BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

2013 yılı sonbaharında Seydişehir'de bir partinin düzenlemiş olduğu Siyaset Akademisi Deneyim Paylaşımı derslerinden birine, Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ebubekir SOFUOĞLU katılmıştı.

       İnsanların parayla-pulla, akçeli işlerle olan ilişkileri konusunda şunları anlatmıştı.

       Dağda tek başına yaşayan bir derviş varmış. Namı o civarda hep duyulmuş. Nasıl bir derviş olduğu, kerameti bulunup bulunmadığı, varsa nasıl bir keramet sahibi olduğu konuşulduğunda,  bir mendilin içine su doldurup, dört etrafından tutup gezdiği, fakat mendilden hiç su akmadığı gibi mendilin dışına bir damla su bile damlamadığı anlatılırmış.

       Birçok insan da bunun doğru olup olmadığını merak eder, dağa görmeye giderlermiş. Baktıklarında gerçekten mendilden su akmadığı, damlamadığı, mendilin dış yüzeyinin ıslanmadığı gibi, saatlerce öyle gezip dolaştığını görürler, hayret ederlermiş.

       Bu olay, yaşadığı bölgenin dışındaki şehir merkezi dahil her yerde konuşulur olmuş.

       İlçe merkezinde de, gerçekten dürüst, samimi, ihlaslı, mütedeyyin ve emîn olarak bilinen bir ayakkabı tamir ve satıcısı varmış. Bu gerçek bir derviş imiş ama kimsede bilmezmiş.

       Derviş diye bilinen ve duyulan dağdaki kişinin durumu kendisinin bilgisi dahilindeymiş.

       Bu kişiyle görüşüp tanışmak istediğini söyleyip, kendisinin işi gereği dükkanını kapatıp dağa gidemeyeceğini, mümkünse gelmesini ve kendi dükkanında görüşüp tanışmak istediği haberini yollamış.

       Dağdaki dervişte haberi alınca kabul edip ayakkabıcının dükkanına gelmiş.

       Elinde su dolu mendille oturmuş ve tanışmışlar.

       Az sonra mini etekli, çorapsız çıplak ayaklı, sarışın bir bayan gelip, yüksek ökçeli bir ayakkabı almak istediğini söylemiş.

       Dükkan sahibide ayakkabıyı vermiş,  bayan ayakkabıyı çekecekle çekip giyerken, dağdan gelen dervişin mendilinde ki su mendilin dışına taşarak akmış.

       Dükkan sahibi derviş demiş ki, "Keramet kimsenin olmadığı, ağaçların taşların arasında mendilde su taşımak değil, esas keramet şehirde mini etekli, sarışın bayanın çıplak ayağının karşısında suyu mendilde akıtmadan durdurmak ve taşımaktır." demiş.

       Bunu anlattıktan sonra Ebubekir hoca ekledi; önümüzde yerel seçimler var. Kamu görevlilerinin veya belediye başkanlarının dürüstlük âbidesi görünmeleri önemli değil.

       Önemli olan, etkin ve yetkin görevlere atanıp, seçildikten sonra, rantın ve rantçıların gayrimeşru ve gayri kanuni olan teklifleri olan para rakamları, çek veya senetler, ya da vaatler karşısında, yani şu plan tadilatını yapıp kat yüksekliğini, inşaat alanı yoğunluğunu artırıver.

       Şu yolun geçiş güzergahını karşıya alıver, bizim arsaya otel veya petrol istasyonu ruhsatı veriver, ondan sonra dile bizden ne dilersen teklifleri karşısında, dik durup, mendildeki suyu akıttırmamaktır." dedi

       O tarihteki Siyaset Akademisi kursunda Seydişehir'den 150 kadar kursiyer beraber dinledik.

       Dağdaki derviş geçinenlere değil de, şehirde yaşayıp ve keramet ehli olduğunu bildirmeyen gerçek dervişlere selam olsun.

DAĞDAKİ VE ŞEHİRDEKİ DERVİŞ
Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.