BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

YA RABBİ; Ben Kudüs’üm Mekke’yi mükerremenin kardeşiyim. O zemzemle umman, bense kan dolu bir tasım. O şehirlerin annesi, bense şehirlerin mazlumuyum. O sevinç gözyaşlarından deniz, bense acılardan bir nehirim. O ayaklar altında kalmasın diye bir isra gecesiyle şeref verdiğin fakir Kudüs ve Gazze’yim. Beni küffardan halas eyle Allah’ım. Hz. Musa (a.s)’ın Asasıyla bizlere bir çıkar yol ver Allah’ım. Bende âmin âmin diyor ve “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim sana ülke diyenin, sana destek verenin, sana destek mesajları gönderenin yüzüne tüküreyim…”

İlahi ya rab; Buhari de geçmekte olan şu hadisi şerifle yalvarıyorum. Biliyorum sen Filistin’e neden yardım edesin.Filistin’e yardım biz müslümanların kardeşlik görevimizdir. Rabbimiz olarak biz müslümanlara emir buyuruyorsun birbirinize yardımcı olun haşa sümme haşa bizde sana diyoruz ki ya rabbi sen Filistinlilere yardım et. Gazzelilere yardım et. Biliyoruz o görev bizim sen 1 salisede o azgın Yahudi topluluğunu tarumar edip yerle bir edersin. Ancak bizim yapmamızı istiyorsun. Vallahi şu an elimden duadan başka bir şey gelmiyor. Allah’ım onun için sana yalvarıyorum.

“Ey Kur’an’ı indiren, bulutları gökyüzünde gezdiren, düşman saflarını darmadağın eden Allah’ım, şu düşmanı perişan et ve bizi onlara karşı muzaffer kıl Allah’ım. Ateşin içindeki İbrahim’i Nemrut’a galip kılan rabbim, Filistin’i İsrail’e galip eyle Allah’ım. O Küffar olan İsrail ve destek veren devlet ve milletleri kahru perişan eyle Allah’ım. Ve bizi onlara karşı muzaffer kıl diye sana Bakara 214. ayetinle yalvarıyorum. Yalvarıyoruz… Esirgeme bizden Allah’ım.

Dostlarım, en emin beldenin en emini olan efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor ashabı gizine, ey ashabım;  “Öyle bir gün gelecek ki kâfirler, aç kurtların leşe saldırdıkları gibi size saldıracaklardır. Bunu duyan sahabe efendilerimiz sorarlarey Allah’ın Resulü (s.a.v.) biz o gün sayıca az mı olacağız diye sorduklarında efendimiz (s.a.v.) ise hayır, hayır aksine sayınız fazla olacak. Ama selin önündeki çer çöp gibi olacaksınız.  Zira Allah heybetinizi korkunuzu düşmanlarınızın kalbinden çekip alacak ve sizin kalbinize vehen yerleştirecek.” Sahabe ey Allah’ın Resulü (s.a.v.) “Vehen” nedir. Dediklerinde Allah’ın Resulü (s.a.v.) dünyayı sevip, ölümü kerih görmektir. (Ebu Davud).

            Eyvallah tamda bugündür bugün. Neden mi? Anlatınız diye bir fısıltı geldi. Peki, ben neyi anlatayım…

Ya hu biz nankör, pısırık, dil müslümanları olarak Hz. Ebuzeri çöle göçmen edenlerle,Hz. Ali’yi hançerleyenlerle,Hz. Hüseyin’i susuz bırakanlarla değil, Medine'yi yağmalayanlarla,Hz. Ömer’i katledenlerle beraber olduk. Terk farkımız olurmuya onlar gâvur ya. EEEE sen nesin ya; sen değil misin gâvur aşığı. Dünyanın, modanın, nefsani, şehevi arzu ve isteklerinin kulu ve kölesi değil misin sen? Değilim dersen hadi ordan. Var git kapkara olan o gönül aynana bak. Tabi bakacak yüzün varsa?

Yarenlerim; bakınız vallahi Kudüs’ü fethedilirken Hz. Ömer Arapçı değildi, Selahaddini Eyyubi Kürtçü değildi, Yavuz Sultan Selim Han Türkçü değildi her biri hakiki bir müslüman, ‘Ene Selman İbnul İslam’ diye haykıran imanlı bir İslam neferi ve İslam sancağı gölgesinde birer ümmet oldukları için ne haçlılar kaldı, ne de Kudüs’te siyonizm…

            Onun için sen bu kilonla, tipinle, amelinle Ebabil olmazsan. O Ebabillerle o siccinlerle sen uyamazsan. Sen müslümanlarla beraber olmazsan. Sen Gazzeli, Filistinli,Kudüslü müslümanları yok etmeye çalışan o lanetlenmiş Yahudi toplumun yöneticilerini destekleyen veya destek mesajları gönderlerden olamazsın. Yok, eğer onlardan isen; bende sana derim ki, unutma ey müslüman görünümlü süslüman, Ebabillerin o siccin taşları bir gün senin başına düşecek. Daha çoooook beklersin ebabillerin gelmesini çoooook…

            İçim yanarak diyorum ki;“Dayan ey nazlı aksa, çatma o mağrur kaşını. Dayan ey nazlı aksa,  sen sil o gözyaşlarını. Ey şehitler şehri Gazze, Eğme dik tut başını, Ey şehitler şehri Gazze.”Sana sahip çıkacak“Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin kimsesi. Kimsesiz kaldım medet eyle ey kimsesizler kimsesi”Olan Hz. Allah (c.c.) Ama sen bu feryadı daha çok duyacaksın, yatağında rahat uyuyamayacaksın. Çünkü bir Filistinli günahsız evladımızın “Sizi Allah’a şikâyet edeceğim ey müslümanlar”Allaha sunacağı o şikâyet dilekçesindeki şikâyetini maruz kalıp“İlel cehenneme zümeraya” doğru yol almaktayız. Allah muhafaza.İsrail’in yapmış olduğu bombardıman sonrası hastahaneye getirilen yaşlı adama gazeteciler yaklaşıp video çekelimde müslümanlara seslen dediklerinde o şu cevabı veriyor, “MÜSLÜMANLARIN HEPSİ ÖLMÜŞ OLMALI YOKSA BİZLER BUDURUMA DÜŞMEZ VE BU DURUMDA OLMAZDIK.”Cevabı veriyor. Başta ben olmak üzere tüm müslümanın diyenler utanın utanın atanın.

            Sen zannediyormusun çok ama çok yaşayacağını, Vallahi ölüm var ya ölüm. İşte o ölüm elinde işin, ocakta aşın, gözünde yaşına bakmadan bir gün aniden davetsiz olarak gelecek. Yaşa başa bakmadan, belki de son lokmayı bile yutmadan aniden davetsiz olarak gelecek. Ve soracak sana. Sen, sana verilen binlerce nimete karşı hayatında Allah (c.c.)’ın emirlerine ne kadar uydun. Peygamberin hayatına ne kadar uydun. Kur’an’ın emirlerine ne kadar uydun nehiylerinden ne kadar kaçınabildin. Terk ettiğin binlerce Sünneti ne kadar sevdin hayatına ne kadarını ilmek ilmek işledin. Kimleri sevdin, kimleri dost edindin. Hani buyuruyordu ya efendimiz MuhammedMustafa (s.a.v.) “MEN TEŞEBBEHE BİKAVMİN FEHÜVE MİNHÜM”“Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.” hadisi çerçevesinde ey müslümanım diyen er veya hatun kişi sen makam için, mevki için, koltuk için, galerin için, inşaatın için, yatın için, katın için, üniforman için, o için, bu için kimlere benzedin ve kimlerle beraber olup dininden diyanetinden şeref ve haysiyetinden ben ne kadar taviz verdim diye hiç düşündün mü?

            Yarın mahşerde sorulduğunda Allah’ım ben müslümanları bırakıp kâfirleri dost edindim. Kur’an’ın hükümlerini bırakıp beni cehenneme götüren tağutların peşinde oldum koştum. (((TAĞUT:Türk dil kurumu verilerine göre Tağut; geniş anlamda ölçüyü aşmak, Allah’tan başka bir ibadet odağını ifade eden İslami terminolojidir. Geleneksel teolojide bu terim genellikle kendileri için kurbanların kanı akıtılan putları veya İblisleri ifade eder. Derken; TağutSözlükte azmak, sınırı aşmak anlamındaki tuğvân kökünden türeyen bir isim ve sıfat olup asıl manası aşırı derecede azgın ve mütecavizdir. Bundan hareketle Allah’tan başka tapınılan ve hak yoldan saptıran her varlık ama her varlık, put, şeytan, kâhin ve sihirbaz tâgūtun kapsamı içinde düşünülmüştür. Hatta Kur’an-ı Kerim’de tuğyan kavramı otuz dokuz yerde geçmekte olup özellikle sizlerden ricam bu yazıyı okurken, öncelikle Nisa Suresi 51. 60. 76. Ayeti kerimelerinyanısıra Bakara Suresi, 256. 257. Ayetini, Maide Suresi, 60. Ayetini, Nahl Suresi, 36. Ayetini, Zümer Suresi, 17. Ayetlerinin meallerine bakınız.)))Onun içinde önce kalkıp tertemiz bir abdest alıp bir Kur’an Mealini açarak zikredilen ayetlerin meal ve manalarına bakıp gerektiğinde yorum olarak da bana yazarsanız el değil ayaklarınızı öperim) dolayısıyla efendimizin ilgili hadisi şeriflerine hangi derecede bağlısın mertçe söyle ve kararını ver. Çünkü ölüm var ölüm. Hesap var hesap. Yoksa böyle vurdumduymazlıktan dolayı yıllardı Filistin, Kudüs, Gazze, lanetlenmiş Yahudilerin zulmünde olduğu gibi bir günde seni de vururlar ey acılara tahammülü olmayan insanoğlu.

            Bakınız Rabbimiz (c.c.) ne buyuruyor; Ben Kudüs’ü dünyanın anahtarı yaptım. Kudüs kimdeyse dünyanın yönetimini ona vereceğim. Bakın Hz. Ömer’in zamanına, Kudüs bizde ve dünyanın yönetimi de bizde. Bakın Selahattin Eyyubi’nin zamanına Kudüs bizde ve dünyanın yönetimi de bizde. Bakın Yavuz Sultan Selim Han’ın zamanına Kudüs bizde ve dünyanın yönetimi de bizde. Bakın şu günümüze Kudüs Yahudi’de, dünyanın yönetimi Yahudi’de. Çünkü Yahudi çok iyi biliyor ki,  Kudüs bende olduğu müddetçe, Mescidi Aksa bende olduğu müddetçe, dünyanın yönetimi de bende olacak çünkü dünyanın anahtarı KUDÜS’TÜR, MESCİDİ AKSADIRdostlarım.

Anahtar cebinizde yoksa yolda düşürdüyseniz, villanızın kapısından, apartmanınızın kapısından içeri giremezsiniz ve kapıda kalırsınız kapıda. Peki, Ümmeti Muhammed (s.a.v.) bu gün neden kapıda kalmış. Çünkü kıymetli anahtarlar Yahudilerin elinde, kâfir büyük şeytan ABD’nin elinde. Ondan dolayı güçlüler, insanlara özelliklede müslümanları zulüm ve işkenceye maruz bırakıyorlar. Tıpkı Nurullah GENÇ hocamın dediği gibi;

“Istırabdır yiğidim azığımız, hicrandır

Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır

Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır

Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır

Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı

Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.

 

Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir

Bu gözü yaşlı tarih, hıçkırıklar senindir

Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir

Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.

Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı

Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

 

Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır

Külümüzden yükselen duman bizden yanadır

Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır

Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır

Kapıları açacak coşkun bin niyaz kaldı

Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı…” Uyan ve unutma ki; Ey Müslüman, Kudüs hedef seçildi, vurmak için bu dine. Çünkü Kudüs düşerse, düşer Mekke Medine. Vesselam.Ama unutmayın ey küffar savaşı Allah ile olanlar kaybetmeye mahkûmdurlar. Ve diyorum ki “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim sana ülke diyenin, sana destek verenin, sana destek mesajları gönderenin yüzünetüküreyim...

Merhum Üstad Bediüzzaman (r.a.)’in dediği gibi; “Ümitvar olunuz şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sedâ İslam’ın olacaktır.”Tabi biz kendimize geldiğimizde…

 

                                                                                                                      Yusuf ÇAKICI

 Seydişehir / KONYA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.