BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Zaman zaman öyle yazılar okuyorum ki, hayret etmeden kendimi alamıyorum. Başkalarını siyaset yapmakla suçlayan bazı zevat, yazdıkları her yazının içinde birilerine hakaretamiz cümleler kurarken, kendi yaptıklarına dönüp bakmıyor, kendi fikriyatlarına ters gelebilecek kopuk sopuk kelimelerden bile nem kaparak birilerini politika yapmakla suçluyorlar. Siyaset yapmak suç olmadığı halde, siyaset ile yaşamımız iç içe olduğu halde bu tür yaklaşımlar abesle iştigal etmektir. Siyaset bir sanattır. Siyaset yurt yönetimidir.

 

Benim eleştirdiğim husus ise yağmur da yağsa, şimşek de çaksa, bir yerde bir trafik kazsı da olsa, bir uçak da düşse, tüm zamanlarda olabilecek bir hadise de zuhur etse bu durumu hemen birilerini kötüleme, birilerini övme vesilesi yapmak, her konuyu siyasete sıvamak çabalarıdır. Bu hastalık 50 yıldır devam etmektedir.

 

?Bu Ülkede son 10 yılda ne yapıldı? Bana bir tek iyi icraat söyler misiniz? Geçtiğimiz koalisyon hükümeti sırasında ne yapılmışsa yanlış yapılmıştır. Bir tane bile iyi icraat olmamıştır. Falanca hükümet ülkeyi satmıştır, yangın yerine çevirmiştir. Son 10 aklıma geliveren bir tane bile iyi icraat olmamıştır.?

 

Bu ve benzeri cümleleri kuranlara açık ve net olarak söylüyorum ki kendi akıl seviyemi sizinkinden yüksek görmekteyim. Bu tür cümleleri kuranlar emin olun ki beni zerre kadar etki altına alamazlar. Kendilerine çeviremezler, kendilerine oy verdiremezler. Kendilerine sempati ile bakmamı temin edemezler. Ben bu milletin bir ferdiyim. Beni çeviremedikleri gibi milleti de çeviremiyorlar ki istedikleri sonucu bir türlü alamıyorlar. Çünkü siyaset satını yanlış yapıyorlar. Hem yanlış yapıyorlar, hem de kaybettikleri her seçimin arkasından milleti suçluyorlar. ?Millet yanlış yaptı? demeye getiriyorlar. Çoğu zamanda bunu açık açık beyan ediyorlar. Sonra da o seçmenin oyuyla iktidara gelmeyi düşünüyorlar. Nasıl olacak bu? Bu; sosyolojiye, psikolojiye, tarihe, matematiğe, edebiyata kısaca her türlü ilme uygun bir tavır mıdır? Olmadığını da özellikle son 50 yıldır devamlı surette görmekteyiz.

 

Ben bir siyaset bilimci değilim. Ama 24 saat siyasetin içinde yaşayan biriyim. Sadece ben değil bütün bir millet tam orta yerindedir.

 

Daha açık yazayım; ?AK Parti ya da bir başka iktidar için, bu memleket hayrına olan bir tane bile iyi şey yapmamıştır? demek, milleti yok saymaktır. Milletin tercihini beğenmemektedir, milleti ?kör? zannetmektir. Milleti gerçekten de söyledikleri gibi ?bidon kafalı?, ?göbeğini kaşıyanlar? olarak görmektir. Milletin fertlerini, ?bir kilogram bulgura oyunu satanlar? olarak görmektir.

 

Söyleyin bana, Bu Asil Millet, önümüzdeki seçimlerde CHP?ye oy verse, aniden ?demokrasi aşığı? mı oluverecekler? Mesela bu millet, oylarıyla 1977 seçimlerinde Ecevit?in Genel Başkanlığını yaptığı CHP?ye diğer partiler karşısında ezici bir üstünlük sağlayan millet değil midir? O Millet Ecevit?e oy verirken demokrasi sevdalısı idi de, şimdi neden ?göbeğini kaşıyanlar? oluverdi. Yoksa sizler AK Parti?ye oy verenleri ?millet? kategorisinde görmüyor musunuz? Bu çifte standardın dik alası değil midir? Siz bu milletten nasıl oy alacaksınız pekâlâ? AK Parti hükümeti her şeyi yanlış yapıyor olsa da sizin hakaret ettiğiniz millet size nasıl oy verecek? Bu tavırlar eğer ki cehaletten ve siyaset bilmezlikten kaynaklanmıyorsa muhalefetin de; ?gizli AK Partililer? olduğu tanımlaması yanlış bir tanımlama mıdır? Dünyanın neresinde muhalefet etme tarzı sürekli olarak iktidar partisine menfaat sağlamıştır? Bu bize has bir siyaset etme tarzı mıdır?

 

Hükümetler için, ?istisnasız olarak ne yapıyorsa reddet? mantığı doğru bir mantık değildir. Adamlar her seçimde diğer bütün partiler kadar oy alıyorsa, her türlü olumsuz şarta rağmen sürekli olarak seçim kazanıyorlarsa ve muhalefet de ısrarla yanlışına devam ediyorsa söyler misiniz, ?bu ülkede iktidar sorunu? mu vardır, yoksa ?muhalefet sorunu? mu vardır?

Prof.Dr. Osman ÖZSOY; ?Seçim Kazandıran Siyasal İletişim? kitabının arka sayfasında bakın neler söylüyor.

?Hadise, Demokrat Parti?nin (DP) 10 yıl boyunca fırtına gibi estiği 1950?li yıllarda geçer. Bir kasabada Demokrat Partili mevcut belediye başkanı çok başarılı çalışmalar yapar. İki dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra üçüncü dönem seçimlerinde karşısına çıkan adaylar, onun oldukça başarılı hizmetlerinden dolayı eleştirilecek hiçbir kusurunu bulamazlar.

Demokrat Parti?nin başarılı başkanının karşısına çıkan CHP?li aday farklı bir taktik izler. Seçim kampanyası sırasında yaptığı konuşmalarda sürekli olarak başkanın hizmetlerini över. Bu konuşmalardan birinde: ?Belediye başkanının şehrimize yaptığı hizmetleri inkâr edemeyiz. Bir şey yapmadı dersek, gözümüze, dizimize vurur. Evet, çok hizmet etti ama her şeyi kendisi mi yapacak? Bıraksın biraz da biz hizmet edelim? der. Bu sözler seçmende olumlu etki yapar ve seçimi sürpriz bir şekilde kazanır.?

Prof.Dr. Osman ÖZSOY,  29 Mart seçimlerinde AK Parti?li eski başkanı CHP?li Özcan IŞIKLAR?ın nasıl alt ettiğini şöyle anlatıyor.

?Seçimde izlediği stratejiyi öğrencilerle paylaşması için kendisini dün Siyaset Sosyolojisi dersimde konuk ettiğim Silivri?nin CHP?li Belediye Başkanı Özcan Işıklar önemli şeyler anlattı.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası?nın 10 Temmuz 2004?te TBMM'de kabul edilmesinden sonra İstanbul Büyükşehir sınırlarına dâhil edilen Silivri?nin, AK Partili belediye yönetimi sırasında 2005-2009 arasında 750 Trilyonluk kaynak kullandığını belirtti. Yapılan altyapı yatırımlarının Silivri?nin çehresini değiştirdiğini, kentsel tasarım anlamında ilçenin gözle seçilebilir bir değişim geçirdiğini anlattı. AK Parti?nin seçimi kaybeden Belediye Başkanı Hüseyin Turan?ın başarılı hizmetlere imza attığını söyledi.

Seçime 2 ay kala yaptırdığı ankette Silivrililerin mevcut başkandan her yönüyle memnun olduğunu tespit ettiklerini söyleyen CHP?li Belediye Başkanı Özcan Işıklar, bu şartlar altında seçim stratejisini farklı bir konsept üzerine kurmam gerekiyordu, ben de onu yaptım dedi. Öncelikle kendi seçim stratejisini rakip adaylara göre belirlememek ve bozmamak için seçime kadar 2 ay boyunca yerel basına hiç bakmadığını söyledi. Sadece kendi stratejisine odaklandığını ifade etti.

Her gittiği yerde 6-7 başlık altında topladığı Silivri?ye ait temel sorunlardan söz ettiğini, rakip adayları bir kez bile olsun eleştirmediğini anlattı. Hatta ''Silivri'de bir arsanın imar durumunu değiştirme karşılığında 1 milyon dolarlık iş takibi ücreti talep etmekle'' suçlanan ve bu iddialar nedeniyle partideki görevinden ayrılmak zorunda kalan dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı?na ait söylentileri kampanya boyunca diline dolamadığını ifade etti.

Cebinde birikmiş 300-500 milyon parası olmayan vatandaşların ülkedeki genel yolsuzluklularla ilgili ifade edilen milyarlarca doları algılamakta zorluk çektiklerini söyleyen Başkan Işıklar, bu söylemi de değiştirdiklerini ifade etti. Örneğin Silivri?de arsa rantı oluşturma karşılığında haksız elde edildiği iddia edilen miktarı Silivri?nin nüfusuna böldük ve ?size ait olması gereken kişi başı 1400 lira cebinizden uçtu gitti? dedik. Bu algılanabilir rakam milyarlarca doları telaffuz etmekten daha fazla vatandaşı etkilediğini dedi.

Sadece Silivri?nin değil, belli nüfusun altındaki belde belediyelerinin 29 Mart seçimleri ile ortadan kaldırılması ile ilave 7 belediyenin de sorumluluğunu üstlendiğini belirten Başkan Özcan Işıklar, bir koltuğu talip olduk, Allah 8 tane birden verdi dedi.

AK Partili belediyenin Silivri?nin alt yapı sorunlarını çözmeye çalışırken üstünde yaşayan insan faktörünü ihmal ettiğini, kendisinin ise, unutulmaya yüz tutmuş, umudunu yitirmiş, fark edilme çabası içinde olan kesimlerle temas kurarak onlara seslendiğini, insan öncelikli bir belediyecilik sözü verdiğini söyledi.

30 bine yakın gıda kolisi dağıttıklarını ama bunu kamera ve fotoğraf makinelerinin tespit etmediği ortamlarda yaptıklarını ifade eden Başkan Işıklar, ?bir elin verdiğini diğer elin görmediği? bir anlayışla ihtiyaç sahiplerinin sorunlarını çözmeye çalıştıklarını anlattı??

Muhalefet bu anlayışla hareket etmediği ve rakiplerini sürekli olarak ?vatana ihanetle? suçladığı sürece, hırsızlıkla, yolsuzlukla, artık temcit pilavı haline gelen sözlerle ?şunu dedi, bunu dedi? şeklindeki dedikodularla vurmaya çalıştığı müddetçe daha çok uzun yıllar iktidar koltuğu yüzünü göreceğe benzemiyor. Çünkü milletin seçtiklerini sürekli olarak, son 50 yıldır yapıldığı üzere, ?hırsızlıkla?, ?yolsuzlukla?, ?ihanetle? ve sair hakaret içeren sözlerle suçlamaya devam ediyor. Hâlbuki bu tavır o insanları seçen insanlara da aynı sözlerle mukabele etmek anlamına gelir.

Bu nedenle muhalefetin siyaset stratejisini değiştirip, eğer iktidara talipse ve iktidarı memlekete zararlı olarak görüyorsa ve bu milleti bu iktidardan kurtarmayı düşünüyorsa yapacaklarını anlatıp, milleti de ikna edip gereğini yapması lazım. Muhalefet, iktidarın karşısına projelerle ve milletin anlayacağı bir vizyonla çıkmalıdır. Yok, aynı yöntemle siyaset yapmaya devam ederse eğer bundan önce de defalarca olduğu gibi millet, sıkıldığı halde ?alternatif mi var ki?? diye düşünmeye ve AK Parti?yi iktidar etmeye devam edecektir.

Yalan mı?

Yalansa ?yalan? deyin.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.