BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

    ?Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış?tan?

     Bulabilirsen helal olsun, dükkân senin!

 

     Yıllar önce Ferdi Tayfur?un bır şarkısında da kullanılıyordu huzur:

     ?Huzurum kalmadı fani dünyada?

    Huzur kelimesinin ilk anlamı kafa, kalp ve vücut rahatlığı, sükûnet, dirlik olarak belirtilmiş sözlüklerde. Sözlükler böyle diyor; lakin sokaktaki vatandaş ne diyor?

     Bu kelimesinin gündelik hayatımızdaki kullanılışına bakalım:

    ?Vallahi bu uğursuzlar mahallemize geldikten sonra kimsede huzur kamladı ayol!

    ?Evlatlarından hiçbiri bakmamış zavallıya, adamı götürüp huzurevine bırakmışlar.

    ? Başımıza bu terör belası musallat olalı beri memlekette ne huzur kaldı ne dirlik.

    ?Sen de insanda rahat, huzur bırakmıyorsun, kardeşim.

 

     Çevresini sürekli huzursuz edenler için söylenmiş bir beyiti hatırlarım böyle durumlarda manzarayı biraz abartılı; ama en net ifade eden:

      ?Ne kendi etti rahat ne halka verdi huzur

      Göçüp gitti dünyadan dayansın ehl-i kubur? (mezardakiler)

 

     Bu çağın, insanı huzursuz ettiği konusunda birçok şair, yazar, bilim ve sanat adamı hemfikir.

    Büyük şehirlerde gürültü, kirlilik, tüketim çılgınlığı; daha çok tüketmek için daha çok çalışmak ve koşuşturmaya maruz kalan insanı yalnızlaştırıyor, eziyor, hırçınlaştırıyor, canavarlaştırıyor.

    İçkiye kumara, uyuşturucuya, fuhşa ve akla gelen gelmeyen sayısız rezilliğe neden bulaşır insan? 

       

    Baba oğul gelin torun onca insanın barındığı küçücük evlerde bugünkü konfordan eser yoktu; ama huzur vardı, huzur.

    Şimdi evlerde işgal orduları gibi koltuklar, kanepeler, elektrikli eşyalar var; ama ödenmeyi bekleyen taksitler sebebiyle uyku bozuk, huzur yok.

    Bugünlerde şöyle bir bakın etrafınıza, sesleri dinleyin bir iyice, göreceksiniz ki;

    İşçiler huzursuz, sendikalar eylem hazırlığında, memurlar huzursuz, çiftçi huzursuz, asker huzursuz, devlet huzursuz, millet huzursuz.

    Ergenekon?du, demokratikleşmeydi ?açılım? dı, kafalar karmakarışık.

    Bu kadar karışıklığın içinde huzur barınır mı Allah aşkına?

    Huzursuzluğumuz o raddelere vardı ki dilimizdeki o güzelim kelime ?huzur? da huzursuz çoktan beridir.

 

    Okuyanlar bilirler. Ahmet Hamdi Tanpınar?ın en güzel romanlarından birinin adı da ?Huzur?.

    Bir eletiri- tanıtım yazısında çok beğendiğim şöyle bir değerlendirme yapılmıştır bu romanla ilgili:

 

    Var olmaya çabalayan ama sonunda her biri kaybeden huzursuz bireylerin romanı Huzur, yazıldığı tarihten itibaren, yazıldığı yerin insanlarının hiç değişmemiş sorunlarıyla hala toplumun en parlak aynası niteliğinde.

 

    Ekonomik, siyasi sosyal pek çok boyutu var elbette bu huzursuzluğun.

   Bilimsel anlamda konunun uzmanı olan kişiler, uygun ortamlarda bunların nedenleri, etkileri ve sonuçları üzerinde beyin fırtınası yapıyorlar, yapacaklar.

    Bizi etkileyen ve acı acı söyleten daha çok sonuçlar. Memlekette zaman zaman nefes alınmaz hale gelen hava. Ortalıkta bir dert varsa ki ne ararsan bulunur devadan gayrı, ister istemez dertleniyor insan ve dertlinin söylediğini de deli söylemez, bilirsiniz.

   Sözün özü son yıllarda sancıları iyice artan bir toplum olduk. Bu sancılar sebebiyle huzursuzluk artıyor. Eğitimde, siyasette, ekonomide birçok alanda istikrara, huzura ihtiyacımız var.

   Bir bilen varsa söylesin Allah aşkına!

   Söylesin ne olur!

 

  Huzur ne yana düşer?  

 

  Selam ve dua ile

 

 HACI HALİM KARTAL

  24 EKİM 2009

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.