BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Memleketimizde eylül ayı, içinde bir parça hüzün barındırsa da daha çok, hiç bitmeyecek zannedilen uzun yazın ardından okullara dönüşü çağrıştırır. Bu ayın pazartesiye rastlayan günlerinden birinde başlayacağı çok önce belirlenip duyurulan yeni eğitim-öğretim yılının açılış günü çok önemlidir.

Bu günün anlamı nedir? Bana göre bugün; çocukları herhangi bir eğitim kurumunda okuyan veya okul çağına yeni gelen aileler, sayıları on sekiz milyonu bulan öğrenciler,fedakâr eğitim ordusu ve eğitim sektöründe bir şekilde payı ve emeği olan milyonlarca insan için tarifsiz duyguların bir arada yaşandığı, unutulmaz anılara yolculuğa çıkılan önemli bir gündür gerçekten.

Bir yönüyle baba ocağından gurbete ilk adımdır. Tıpkı F.N. Çamlıbel’in Han Duvarları şiirinde dile getirdiği biçim ‘ilk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık’lardır. Yepyeni ortamlar, yeni arkadaşlar, yeni heyecanlar, telaşlardır; mutlu bir geleceğin inşası yolunda geceli gündüzlü aylarca süren çileler veevlatlarının mutluluğu için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır anne-babalar için ardı arkası kesilmeyen ciddi masraflar da demektir.

        Halkımızın geleneksel algısında okumak adam olmaktır. Adam olup incelmek nihayet bir baltaya sap olmaktır.

        Türlü sıkıntılarla, zahmetlerle devam eden sıkıntılı bir süreçtir eğitim; başlangıcı acı olsa da sonu baldan tatlıdır.

        İsa Güzel’e göre okumak bakın nedir: “Okumak ilk emirdir insanlığın iftihar tablosuna sunulan. Her şeye Yaratan’ın adıyla başlamaya davettir. Kâinatı var edeni bilmeye ve insanlığı aydınlatmaya bir çağrıdır. Sonsuzluğa açılan kapıdır. Bataklıktan, cehaletten, yok olmaktan kurtuluşun reçetesidir. Okumak bir diriliştir. İnsanın hem kendinde hem de ötelerde dirilişi. Kısaca okumak Yunus’un şu özlü ifadelerinde gerçek manasını bulur kanaatimce. Okumaktan mânâ ne/ Kişi Hakkı bilmektir./ Çün okudun bilmezsin/ Ha bir kuru emektir.”

        Okumanın asıl işlevi bence insanın güzeli görmeye yahut açıkça incelmeye yaptığı katkıdadır.

        İyi de güzelin herkese göre değişen bir şey olduğunu düşündüğümüzde bu nasıl olacak denmez mi? Elbette akla gelir. Bu durumda insanı incelten nasıl bir güzelliktir ki?

        Bence bunun cevabı Derviş Yunus’ta. “Okumaktan mana ne/ Kişi Hakk’ı bilmektir” diyor ya. İşte her işimizi, her şeyimizi güzelleştiren asıl güzellik kişinin kazanacağı Allah bilincidir ki değişmeyen güzellik budur.

        Sevgili Gökhan Özcan’a göre ‘güzel güzelliği geçmeyecek olandır; göreni, bileni, dokunanı, idrakine erişeni güzelleştirecek olandır. İnsanı inceltecek olan, güzelle, güzellikle böyle has bir irtibat içinde olmaktır.’ Nasıl İnceleceğiz, Yeni Şafak 30.08.2021

        Yazarın büyük bir sorun olarak gördüğü ‘incelmek’, üzerinde ciddi biçimde kafa yorulup çareler bulunması gereken toplumsal yaralarımızdan biri ve en önemlisidir.

        Adam, caddede, sokakta, markette, trafikte, piknik alanında veya herhangi bir yerde birisinin oldukça kaba ve sinir bozucu bir davranışıyla karşılaştığı zaman küfretmeye okutandan başlıyor. Onca sene okullara gitmiş talim terbiye görmüş birinden saygı görmek, incelik görmek istiyor haliyle. Bunu sadece eğitim kurumlarından beklemesinin yanlışlığı tabi ki ayrıca tartışılabilir.

        On yıl önce 22 Eylül 2011 tarihli ‘OKUMAKTAN MANA NE?’ başlıklı yazımda şunları kaydetmişim okumanın insanımız özlediğimiz inceliği kazandırmadığından bahisle:

        Her yıl milyonlarca insan bir şekilde eğitim- öğretim çarklarında dolaşıyor da neden hala çeker dururuz bazı sancıları, niçin kurtulamayız bazı hastalıkların pençesinden? Derde deva yok, sadra şifa yok.

         Okuyoruz okuyoruz, terör bir türlü bitmiyor.

         Okuyoruz okuyoruz, tüm uyarılara rağmen bir türlü önüne geçilemeyen trafik kazalarında her yıl bir meydan muharebesi vermiş kadar can kayıpları yaşanıyor güzelim ülkemizde.

         Okuyoruz okuyoruz, yaşadığımız mekânları atıklarımızla berbat ettiğimiz yetmemiş gibi dönüp yaptıklarımızdan iğreniyoruz.

         Okuyoruz okuyoruz benciliğimizden kurtulamıyoruz.

         Okuyoruz okuyoruz, birim zamanda daha çok test çözerken öz değerlerimize, kültürümüze yabancılaşıyoruz.”

         Okuyoruz okuyoruz…

        Köyümüzün yaşını başını almış insanlarından okuyan birinden edebe ahlaka aykırı bir davranış gördükleri zaman duyduğum bir ilenci hatırlarım:

‘Okuduğu sokasıca!’

        Bu fasit daireden ne zaman nasıl kurtulacağız?

        Eğitim sistemimiz ‘güzelliği geçmeyecek’ değerlerin peşine düşerek güzelleşmeli ki göreni, bileni, dokunanı, idrakine erişeni güzelleştirsin, inceltsin.

        Güzel bakan güzel görür.

        Selamların en güzeliyle…

        H. Halim Kartal/ 07 Eylül 2021

       

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.