BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Türkiye Gazetesi?nin 1 Haziran 2011 günkü ?Sandık yaklaştı, tahrik sıklaştı?  manşetini son günlerde atan şiddet olayları bağlamında oldukça isabetli bulduğumu söyleyebilirim. Nitekim aynı gazetede Fuat Bol, Terör Aracı 1 başlıklı yazısında genel bilgi niteliğinde şu düşüncelere yer veriyor:

 

?Terör, insanlık kadar eskidir; ancak terörün organize suç örgütleri şeklinde devletlerin başına bela olması, son yüz yılın konusudur. Bunun da ana sebebi; bu tür örgütlerin arkalarında devletlerin olması ve onları hemen her bakımdan desteklemeleridir. Özellikle büyük devletler; düşman belleyip, aleni şekilde karşılarına alamadıkları devletlerin arkalarından dolanmak için, bu tür terör örgütlerini kullanmaktadırlar.


        Terör örgütlerinin oluşmalarının temelinde masum istekler ve bunların karşılanmaması yatar. Teröristler kendilerini hak arayıcısı olarak takdim eder; adalet görmeyince de, akıllarınca kullandıkları terör yöntemleriyle bunu sağladıklarını düşünürler. Başlangıçtaki masum talepler yerine getirilmiş olsa da; kurumlaşan örgütler varlıklarını profesyonel olarak sürdürürler. İşte tam bu noktada dış güçler devreye girer ve terör örgütüne her türlü imkânı sağlarlar.

 

Zamanla iş çığırından çıkar; terör örgütünün gayesindeki hedef saptırılır ve kullanıcıları elinde maşa olarak hayatiyetini devam ettirir.?

 

Başbakanın Hopa mitinginde yaşananlar, Hakkari?de, Şırnak?ta, İstanbul?da Ankara?da hatta, çok uzaklara gitmeye gerek yok, Konya?da yaşananlara bakınca gerçekten de adı geçen gazetenin manşetine taşıdığı habere dikkat kesilmemek elde değil. Yıllardır başımızın püsküllü belası haline gelen/ getirilen PKK?nın bir taşeron örgüt olarak faaliyet yürüttüğünü cümle âlem biliyor.

 

 Seçimlere çok az bir zaman kala veya kritik dönemlerde terörün hortlarcasına ?beni de hesaba dâhil etmelisiniz? der gibi ortaya çıkışı bir hikâyeyi getirdi aklıma.

 

 Bir köylü öküzleriyle tarlasını sürerken adamın biri de çift süren bu köylüyü seyrediyormuş. Köylünün öküzlerinden yaşlı olan çizide dosdoğru giderken genç olan, tosun, türlü huysuzluklar yaparak çiziden çıkmaya çalışıyor, çiftçinin işini zorlaştırıyormuş. Bu duruma iyice sinirlenen köylü elindeki övendire ile ikide bir çiziden çıkmaya çalışan tosunu değil de işini doğrulukla yapan yaşlı öküzü dövmeye başlamış. Var gücüyle de vuruyormuş zavallıya. İşkence artınca bir süre bulunduğu yerden olayı seyreden yabancı daha fazla dayanamayarak olay mahalline yetişmiş ve çiftçiye: ?Dur yahu, ne yapıyorsun? Bu yaptığın apaçık bir haksızlık ve zulümdür. Deminden beri seni seyrediyorum, sen yanlış yapıyor, suçu olmayan öküzü dövüyorsun!? diye müdahale etmiş O vakit köylüden kendisini şaşkına çeviren şu cevabı almış: ?Anlaşıldı, sen bizim buraları bilmiyorsun. Senin masum dediğin kart öküz var ya, o göz kırpmasa tosun çiziden çıkar mı sanıyorsun? Olay senin gördüğün gibi değil. Var git yoluna, beni de oyalama!?

 

Galiba böyle bir şey ülkemizde yaşananlar.

 

Hiçbir şey göründüğü gibi değil.

 

Necip Fazıl Kısakürek?in ?Gençliğe Hitabe? sinde dediği biçim ?zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı fark edecek kadar gözü keskin ve gerçek kahramanlık madeniyle sahtesini ayırt etmekte kuyumcu ustası?? olmak gibi, olayları değerlendirirken her şeye çok dikkat etmemiz gereken günleri yaşıyoruz.

 

Selamların en güzeliyle?

 

Hacı Halim Kartal

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.