BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Milli Eğitim Bakanlığı, biyoloji dersi müfredatında değişikliğe gidiyor, “Yaratılış Felsefesi” bölümü ekliyor. 

Cumhuriyet küplere binmiş, bilimin yerini yaratılış felsefesi aldı, yazmış. 

Bakanlığın fen bilimleri, biyoloji, hayat bilgisi, kimya, fizik, coğrafya, astronomi kitaplarının hiçbirinde yaratıcı, Tanrı, Allah kelimeleri geçmez. Doğa yaptı, kendiliğinden oldu, oluştu ifadeleri ile evren, varlıklar âlemi, canlılar, DNA’lar, atomlar anlatılır.

Bakanlık 2018’de yapılan müfredat değişikliğinde Evrim Teorisini ders kitaplarından çıkardı, fakat materyalist bakış açısı duruyor. Darwin’in Türlerin Kökeni kitabını yayınlayalı 156 yıl oldu. Bir türden başka bir türün meydana geldiği ispatlanamadı. 

Prof. Michael Behe, Darwin’in Kara Kutusu adlı eserinde, hücredeki kusursuz düzeni, DNA’lardaki yazılımı anlattı, “Akıllı Tasarım Teorisi”ni ortaya koydu. 

Darwin; hücreyi içi jöle dolu bir baloncuk sanıyordu, DNA’dan haberi yoktu, der. O zaman canlıların özelliklerinin DNA’larda kodlandığını bilmiyordu. DNA’da 900 ciltlik, 1 milyon sayfalık, 3 milyar harfle yazılmış muhteşem bir kütüphane büyüklüğünde bilgi var.


1 DNA milimetrenin 3 milyonda biri 3/10.000.000.000 mm3. 

Böylesine muhteşem bilgi kütüphanesi tesadüfen, kendiliğinden, rasgele olamaz. 

“Yakın zamana kadar tek hücreli organizmaların basit yapılı olduğu, âdeta bir protoplazma yığınından ibaret olduğu zannediliyor; bu basit yapılı tek hücreli canlıların herhangi bir şekilde ortaya çıkmış olması mümkün görülüyordu. Hayat basitleştikçe bunun varlığı da bir şekilde sebeplere verilebiliyordu.” (Evrim ve Yaratılış, Prof. Adem Tatlı, s.214) 

Prof. Behe, hücrenin son derece karmaşık bir yapısı olduğuna dikkat çeker ve üstün bir akıl tarafından tasarlanması gerektiğini vurgular. 


“Hayatın üstün bir akıl tarafından tasarlanmış olduğu anlayışı, hayatı basit bir doğa kanunlarının sonucu olarak algılamaya alışkın bizlerde şok etkisi meydana getirdi. Biyolojik olayların büyük kısmı, çok karmaşıktır, basit bir veya iki kademeli hadise değildir. Dolayısıyla biyolojik reaksiyonlar, “kendiliğinden oluşmayla”, “gelişigüzellikle” açıklanamaz çünkü burada fevkalâde planlı, programlı ve son derece karmaşık bir yapı göze çarpıyor”. (Evrim ve Yaratılış, s.224-225)

Evrim teorisi, cansız varlıkların nasıl canlandığını, hayatın nasıl meydana geldiğini açıklayamaz. Almanya Gutenberg Üniversitesi Biyokimya Enstitüsü Başkanı Prof. Klaus Dose, hayatın kökeni araştırmalarının başarısız olduğunu ifade eder.

“Hayatın kökenine cevap bulmak için kimyasal ve moleküler evrim sahasında 30 yıldır yapılan çalışmalar başarısızlıkla sonuçlandı. Çalışmalar problemin ne kadar büyük olduğunu ortaya koydu. Bu konudaki bütün teoriler ve deneyler ya bir çıkmaz sokakta bitiyor ya da bilgi elde edilemediğinin itirafıyla sonuçlanıyor.” (Dose, K. The Origin of Life: İnterdisciplinary Science Reviews, 13/4, s.348, 1988)

Prof. Michael Denton, Evrim Krizde Bir Teori isimli eserinde der ki:

“Darwin yanılıyor. Bir tasarımcı olmadan evrendeki mekanizma ve düzen kurulamaz. Türlerin sahip olduğu sistem, Tanrı’nın büyük bir yaratılış planının parçasıdır.” (s. 44 -45) 

Prof. Antony Flew, Yanılmışım Tanrı Varmış adlı eserinde der ki:


“Sonsuz zekâya sahip bir AKIL var. Bilim, sanat ve teknoloji yaratabilen, canlılar geliştiren bu akıldır. Aklım beni var olan, maddi olmayan, her yerde hazır bulunan, her şeye kadir bir varlığa götürdü. Doğanın varlığından yola çıkarak onun varlığına ulaşırsınız.” (Yanılmışım Tanrı Varmış, s.145-146) 

Prof. İsmail Aydoğan, Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü isimli eserinde, küresel sermayenin eğitimi dizayn ettiğini, eğitim sisteminden din ve dine ait unsurların çıkarıldığını uzun uzun anlatır. 

“Eğitimi yeniden kendi medeniyet değerlerimize göre düzenlemeli; eğitim sistemi; kültür, tarih, dil ve dini kapsayacak şekilde şekillendirilmelidir.” (Küresel Sermaye ve Eğitimin Dönüşümü, s.208)

Türkiye’de ateist, materyalist eğitimi savunanlar % 2.3’lük bir azınlık; Müslümanların oranı % 92.3. Eğitimde ateist azınlığın hakimiyetine son verme zamanı geldi geçti. Bakanlık doğru adımlar atıyor.

Tanzimattan beri (1839) Batı’yı taklit ediyoruz, kalkınamadık. Taklitle kalkınma olmaz. Kralı taklit eden soytarı olur, kral olamaz, der Yusuf Kaplan.

İHA, SİHA, AKINCI, KIZILELMA, KAAN yapan milletimizin imanlı evlatları kendi inanç ve değerleriyle yetişirse hem bilim ve teknoloji hem de ahlak ve maneviyatta destanlar yazacaktır. 

Acilen FEN BİLİMLERİ KİTAPLARI “TEVHİDİ BAKIŞ AÇISI” yazdırılmalı.

Daha önemlisi gençlerimizi medeniyet değerlerimizle yetiştirecek ÖĞRETMEN YETİŞTİRME SİSTEMİ kurmalı.

Mehmet Akif, ideal öğretmenin özelliklerini şöyle sıralar:

“Muallimim” diyen olmak gerektir imanlı;

Edebli sonra liyâkatli sonra vicdanlı.”

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.