BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Sözcü gazetesi manşetten “Bu nereden çıktı” diye sormuş.

Nereden çıktığı sorulan şey namaz.

Kahir ekseriyeti Müslüman olan, günde beş vakit ezan okunan güzel ülkemizde bu manşeti atanlara “Uzayda mı yaşıyorsunuz? Ömrünüzde hiç ezan duymadınız mı? Bayram, cuma veya kandil akşamı hiç mi camiye gitmediniz?” diye sormak lazım.

İnsan, içinde yaşadığı toplumdan ve onun değerlerinden bu kadar mı kopuk yaşar?

ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum) isimli Milli Eğitim Bakanlığının okullarda başlattığı bir kulüp çalışması. Gönüllülük esasına dayanır. Okulda gönüllü öğretmen kulüp kurar, ÇEDES etkinliklerine katılacak çocuğa velisi izin belgesi verir. ÇEDES programları Diyanet, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülür.  

Camide ibadetin nereden çıktığına gelince…

 

Öğretmen olarak öğrencilere anlatır gibi açıklayayım:

“İnsan zayıf, aciz, ölümlü bir varlık. Bir mikroba yenilir; sel, deprem, hastalık gibi musibetler karşısında güçsüzdür. Ölüm karşısında çaresizdir.”

Son derece meraklıdır, sorar, araştırır, öğrenmeye doymaz.

Küçük yaştan itibaren sorar:

 

Ben neyim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Ölümden sona hayat var mı? Kabirde beni nasıl bir hayat bekliyor? Ebedi yaşama şansım var mı? Varsa ne yapmalıyım?”

Felsefecilerin asırlardır cevaplamaya uğraştığı sorular bunlar.

Allah, merhametli ve şefkatlidir. Aciz, zayıf, meraklı kuluna kitaplar göndererek sorularını cevaplar ve ona ebedi hayat müjdesi verir.

İnsan Allah’ın dünyadaki en değerli kulu ve dünyada misafiridir, var olmanın yanı sıra bilinç ile nimetlendirilmiştir. Dünyada iman, ibadet ve iyilik yapmakla görevlidir. İman edip iyi işler yapanlar, altından ırmaklar akan ebedi cenneti kazanacaklar; Allah ve ahirete iman etmeyip kötülük yapanlar ebedi cehennemde kalacaklardır.”

Kur’an ile gönderilen Peygamberimiz (sav) Hz. Muhammed (sav), Mekke’den Medine’ye hicret ettiğinde ilk yaptığı iş cami yapmak olmuştur. Caminin arka kısmında Suffe Okulunu kurmuştur. Caminin mihrap ve minberini ders kürsüsü olarak kullanmıştır. İslamiyet ilim ve güzel ahlak dinidir, iyiliği emreder, kötülükleri yasaklar. 

Müslümanlar için okumak, öğrenmek ve öğrendiklerini uygulamak ibadettir, farzdır. Allah’ın birinci emridir. Allah’ın kulu olduğunu ve ona ibadet etmesi gerektiğini ve bunu yaptığı takdirde cennetle ödüllendirileceğini öğrenen Müslüman, beş vakit camide saf tutar, ibadet ve dua eder. 

 

Sözcü’nün ilk sayfaya koyduğu resimdeki ibadetin çıkış yeri İslam’ın beş esasından biri olan namaz, insanı Allah’a yaklaştırır, kötülüklerden uzaklaştırır, iyilik yapmaya yöneltir.

Sözcü duygu sömürüsü yaparak kahvaltı yapamadığını söyleyen bir öğrencinin resmini ilk sayfaya koymuş: “Diyanet, bir de bu çocuğu dinle!” yazmış.

ÇEDES, değerler eğitimini uygulamalı öğretme kulübü. Fakirlere yardım etmek, yoksul ve garibi gözetmek, büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermeyi öğretme kulübü. 

Sözcü, o resimle ÇEDES’i hedef alarak kendisiyle çelişkiye düşmüş.

İyilik yapmayı öğretme kulübüne karşı çıkıyor ama fakir çocuğa iyilik yap diye Diyanet’e çatıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, ÇEDES’i mecburi ders yapmalı, böylece her öğrenci iyilik yapmayı, ekmeğini bölüşmeyi, yoksul ve fakirlere yardım etmeyi uygulamalı öğrenmeli. 

Laiklik sömürüsüne gelince…

Laiklik dini seçme, inancını yaşama hürriyetidir. Laik devlet vatandaşın dinini öğrenmesini ve inancını yaşamayı garanti eder. Laikliği, namazın karşısına koyarsanız Müslüman milletimizi karşınıza alır, dinsizliği dayatırsınız.

Bu milleti dinsiz yapmaya Sözcü’nün gücü yetmez.

Ölümü öldürebiliyor musunuz? Hayat imtihanını kaldırabiliyor musunuz? Cenneti yok sayabilir, cehennemin olmadığını ispatlayabilir misiniz?

Almanya’da öğretmenlik yaptığım yıllarda bizzat yaşadım. Okulun açılış günü kiliseye gidilir ve kilisede dua ederek okula başlanırdı. Karne tatiline kilisede dua ederek girilir, yaz tatiline girmeden son ders kilisede dua ederek biter. Diploma töreni kilisede dua ederek yapılır. Bayern’de uygulama böyle.

Sözcü’yü hazırlayan arkadaşlar, laiklik diyerek burada namaz ve ibadet düşmanlığı yapmak yerine Avrupa ve Amerika’da kilise yönetiminin bağımsız olduğunu, din eğitiminin içeriğini kilise yetkililerinin belirlediğini; okulda, hastanede, hapishanede, orduda din eğitimini papazların verdiğini öğrenmenizde fayda var.

ÇEDES ya ders olarak konmalı veya adab-ı muaşeret dersinin uygulamasına dönüştürülmeli. İyilik yapmayı yavrularımıza öğretmeliyiz yoksa toplumsal dayanışmayı sağlayamayız. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.