BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bugün itibariyle okullarımızda ders başı yapılarak  2022-2023 eğitim ve öğretim yılı başladı.

      Tüm öğrenci yavrularımıza ve eğitim de görev alan başta idarecilerimiz olmak üzere öğretmenlerimiz, memur ve hizmetlilerimiz ile okullarımızı beklemek için görevlendirilen özel güvenlik görevlilerimize, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yıl dilerim.

       Önceki dönemlerle mukayese edildiğinde, özellikle bizim dönemlerle kıyaslarsak, fiziki şartlarda ve okul kitapları ile diğer eğitim öğretim materyallerinin mevcudiyetinde çok büyük ilerlemeler olduğunu görüyor ve gözlemliyoruz.

      Köyümüzde ilkokula başladığımda, Deli Şekerin Mehmet GÜNEY abimizim evinin alt kısmında ki samanlığın bir kısmı boşaltılıp, tahtalarla bölünüp, yanıbaşındaki ahırla bitişik yerde eğitim ve öğretime başladık.

       Ortaokul ve liseye başladığımızda da durum pek fazla değişmedi. Yeni açılan bir okuldu.

       Etibank'tan tahsis edilmiş bir binaya okul açılmış, sıra, tahta ve malzeme hiç bir şey yoktu. Sıra ve yazı tahtasının olmadığı yerde diğer eksikleri saymaya gerek yok.

       Okul Müdürümüz tanıdığı bir inşaattan kalıp tahtası istedi, onları getirdik, aynı hizada kesip, duvara çaktık.Bir esnaftan hayrına istenen yağlı boyayla da bu konuda mahir arkadaşlarımız boyadı.

       Öğretmenlerimizden biri öğrencileri bir araya toplayarak, içinizde ailesi davarcılıklauğraşıpta, eski kullanılmayan kepeneği olan varmı diye sordu. 4-5 arkadaşımız el kaldırdı. Ailenizden izin alıp yarın getirin dedi. İkinci gün kepenkler geldi.

      Aynı gün kesilip üstüste çakılarak hazır edilmiş tahtalara göre kesilen kepenek parçaları çakılarak tebeşir silgileri yapıldı. Okul binasının bahçesinde fabrikadan kalma tahtalarla , gelecek olan öğretmen masalarının tabanına kürsü tahtaları hazır edildi.

2 hafta sonra DMO'dan alınmış yeni sıralar kamyonlarla geldi. Öğrenciler olarak büyük bir zevk ve heyecanla sıraları indirdik. Yeni sıralar profilli ve birbirine geçmeliydi. Bu İlçemiz de ilk bizim okula ve bizlere nasip oluyordu. Sınıflara sıraları kurup yerleştirdik.

      Okul kitaplarımızı İlçemizde ki 2  kitapçıdan  satın almaya çalışıyorduk.

       Kitapları tamamlayıncaya kadar 1 dönem tamamlanıyordu. Eksik kitapları tamamlamak için, geldiyse bitmeden alalım diye hergün öğle arası ve akşam üstü okul çıkışı olmak üzere günde iki kez kitapçılara gidip, bitmeden almaya çalışıyorduk.

Kimse de Orhan GENCEBAY'ın parçalarına takılıp "Batsın bu dünya" demiyor, enerjisini bu olayın çözömü için harcayıp, Ferdi TAYFUR'un "Bende bu dağların nesine geldim" şarkısını terennüm edip âsileri oynamıyor ve mücadele ediyorduk.

       Bu bahsettiğim okul çok mahrumiyet bir bölge veya köyde açılmış bir okul değildi. 1967'de Etibank Alününyumfabrikasının temelinin atılıp kurulduğu, Konya'nın Seydişehir ilçesinde 1974  yılında açılan İmam Hatip Orta Okulu ve Lisesi'ydi.

Şimdi, Ülkemizin ekonomik ve sosyo-kültürel şartları eskiye oranla çok değişti.

       Okulların açıldığı gün okul kitapları ve yardımcı kaynak kitapları, sıraların üzerinde çocuklarımıza hazır, poşetlenmiş şekilde ücretsiz sunuluyor.

       Ülkemiz genelinde de kalorifersiz okulumuz kalmadı.

       Ama hazır ve ücretsiz verilen ders kitaplarını, ders çalışmak için öğrencilerimizin bir kısmı okul sıralarında bırakıp eve getirmediği bir döneme gelindi.

       Hatta bazı öğretmenlerimizin söylediğine göre, bazı liselerde kitabı hiç açmadan eğitim öğretim yılını tamamlayan öğrencilerimizin olduğunu ifade ediyorlar.

       Bunca kaynaklar aktarılıp,imkanlar seferber edilen Ülkemizde, eğitimde istediğimiz kalite ve hedefe bir türlü ulaşamadık.

       Bu durum, sadece maddi imkan ve fiziki şartların seferber edilmesiyle çözülebilecek bir durum olmadığını da realite olarak toplumumuzun ve devletimizin önüne koymuş oluyor.

Öncelikle eğitecekleri eğitecek olan bilim adamlarımızdan, daha sonra öğretmenlerimizin eğitilmesinden başlayarak, ailelerimizi öncelikli olarak eğitmesi gerekiyor.

Çocuklarımız okula gelinceye kadar anne-baba ve ebeveynlerini rol model alarak yetişiyorlar.

       Çevre faktörünü de göz ardı etmeden, bu konuya çok büyük değer ve önem atfedip, Kurtuluş Savaşı gibi bir Eğitim Seferberliği başlatmanız ve bunu mutlaka ve mutlaka başarmamız ve kazanmamız gerekiyor. Yoksa Ülkemizin geleceği ve beşeri sermayemiz olan çocuk ve gençliğimiz, tabiri caizse heba olup gidiyor.

       Bu konuda neler yapılmalı, bu seferberliğe nereden ve nasıl başlanmalı, sonraki yazılarımız da özel olarak yazacağım inşallah.

       Bu vesileyle eğitim ve öğretime başlayan yavrularımıza Cenab-ı Allah'tan zihin açıklığı ve muvaffakiyetler dilerim.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.