BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Evden çıkıp, şehrin; caddelerine, ara sokaklarına, meydanlarına, parklarına, kaldırımlarına velhasıl kalabalığın içine atınca; bir âlemden bir diğer âleme dâhil olmuş gibi hissediyorum kendimi.

 

Henüz okula gitmezken; anamızı, babamızı, Allahın verdiği yaradılış özelliklerinden kaynaklanan bir sevgiyle seviyorduk. Ama ne ?analar günü? vardı alışkanlıklarımızda, ne ?babalar günü?, ne ?sevgililer günü? vardı. Ne ?büyüklere saygı? diye bir lügat vardı ne de ?küçüklerimi severim? özdeyişi? Ne çiçek vermesini bilirdik anamıza ne hediye almasını bilebilirdik arkadaşlarımıza. Ne ?vatan sevgisinden? haberdardık, ne Atatürk?ü tanırdık ne dinden haberdardık ne imandan? Bunların bir çoğunu doğuştan itibaren bilirdik zaten. Diğer kısmını da hep okullarda öğrendik.

 

Ne Ameraika?nın nerede olduğu alakadar ederdi bizi ne de böyle bir soruyu sorabilirdik kimseye? Çin?den ve Hint?ten bahsedecek ne bilgimiz vardı ne de hayallerimiz uzanırdı oralara. ?Mısır? deyince; ?patlamış mısırdan? başkasını bilmezdik. Ne piramitlerin gizemi ne ?Dünyanın 7 Harikası? diye kavramlar vardı dağarcığımızda. Ne telefonu kimin bulduğunu bilirdik ne telefon bilirdik. Gaz lambası fazlaydı bile bize. ?Elektrik çarpması?ndan adam öldüğünü, elektriği tanıyınca öğrendik. Bunları hep okullarda öğrendik.

 

Kuru ekmek ile bulgur pilavı en güzel yiyeceklerimizdi. A?dan Z?ye kadar vitaminlerden, kalorilerden, yağlardan, karbonhidratlardan bihaberdik. Doymayı beslenme zannederdik. Böyle olmadığını da okullarda öğrendik?

 

Ne atımız vardı ne arabamız. Ne motordan anlardık, ne fren bilirdik, ne gaz pedalı?

 

 Bunların hepsini okullarda öğrendik. Öğretmenlerimiz; denklemleri, fonksiyonları, matrisleri, hece veznini, failatün, failatün, mefailün?leri, dünyanın en yüksek dağlarını, en derin göllerini öğrettiler bize. Bazen de; bu yükseklilerden aşağılara inip, derinliklere girme fırsatları bulamadılar demek ki?

 

Yazıma giriş paragrafında ?bir âlemden diğer âleme geçiş? deyimini boşa kullanmadım. Yazımın başlığındaki cümleyi de boşa kullanmadım. Evet, ?sanki 1?0 geriden başlıyorum hayata?.

 

Hayatım boyunca, büyüklere saygıda kusur etmemem öğretildi bana. Küçüklere sevgi aşılamam, insanları sevmem, ?Yaratılanı, Yaratandan ötürü sevme? öğretisi aşılandı hep. Hırsızlık yapmamam, kimsenin hakkını gasp etmemem, başkasının menfaatini de en az kendi menfaatim nispetinde korumam öğretildi sürekli olarak. ?Vatanım ve Milletim için seve seve canımı verebilmem gerektiği? konusu kazındı beynime?

 

Ama ?bir âlemden bir âleme? geçince, evimden, şehrin caddelerine atınca kendimi, gördüklerimden, yaşadıklarımdan iğrenir, tiksinir, nefret eder duruma gelmemi sağlayan durumlar, bana öğretilenlerin, benim de çocuklarıma öğrettiklerimin tam karşıtı olan durumlarla karşılaşmak, bütün moral değerlerimin alt üst olmasına yetiyor da artıyor bile.

 

Caddelerden akan trafiğin içinden ?zikzak çeken? araç sürücüleri, daha sarı yanmadan çalınan kornalar, hız sırını kat be kat aşarak seyreden genç sürücüler? Yayalara yanan kırmızı ışığa rağmen bedenlerini caddenin ortasına atıveren insanlar?

 

Evinde, evinin herhangi bir noktasına tükürülmeyeceğini, elindeki kâğıdın buruşturulup, salonun ortasına atılmayacağını, izmarit dolu küllüğün oturma odasının tam ortasına boşaltılmayacağını adından iyi bilen insanların, sokağa çıkınca her bir yeri çöplük olarak görmesini izah etmenin hiçbir formülünü bulamıyorum.

 

Kültürümüze, örf ve ananelerimize aykırı giyim tarzları, yaşam tarzları, konuşma tarzları, hal ve hareketler?

 

Bakıyorum şehrin caddelerine? Gördüklerimin; ne bana öğretilenlerle benzerliği var ne benim çocuklarıma öğrettiklerimle? ?Ben mi ters yöne seyrediyorum, yoksa benim dışımdakiler mi?? anlayabilene aşk olsun.

 

Eğer bana öğretilenler çağın dışında kalmış değerlerse, ben de öğrettiklerimle çağ dışılık yaşıyorsam eğer? Evet, ?sanki 1?0 geriden başlıyorum hayata?. Siz siz olun; 1?0 geriden başlayın hayata.

 

Çünkü ?galip sayılır bu yolda mağlup??

 

Bu durumu ?Adsız Şiir?imle anlatmaya çalıştım.

 

---0--

Adsız Şiir

 

Vitesi boştadır, gider son sürat.
Ne kuralı bilir ne yoldan anlar.
?Türküler çağdışı, banaldir hoyrat?
Ne mızrabı vurur ne telden anlar.

Saçları cilalı, pantolon düşük?
Ararım göremem bir parlak ışık
Mazidedir artık ?gönülden âşık?
Ne bülbülü dinler ne gülden anlar

?Gardaşlık? bitti de ?kanki? revaçta.
Ortası da yok ki her şey bir uçta.
Diyetler modaymış, tümü oruçta?
Ne yağı parmaklar ne baldan anlar.

Sevdası ?düzeysiz? üç günlük bir şey?
Pamuk ipliğiyle bağlanmış her şey.
Gençliğim dön geri, hey günlerim hey!
Ne zamanı zaman ne yıldan anlar.

İki söz söylesen, dinlemez seni.
Maneviyat zayıf, öğrenmez dini.
?Haslettir? sanıyor, belli ki kini,
Ne Kitab?ı tanır ne kuldan anlar.

Yabancı olmakta ?Yurdum İnsanı?,
Anlaşılmaz oldu; dili, aksanı.
Öğretilmez ise Milli Lisanı;
Ne sözünü dinler ne dilden anlar

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.