşı sorumluluk bilinciyle değerlendirmesini tavsiye ettiğini bilmiyor muyuz? 5. Peygamberimizin sahabeleri yeni evlenen gençlerin ilk geceki hallerini niçin merak edip sorarlar Allah resulüne? Başka işleri, başka sorunları mı yoktu?

Belki bir geceyi namazla ve ibadetle geçirmenin önemini dile getirmek üzere anlatılan bir rivayetin iler tutar bir tarafı olmadığı, vahiy penceresinden bakıldığında aslında Rabbimizin Kur’an’da tanıttığı Elçi’sinin hikâyedeki peygamber portresine uymadığını küçücük bir sorgulama ile anlamak mümkün olabilecek. Ne yazık ki aklımızı ve irademizi bundan uzak durma yönünde kullandığımız için zayıf bıraktığımız bu alandan istismarcılara kapıları alabildiğine açık bırakıyoruz.

Özellikle pek çok zarar gördüğümüz bu konularda sahih kaynaklardan edineceğimiz doğru bilgilere ve bu bilgileri kullanabileceğimiz sağlam bir muhakemeye çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum ciddi bir farkındalık kültürü kazanabilmemiz için.

Selamların en güzeliyle…

H. Halim Kartal/  29 Mart 2021

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.