On yıllardır korku salıyorlardı. TEVE?lere çıkıp halkı gerim gerim geriyorlardı. ?İrtica geliyor? ?İran oluyoruz?, ?Malezya?ya benziyoruz?, ?mahalle baskısı yaşıyoruz?, ?Kaçak Kur-an Kursları çocuklara zehir saçıyor?, ?hepimiz Müslüman?ız, bu güzel dinimizi kullandırtmayız?, ?falanca okulun öğrencileri namaz kılarken görüntülendi?, ?küçük beyinler uyuşturuluyor?, ?İrtica hortladı?, ?falanca belediye kadınlarla erkleri ayrı taşıyan otobüsler tahsis etti?, ?falanca öğretmen sokakta baş örtüsü ile dolaşıyor?, ?Atatürk Türkiyesi?nde istenmeyen görüntüler? , ?elhamdülillah hepimiz Müslümanız? gibi ipe sapa sığmaz ithamlarla, düşüncelerle halkının % 99?u Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde yaşadığı halde, bu milletin ekmeğini yiyip suyunu içenler aynı millete hakarete varan ithamlarda bulunuyorlardı. Sonra da her seçimde milletin vurduğu şamarla ters yüz olup; ?biz bu seçimi niye kaybettik? diyerek derin düşüncelere dalıyorlardı.
Halbuki içinde yaşadıkları toplumun bireyleri yapılan bu ithamlardan çok muzdariptiler. Bu ithamları yapanlar sanıyorlardı ki; ?siyasi iktidara bu yoldan yaklaşırsak, Cumhuriyet sevdalısı milletimizin fertleri bize destek verir biz de bu yolla iktidarı yıkıp onun oturduğu koltuklara biz otururuz.? Bütün amaçları o koltuklara oturanın kendileri olmalarıydı. Çünkü oraya sadece kendi düşüncelerini layık görüyorlardı. Vurdukları siyasi iktidarı oraya oturtanın millet olduğunu göz ardı ederek, ?milletin de yanlış tercihler yapabileceğini? ima ederek, bazen de direk suçlamalarla milleti hor görerek, ?aristokrat? bir anlayışla milletin üstüne gidiyorlardı. Hem milleti rencide edip hem de onun oylarına talip olmak bir çelişkiydi halbuki.
Dikkatinizi çekiyor mu bilmem? Son iki yıldır, siyaset yapanlar ?irtica?dan hiç söz etmiyorlar. Nihayet yaza yaza konuşa konuşa ?irticaı? bitirdiler ?Dini siyasete alet etmekten, Laiklikten, Atatürk?ten, Cumhuriyetten, İran?dan, Malezya?dan? bahseden var mı hiç? Ne oldu da aniden bıçak keser gibi kesildi bu korkular, bu ithamlar? Çok basit. Anladılar ki; millet kendilerinden daha ileridedir. Anladılar ki; uydurma senaryolarla ortaya konan oyunlara seyirci bulamıyorlar. Anladılar ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ni kuran asil millet artık zokayı yutmuyor. En önemlisi de yalan söylemekten, iftira atmaktan artık kendileri de utanır, usanır oldular.
Gerçekten de ?irtica? yaygaralarını bir tarafa bıraktıkları, normal bir zeminde siyaset yapmaya başladıkları için sanki siyaset sahnesinde de bir kıpırdamalar var gibi. Daha ayağı yere basan, daha gerçekçi politikalar ürettikçe, daha bir halkın içinden birileri sahneye çıktıkça sanki tiyatronun seyirci salonları doluyor gibi.
Yarın Mübarek Ramazan Ayı?nın birinci günü. Önceki yıllarda Ramazan girerken Beyaz?lar siyahlar TEVE?lere çıkar ?balıktan kurban?, ? ördekten adak? kesilebileceği konularında, ?çikletin orucu bozup bozmadığıyla? ilgili derin(!) dini bilgiler verirlerdi. Ama samimiyetsizliklerinin derecesini kendileri de fark etmiş ocaklar ki artık o güzel yüzlerini sergilemekten vazgeçtiler sanırım.
Bu milleti, ona yüksekten bakarak anlayamazsınız. Bu milleti ?cahiller ordusu? olarak göremezsiniz. Kendi inançlarını, kendi kültürünü yaşamaktan alıkoyamazsınız. Milleti ?cahiller ordusu? olarak görüyorsanız, bunda da haklı olduğunuzu düşünüyorsanız 4 yılda bir yetkisini kullanan, bundan başka da bir yaptırımı bulunmayan halkın tercihlerine saygı göstermek zorundasınız. Yok onların bu seçimlerinde de; ?bilgisizce hareket ettiklerini, doğruyu ve güzeli seçmesini bilmediklerini? düşünüyorsanız onu bilgilendirmek, cehaletini(!) ortadan kaldırmak da sizlerin boynunuzun borcudur.
Milletimin ve tüm İslam aleminin Mübarek Ramazan aylarını tebrik ediyor, milletimin; askerlik görevlerini yaparak, şehit olarak, vergi ödeyerek içinde yaşamayı anasının ak sütü gibi hak ettiği huzurlu ve müreffeh bir Türkiye diliyorum.
Tayyar YILDIRIM
