BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

كم حاربتني شدة بجيشها
فضاق صدري من لقائها وانزعج
حتى اذا ايست من زوالها
جاءتني الالطاف تسعى بالفرج
Kem hârabetni şiddetün biceyşihe,fedâka sadri min likâihe venze'aci hette izâ eyistü
min zevêlihe cêetniy el eltâfu tes'â bil fereci.

Zorluk ve şiddet bir komutan gibi askerlerini yani şiddetleri ve zorlukları,musibetleri üzerime saldı bana her taraftan hücum ettiler, şiddet ve ordusu ile karşılaşmamdan dolayı göğsüm daraldı ve son derece rahatsız oldum,
bu şiddet ve zorluk hiç gitmeyecekmiş gibi,ben tam umutsuzluğa doğru düşecekken Yüce Allah'ın gizli lütufları imdadıma yetişti, Allah'ın fazl ü keremi ile bir çıkış yolu bulup rahatladım.

Hz. Adem'den Rasulullah efendimize kadar bütün peygamberlerin kavimlerinden çektiklerini, gördükleri zorlukları şiddetleri, musibetleri tefekkür ettiğimiz zaman, Yüce Allah'ın bu dünyaya değer vermediğini ve bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu anlarız.
فلو كانت الدنيا جزاء لمحسن
اذا لم يكن فيها معاش لظالم
لقد جاع فيها الانبياء كرامة
وقد شبعت فيها بطون البهائم
Felev kênet id dünyê cezêen limuhsinin,izen lem yekün fîhe meâşun lizâlimin.
Leked cê'a fiyhel enbiyâü kerâmeten,ve kad şebiet  fiyhê butûn ul behâimi.

Eğer dünya iyi insanların iyiliklerinin karşılığında onlar için bir ödül olsaydı, o zaman hiç bir zalim dünyada bir şey yememesi ve açlıktan ölmesi gerekirdi.
Halbuki en üstün ve şerefli şahsiyetler olan peygamberler Yüce Allah'ın yanında çok kıymetli oldukları halde çoğu kez bu dünyada aç kalmışlardır,dünyada yaşayan hayvanlar ise rızıklarını yiyip karınlarını doyurduklarını görüyoruz.

 İmam Şafii Hz.nin de buyurduğu gibi :
تموت الاسد في الغابات جوعا
ولحم الضان تاكلها الكلاب
Temût ül üsdü filğêbêti cû'an ve lahm ud da'ni te' kuluhel kilâbu.
Ormanların kralı olan aslanlar ormanda açlıktan ölürken, güzel kuzuların etlerini köpekler yer.

Bazıları bugün şunu diyebilir ve şu soruyu sorabilir : Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, hatta yüce Allah'a adeta savaş ilan eden bazı zalim, gaddar,kafir,şımarık devletler ve kimseler varlık içinde yüzüyorlar ama Allah'a ve ahirete iman eden bazı İslam ülkeleri ve bir çok  müslüman fakirlik içinde yüzüyor bunun sebebi ve hikmeti nedir?

Önce şunu bilmek lazım, İslam dini çalışmayı kazanmayı veren el olmayı düşmanlar için gerekli hazırlığı yapmayı emre'den bir dindir varsa kusur İslam dininde değil, İslam dininin mensuplarındadır,hem idare edenlerde ve hem de idare edilenlerdedir.  

İslam dininde asla kusur yoktur bununla beraber az önceki sorunun şöyle teselli veren  bir cevabı da vardır ;
"İnkar edenlerin gönüllerince diyar diyar dolaşmaları seni aldatmasın. Az bir faydalanmadan sonra onların sığınacakları yer cehennemdir,ne kötü bir mesken!" 
Âl- i İmran Suresi: 196,197 Âyetler.

Bütün bunlarla beraber cennetin yolu dünyadan geçtiğine göre, müslümanların ne yapıp yapıp kendi diyarları başta olmak üzere bütün dünyayı yaşanır hale getirmek gibi bir görevleri vardır, Çünkü müslümanlar denge unsurudur bu dengeyi sağlamaları gerekir,yükleri ağır sorumlulukları büyüktür.

Bu ağır yükün ve büyük sorumluluğun altından kalkabilmenin tek yolu yüce Allah'a daha çok mânen yaklaşmak onun Yüce kitabını ve peygamberinin sünnetini tekrar tahkim etmek ve yaşanır hale getirmektir.

Yüce kitabımız kur'an-ı Kerim'in ve Rasulullah efendimizin parlak sünnetinin müjdelerine göre er veya geç dünya mutluluk ve huzur dolu hayata ve dengeye kavuşacaktır, bizlere düşen gücümüzün yettiği kadar her alanda ve anlamda gayret etmektir.

Yüce Allah bütün müminleri müslümanları bu mukaddes yükü taşımaya ve bu mübarek görevi ifa etmeye, dünya ve ahiret saadetini elde etmeye muvaffak eylesin, görünür görünmez lütuflara mazhar eylesin.Âmîn.

Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü 

24 Kasım 2023 Cuma

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.