Yeni hükümetin beni en çok heyecanlandıran bakanı Prof. Ziya Selçuk. Eğitimciler nihayet eğitimci bir bakana kavuştular. Prof. Selçuk, daha önce Talim Terbiye Kurulu başkanlığı yaptı. Milli eğitim camiasını tanır ve eğitimi iyi bilir.
Konuşmaya en önemli yerden başladı.
Nitelikli ve bilge öğretmenden söz etti.
Eğitimin kalbi, eğitimin motoru, eğitimin lokomotifi öğretmendir.
Öğretmeni kazanmadan, öğretmeni nitelikli hâle getirmeden, öğretmenin verimliliğini artırmadan eğitime kalite kazandırmamız mümkün değildir.
Ders programlarını harika bir şekilde yazabilirsiniz.
Kitapları en güzel şekilde yazıp öğrencinin önüne koyabilirsiniz.
Sınıfları 15’şer, 20’şer kişiye indirebilir, akıllı tahta ile donatabilirsiniz.
Ak Parti Milli Eğitim Bakanları 15 senedir bu işlere yoğun emek harcadılar.
Sınıfa çocukların gönlüne girecek, gözlerine bakıp gönüllerine hitap edecek bir öğretmen koyamazsanız eğitime istediğiniz kaliteyi kazandıramazsınız.
Salı gün 20.000 yeni öğretmen atandı. Genç öğretmenlerimiz milletimize ve eğitim camiasına taze kan ve yeni bir heyecan getirirler inşallah.
Prof. Ziya Selçuk’un ifadesiyle, “İklim meydana getiren öğretmen” olmak çok önemli.
Malum Prof. Selçuk bir konuşmasında, “Öğretmenleri iklim meydana getiren öğretmen ve hava durumu sunan öğretmen” olmak üzere iki grupta ele alıyor.
İklim meydana getiren öğretmen olmak için mesleğini çok iyi bilmek ve sevmek şart.
Yine Bakan Selçuk’un ifadesiyle, “Öğretmenliği rahat etme mesleği olarak görmemek” ve fedakârlık göstererek çocukların gönlüne girmek şart.
Gönlüne giremediğimiz çocuğun kafasına giremeyiz.
Sevdiğimiz takdirde çocuklarımızı daha iyi eğitebiliriz.
Öğretmenlik sadece bilgi aktarma mesleği değildir, öğretmen alanını zaten bilir, bilmek mecburiyetindedir. Öğretmenlik uzmanlık isteyen bir meslek.
Asıl hüner, bilgiyi öğrencinin anlayabileceği seviyede anlatmak… Sonra da bu bilginin nerede, nasıl kullanılacağını ve neye yarayacağını öğretmek ki bilgelik dediğimiz şey budur.
Bakan Selçuk, Aliya İzzet Begoviç’in sözünü hatırlatarak bilgeliğin kaynağına da işaret etmiş:
“Yeryüzünün öğretmeni olmak için gökyüzünün öğrencisi olmak gerekir.”
Bilgi vahiy kaynaklıdır. Dini bilgilerin kaynağı kutsal kitaplara, bizim dini bilgilerimiz Kur’an’a dayanır.
Fizik, kimya, matematik, geometri, coğrafya, astronomi, biyoloji vb. fen bilimlerinin kaynağı kâinat kitabıdır. Kitabın sahibi Yüce Allah’tır. Kâinatı yaratan, düzene koyan O’dur. Her varlığı yaratıp en güzel şekilde tanzim eden O’dur.
Öğretmenlerimiz bilgiyi, kâinatın sahibini tanıtacak şekilde sunmalıdırlar ki bilgi çocuklarımızı bilgeliğe ulaştırsın.
Bu üslûp, Kur’an’ın takip ettiği en önemli metottur. Esere bakıp eser sahibini tanıtmak…
“Allah gökleri direksiz yükseltmiştir, görüyorsunuz. Sonra arşı düzene koydu, Güneş ve Ay’ı emrine itaat ettirdi, hepsi belli bir zamana kadar akıp gider. Bütün işleri idare eden odur. Ayetlerini açıklıyor ki Rabbinize kavuşacağınıza görür gibi inanasınız.
Yeryüzünü uzatıp yayan O’dur. Orada nehirler ve sabit dağlar yarattı. Orada mahsullerin hepsinden döllenip çoğalmaları için erkekli dişili çiftler yaratan O’dur. Geceyi gündüzün üzerine bürür. Şüphesiz bunda düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (Ra’d, 2-3)
Çocuklarımıza bilgi aktarır, onları bilginin hakiki sahibi Allah’a kul olmayı öğretemezsek iyi bir insan olmayı da öğretemeyiz.
En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed (sav), “Ben sadece muallim olarak gönderildim” buyurur.
O gökyüzünün öğrencisi idi, yeryüzünün öğretmeni oldu.
Eğitimin amacı insanı olgun, erdemli ve hünerli hâle getirmektir. Bilgili insan yapmak değil.
Prof. Selçuk çok önemli bir konuya daha dikkat çekiyor:
“Öğrencilerimizi geleceğe hazırlamak!”
“Sizin öğretmenliğiniz 10 yıl, 20 yıl, 50 yıl, 100 yıl önceki öğretmenlikten çok daha farklı olacak. Bugün okula başlayan çocuklar 2040’lara doğru iş hayatına atılacaklar ve bakacaklar ki çok ama çok farklı bir dünya var karşılarında. ‘Siz bize hangi geleceğe hazırladınız?’ sorusunu soracaklar.”
Hz. Ali’nin ufuk açıcı bir tavsiyesi var:
“Çocuklarınızı yaşayacakları zamana göre eğitiniz.”
“Çocuklarımıza güçlü bir Türkiye şuuru vermek, gökyüzünün öğrencisi olacak şekilde yetiştirmek, çocuklarımızın gönlüne girmek, bilgiyi bilgeliğe dönüştürmek…
Çocuklarımızı kendisine, ailesine, milletimize ve bütün insanlığa faydalı kişiler olarak yetiştirmek…”
Eğitimcilerimizin en önemli görevi.
Bakan Selçuk işi biliyor ve can alıcı tavsiyelerde bulunuyor.
Yönümüzü geleceğe dönmeli ve kollarımızı yeniden sıvamalıyız.
