BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bizim kadar şüpheci, bizim kadar komplo teorisi üreten ve buna inanan, bizim kadar bize düşman, bizim kadar ukala, bizim kadar birbirini sevmez, bizim kadar her şeyi kötüleyen, bizim kadar bardağın hep boş tarafını gören, bizim kadar paçadan çeken, bizim kadar çekemezlik içinde, bizim kadar yüze gülüp, arkadan vuran, bizim kadar ümitsiz, bizim kadar ağzı laf yapan ama icraat yapmayan bir millet daha varsa gösterin bana? 

 

Biz hep ağlarız. ?Geliyorlar, yakarak geliyorlar, yıkarak geliyorlar. Din elden gidiyor, misyonerlik aldı yürüdü. Bütün apartmanların altında misyoner okulları var. Çıkmışlar Sultanahmet?te İncil dağıtıyorlar. En büyük tehlike irtica? Laiklik elden gidiyor, Atatürkçülük bitti, Cumhuriyet yıkılıyor. Yandık, öldük, bittik. Sattılar bizi, uyuttular, hipnoza ettiler. Gazozumuza ilaç koydular. Böbreğimiz çıkarıp aldılar, dalağımıza göz diktiler. Ne toprak koydular ne ev bıraktılar satmadık? Bütün tesislerimizi sattılar. Bizi beş paraya peşkeş çektiler. Fabrikalarımız üç kuruşa yamadılar yabancılara. Sağımız düşman, solumuz düşman. Türk?e Türk?ten başka dost yok? v.s, v.s?

 

Sanki bütün dünya sıraya girmiş ABD?ye sevgi törenleri hazırlıyorlar.  Dünyada kim var ABD?yi seven Allah aşkınıza?  Ama umurunda mı onların? Adamlar dünyayı ele geçirmişler, biz ise ağlamaya devam ediyoruz.

 

Yılda bir tek dahi kitap okumadan, her konuda ahkâm kesen biz? Askerliği en iyi bilen biz. Hem avukat, hem hâkimiz? Hem lokman hekim, hem hekimiz? Futbolu bizden iyi kimse bilmez, hepimiz birer hakemiz?

 

 Bir tek bile ilaç üretmek için kılını kıpırdatma, eleştiriye gelince ortalığı velveleye ver. Domuz gribi için alınan tedbirlere burun kıvır? Dünyada ilk 500 üniversite içinde esamin okunmasın ama ağlamaya gelince rekor üstüne rekorlar kır. Domuz gribi tedbirlerinde erken davranıldığına veryansın et. Bütün dünya ülkelerinden önce ilaç satın alınmasını eleştir. Acaba sona kalınsa birkaç kişi domuz gribi şüphesiyle ölse o zaman ne diyeceğiz?

 

 Kimimiz ?bizi satıyorlar? diye, kimimiz ?bizi savaşla değil içten yıkıyorlar? diye, kimimiz şu halimize, kimimiz bu halimize, kimimiz her halimize karşı çıkarak milliyetçilik yaptığımızı zannediyoruz.?

 

30 yıldır, 40 bin inansımız öldü, şehit oldu. Biz ise sadece konuştuk. Sadece eleştirdik. Sadece hamaset nutukları attık. Sadece Al bayrağımızı seyrettik. Kimi gün 10 tane, kimi gün 30 tane şehit tabutuna ağıtlar yaktık. Kimimiz babamız, kimimiz kardeşimiz, kimimiz yeğenimiz, kimimiz köylümüz, kimimiz kentlimiz, kimimiz mahallelimiz, hem batılı, hem kuzeyli, hem doğulu hem güneylimizi şehit verdik, sakat bıraktık. Kimimizin yavuklusu kaldı hasret çeken, kimimizin yavruları yetim, öksüz kaldı. Ama biz sadece ağladık, konuştuk. Sonra unuttuk. Unutur unutmaz başladık vur patlasın çal oynasın eğlenmeye? Sonra an geldi yeniden sarsıldık, yeniden ağıtlar yaktık.

 

Bu durum bir kısır döngüye dönüştü. Dağları bombaladık, viran ettik her yanı. Servet akıttık dağlara. Birileri domuz gribi üretip, dünya ekonomisini kökünden sallayacak rantlar elde etmek için laboratuarlarda ömür tüketirken, bizler üniversite girişlerinde olur olmaz zamanlarda, olur olmaz sorunlarla didiştik. Kafalarla değil kafaların sarıldığı bezlerle uğraştık. ?PKK?dan daha tehlikeli? olarak belirlediğimiz tehlikelerle gün tükettik, ömür tükettik. ?İrticaın tehlikesini tam bin yıl sürecek bir tehlike? olarak gördük. Nerdesin ey irtica? Neredesin ey tehlike?

 

PKK dağdan iniyor. Kahramanlar gibi karşılanıyor. Yüreğimiz acıyor, yüreğimiz yanıyor. Kan kusuyoruz, kızılcık şurubu içtik diyoruz. Sanki dün PKK mı vardı? Ne güzel de geçinip gidiyorduk. Arada bir 3?5 şehit cenazesi geliyordu o kadar? Onların da; Kocatepe Camiinde namazlarını kılıp memleketlerine gönderiyor, sonra oturuyor düğünümüzü, derneğimizi kurup ?vur patlasın çal oynasın? a devam ediyorduk. Tam eğlencenin ortasında duyulan patlamayla yeniden sarsılıyorduk?

 

?Açılım? nedir kardeşim? Ben de beğenmiyorum böyle bir ?açılımı??  Böyle ?açılım? mı olurmuş? Dün kardeşlerimi, yavrularımı, canlarımı bombalarla paramparça eden hainlerin düğün dernekle karşılanmasını ben de hazmedemiyorum. İçim kan ağlıyor, gece uykularımı terk ettim. Saçlarım iki kat daha aklaştı. İstemiyorum açılım maçılım.

 

İstemiyorum da kardeşim sizin çözümünüz nedir bunu da bilmiyorum. Bağırmakla, çağırmakla; ?benim ceddim var ya benim ceddim, ta Orta Asya?dan Balkan?lara?? diyerek başlayan nutukların da bir tesiri yok??Çanakkale?de hep birlikte şehit olduk. Benim Kürt Kardeşimle benim Türk Kardeşim yan yana çarpışarak öldüler bu vatan için? diye övünmenin de faydası yok. Çözümünüz nedir kardeşim? Ey devletimin yiğit insanları! Ey benim 7 düveli dize getirmiş ceddimin torunları! Söyleyin bana çözümünüz nedir? ?Nasıl yaparız da şehitlerimiz olmaz, nasıl yaparız da gazilerimiz takma bacaklarını yolun ortasına atmaz?  söyleyin nasıl yaparız?

 

Dinimizi diyanetimizi; atalarımızın dininden, milliliğimizi ve milliyetimizi atalarımızın milliyetçiliğinden kurtarmadıkça, ilme ayırdığımız zaman, eleştiriye ayırdığımız zamandan fazla olmadıkça, olmayız, onmayız?

 

Biz hep ağlarız. Biz yapılanları eleştiririz. Biz çalışmadan kazanmayı severiz. Biz kendi yaptıklarımızla değil, başkalarının yapamadıklarıyla, başkalarının hatalarıyla nefes alırız. Maalesef biz buyuz.

 

?İsrail şunu yapıyor?, ?ABD şöyle ediyor?, ?Avrupa bizi sevmez? İsrail sana mı soracak bir şey yaparken? ABD senden mi izin alacak, Afganistan?ı işgal ederken? Avrupa seni niye sevsin kardeşim? Sen onları seviyor musun da onlar seni sevsin? Ama aramızda önemli bir fark var; o yapıyor, biz ise sadece konuşuyor ve seyrediyoruz.

 

Bırakıverelim bu ağlamaları sızlamaları da biraz da biz icat edelim. Biraz da bizden bahsetsinler. Varsın aya çıkmayalım ama çıkacakmış gibi yapalım. Bırakalım koşmayı da hiç olmazsa hızlı yürüyelim.

 

Bir domates tohumunu bile İsrail'den ithal ederken, bir su fıskiyesini bile çölün ortasındaki İsrail?in markası olarak ararken utanmıyoruz, sıkılmıyoruz, sadece ?İsrail Fobisi? nden bahsediyoruz. Böyle olunca da aklımız sadece kötülemeye, aşağılamaya, kendi milletimiz ile cebelleşmeye eriyor. Milleti horlayarak, milliyetçilik yapmaya çalışıyoruz. Bunun nasıl olacağını düşünemiyoruz.

 

Ama kahvehanelerde iki okeyi birden dışarı atmakta bizden maharetli kimse yok? Sigaraların, içkilerin alasını, kalitelisini bizden iyi kimse bilmez. Nasıl içileceği konusunda hepimiz birer mühendis, hepimiz birer mucidizdir.

 

Bankamatiklerden nasıl para çalınır, internet ortamında nasıl soygun yapılır? Onun bunun yatak odalarından fotoğraflar aşırarak nasıl şantaj yapılır bizden iyi bilen bulunmaz.

 

Sonra da ?domuz gribi şöyle ABD oyunu?, ?Kuş Gribi böyleyken böyle?, ?deprem yardımlarında bize oyun oynuyorlar, kanımız satıyorlar? diyerek bir sürü komplo teorisi üretiyoruz. Biz, hepimiz; komplo teorisyenliğinde doktora yapmış bir milletin fertleriyiz. Biz komplo teorisi üretiriz, bizim ürettiklerimizi başka ülkeler tüketir, uygular.

 

Sokaklara tükürenler bizler,  elindeki peçeteyi çöp kutusu yerine caddenin ortasına atıveren bizler. Trafikte her türlü görgüsüzlüğü, tedbirsizliği, kuralsızlığı uygulayan bizler.  Ama vatanı ve milleti sevmeye gelince bu sevgiyi kendimizden başka kimseye bırakmayan yine bizler. Kusura bakmayın ama ben böyle bir vatanseverliği sevmiyorum

 

Biliyorum ki şimdi; ağızlarını doldurup doldurup birileri birilerine küfür etmekle meşguller.

 

"Ey Türk Milleti'nin evlatları! Titreyin ve kendinize dönün!"

 

"Ne Mutlu Türküm Diyene!"

 

Tayyar YILDIRIM

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.