BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

      Biz sevinirken bir başkasını üzüntüye gark etmiş olmayalım ki sevinçlerimizi ilerideki zamanlarda övünçle yâd edebilelim.

       Zamanımızda gürültüleri, patlamaları, çığlıkları ve paldır küldür kutlamaları sevmeye başladık.

       Oysa volümü yüksek olan her ses insanı rahatsız eder. Mesela korna sesinin hiç sevimli tarafı var mı? Düğün konvoylarında maç kutlamalarında bu sevimsiz ses, çalana zevk verirken duyanları çileden çıkarmıyor mu? Eskiden arabalar modelsiz olduğundan kornaları da mecalsiz idi. Şimdi arabalar modellendi kornaları da Sivil Savunma sireni gibi panik ve dehşet verici hale geldi.

      Havai fişeklerle dehşet uyandırmak gençlere zevk veriyor. Hem ateşliyorlar hem hoplayıp zıplayıp çığlık atıyorlar.

      Fanatik taraftar, takımının galibiyetini kutlamak için saatin kaç olduğuna aldırmadan silahına sarılıp mahalleliyi ayağa kaldırıncaya kadar patlatıyor. Balkondaki oturanı yolda yürüyeni Allah korusun.

      Düğünlerde gece geç saatlere kadar çalınan müziklerin sesleri çok yüksek. Sesin ta öteki mahallelere ulaşıyor olması düğün sahibini zevklendiriyor olmalı.

       Bazı Güneydoğu düğünlerinde ağır silahların hatta roketatarların kullanıldığını televizyonlarda seyrettik. Şükür ki savaş sahnesini andıran o görüntülerin seslerini işitemiyoruz. PKK? nın elinde tank olduğunu hiç duymadığımıza göre bu roketatarlar o insanların elinde neden var? Eğer bir nedenden dolayı varsa düğünlerde niçin kullanıldığını merak etmeyenimiz var mı?

       Gençler için tutku haline gelen sürat motorları ile bilerek egzozu patlatılan Murat124?lerin çıkardığı gürültülerden rahatsız olmayan yoktur.

      Hastanelerimizde muayene sırası bekleyen hasta ve yakınları duvardaki ağzına parmağını götürmüş ?sus? işareti yapan hemşire kızımıza hiç aldırmadan gürültülü sohbetlere her gün devam ediyorlar. Sağlık çalışanlarımıza Allah sabırlar versin.

      Askere gidecek gençlerimizin albayraklı arabalarda sınırsız hızla giderken pencere ve kapılardan dışarı sarkarak, hem kendilerini hem de başkalarını tehlikeye atma gibi hoş olmayan davranışlarına da burada değinelim.

      Hasta mı var, yaşlı mı var, rahatsız olan mı var diye hiç umursamayan bu kimselerde insani duyarlılıktan eser var mı acaba?

     Sevinmek eğlenmek yasaklansın demiyoruz elbette. Gereksiz anlamsız ve faydasız davranışların olmamasını istiyoruz.

 

     Huzurlu ve verimli olabilmek için sükûnete ihtiyacımız var.

 

     Kökleşip süreklilik kazanmış gibi görünen bu tür kötü alışkanlıkların devletimizin yaptırımı ve toplumun bilinçlenmesi ile -  tıpkı sigara yasağında     %100 e yakın başarı sağlandığı gibi - bir gün ömrünü tamamlayıp bitip gideceğine ve sadece ibretlik birer hadise olarak anlatılacağına gönülden inanıyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.