BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Günümüzde insanlar insanları değerlendirirken, makamı, mevkisi, etiketi, kariyeri, sosyal statüsü, ekonomik durumu ile mal varlığı, toplumdaki popülaritesi hep ön planda tutulur veya dikkate alınır.

                Halbuki, gerçek ölçü ve değerlendirmeler, ahlaki yapısı mesleki etik durumu, karakteri, dürüstlüğü, üretkenliği, çalışkanlığı, ilmi, ilmi ile ameli arasındaki orantı, söz ile yaptıkları arasındaki tutarlılık, elinden ve dilinden diğer insanların emin olma durumu, hoşgörü ve/veya kindar olup olmaması ile irfan ve basiretliliği dikkate alınıp değerlendirme yapmak gerekir.

                Eğer böyle olmazsa, ortaya öyle bir tablo çıkar ki, Arif’e tarif gerekmez cümlesinde ifade edildiği gibi günümüz dünyasındaki durum ortaya çıkar.

                Yalancıların baş tacı, sahtekarların itibar gördüğü, güçlü ve kuvvetli olanın göstermelik de olsa pohpohlandığı, adalet terazisinde hakkın ve haklının değil, zalimin ve zulmün revaçta olduğu durumlar zuhur eder.

                Hele hele Anadolu insanındaki; anlama, bilme, kültür, gerçeğe ulaştırıcılık, güçlü seziş olan İRFAN ile gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği ile, doğru görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, vizyon, sağduyulu hareket etme yeteneği BASİRETLİLİK dikkate alınmaz ve bir kenara koyulursa, i,çinden çıkılmaz bir tablo ortaya çıkar. Bunu bir olayla ortaya koyalım.

                60 yaşındaki bir profesör milletvekili, bir ilin ilçesindeki yayla şenliğine gidiyor.

                Yayla şenliği için ok işareti ile gösterilen yola girip epeyce bir gittikten sonra, dağın yamaçlarından dağın tepesine varıyorlar.

                 Fakat burada stabilize yol ikiye ayrılıyor ve şenliğin yapıldığı yönü gösteren bir levha veya yazı yok.

Sağa sola bakınıyorlar, soracak bir kimse de yok. Biraz bekleyelim, mutlaka şenliğe giden biri gelir, sorarız der ve beklemeye başlarlar.

 Biraz bekledikten sonra otların arasından bir teyze gelir ve ona sorarlar.

 Teyzeciğim bu yol nereye gider?

Teyze bir adama bakar, bir arabaya bakar, bir de arabanın içindekilere bakar ve şöyle der;

Guzum, ben 80 yaşındayım ve bu yol 80 yıldır yerinde duruyor, bir yere gitmedi. Sen bana gideceğin yeri sor, ben sana gideceğin yolu göstereyim.

Kariyer ve etiketinde, 60 yaşında milletvekili ve profesör olan kişinin ne yaptığını, ne cevap verdiğini sonra yazacağım bir yazımızda yazacağız.

Bir profesör ile cahil köylünün oyu bir mi olur diye tartışılan günümüzde, düşünce ve yorumlarınızı siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.