BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Eskiden bir mazlum bir zorbanın hışmına uğrasa “Bir Müslüman yok mu kurtaracak?” diye bağırırdı.

Bir yetim bayramlara boynu bükük girse, bir dul, bir kimsesiz maddi sıkıntı içinde kıvransa, bir talebe, bir asker gurbette harçlıksız kalsa ve bu hal etrafta duyulsa “Hayırsever bir Müslüman yok muymuş oralarda?” diye sorulurdu.

İki kişinin arası bozulsa, iki grubun arasına fitne girse, fesat tufanının etrafı kapladığı görülse “Orada bir Müslüman yok muymuş barıştıracak?” denilirdi.

NEDEN “BİR MÜSLÜMAN YOK MU” DİYE SORULURDU?

Müslüman zulmün karşısında hakkın, haklının yanındadır. Ezilmişleri, himayesizleri korur. Müslümanın kalbi merhametlidir. Yardımı sever. Fakiri, darda kalanı, kimsesizi görüp gözetir, insana faydalı olmanın büyük sevap kazandıracağını, insana kötülük etmenin de günaha batıracağına inanır.

Müslüman barıştan yana olan, itimat edilen, başkasına güven veren ve Peygamberimizin buyurduğu gibi “Dilinden, elinden Müslümanların selamette kaldığı kimsedir.”

İslam diyarı barış ve esenlik yurdudur. İslamın hedefi de; insanlar arasındaki çekişmeleri kaldırmaktır. Peygamberimiz (SAV) “En faziletli sadaka iki kişinin arasını bulmaktır.” buyurur. Peygamberimiz zamanında bile Müslümanlar arasında da ihtilaflar çıkmış. Sahabiler bile sözlü, taşlı, sopalı, sille tokat, yaka paça olacak şekilde münakaşaya tutuşmuşlar. Peygamberimiz Müslümanlar arasında bir anlaşmazlık çıktığından haberdar olur olmaz gerektiğinde kilometrelerce yaya olarak yürümüş, yüzlerce çekişmeyi ortadan kaldırmış hatta namaz vakti girmiş, ezan okunmuş olduğu halde bile sulh işini bırakmamış, arayı düzelttikten sonra namazını kılmıştır.

VAH MÜSLÜMANLARIN BUGÜNKÜ HALİNE

Peygamberimiz (SAV) in vefatı üzerine kızı Hz. Fatıma şöyle demişti “Benim üzerime öyle musibetler döküldü ki, eğer gündüzlerin üzerine dökülse gece olmaları lazım gelirdi.”

İslam coğrafyası bugün bela ve musibetlerle çalkalanıyor. Kur’anın “Müslümanlar kardeştirler, kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurat:10) emrini umursayan yok.

Müslümanlar yetmiş üç fırkaya (guruba) bölündü, çeşitlendi, farklılaştı. Müslümanlar birbirlerine gaddarlaştı, birbirlerini boğazlar oldu. Kanı dökülen de, kan döken de Müslüman. “Birbirinizle çekişmeyin.” (Enfal:46) ikazına kulak asmayan Müslümanlar nasıl yola gelsin. Akıtılan kan Müslümanların. Telef olan servet Müslümanların. Yakılan, yıkılan yurtlar Müslümanların. Yani Müslüman Müslümanın hışmından kurtarılmayı bekliyor.

EN BÜYÜK EKSİĞİMİZ BARIŞ(TIRMA) ÇABALARININ YETERSİZ OLMASIDIR

Keşke İslam Topluluklarını birliğe çağıran, aradaki itilafların adaletle çözümüne katkı sağlayan “HALİFELİK” gibi bir otorite olsa. Maalesef Müslümanlar kendi sorunlarını çözemiyor. Elin gâvuruna “Bizi barıştırın, akan kanı durdurun.” diye yalvarılıyor. Batılı devletler müdahale ettikçe felaketler daha da artıyor. İslam diyarında dramatik problemlerin üre(til)mesinde  batılı devletlerin payı çok büyük.

Keşke ülkemizde de saygınlığı herkes tarafından kabul görmüş “siyaset üstü” kurumlar, dernekler olsa, anlaşmazlıklar çözülebilse, öfkeler dinse.

Keşke her il ve ilçede itibarlı insanlardan oluşan “barış heyetleri” oluşturulsa, mahkeme kapılarına düşmeden küsler barıştırılsa, kin ve düşmanlıklar kökleşmeden sonlandırılsa ve toplumsal barış sağlanabilse.

Elbette hatırlı kurumlar, dernekler, insanlar var ama yetersiz. Zaten onları da dinleyen yok. Düşmanlıklar kat be kat artarken sulh ve barış(tırma) çabaları çok cılız.

İSLAM DÜNYASI İÇİNDE “GÜVEN YURDU” OLARAK BİR TEK TÜRKİYE KALDI

Bizim tarihimiz temiz. Medeniyetimiz insanlığın onurunu korumak üzerine kurulu, inancımız saf. İnsanımız merhamet ve şefkat abidesi.

Kendimi bildim bileli ister doğal afet, ister insan elinden çıkan felaket olsun; din, dil, ırk ayırımı gözetmeden dünyanın her yerine yardıma koştuk. Güçsüz, himayesiz insanlara sahip çıktık. Yüzbinlerce insan yerinden, yurdundan kopup ülkemize sığınıyor.

İftiralara, karalamalara, çelme takmalara rağmen ülkemiz güçleniyor. Batılı devletlere gösterdiği muhabbeti kendi milletinden ve devlet adamlarından esirgeyen nankörlere, kendi hayatı ve çıkarı için Batıyla iş tutan gafillere rağmen itibarımız artıyor.

Ülkemiz Allah’ın izniyle mateme boğulmuş mazlumlara ümit olmaya devam edecek.

Allah (CC) devletimizin birliğini, dirliğini bozmak isteyenlere fırsat vermesin.

Allah (CC) devletimize milletimize zeval vermesin ÂMİN. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.