BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak iyice yerleşti takvimlerimize. Eğitim ve öğretimin, özellikle de öğretmenlik mesleğinin kişi ve toplum hayatındaki öneminin vurgulandığı, yer yer tartışıldığı günler olması bakımından önemli buluyorum bu günleri.

 

Erciş?te meydana gelen depremde hayatlarını kaybeden yüze yakın öğretmenin acıları tazeyken iyice yaklaştığımız bu yılki Öğretmenler Günü?nün özellikle eğitim- öğretim camiasında oldukça buruk geçeceğini tahmin ediyorum. Mesleğe ilk adımlarını attıkları günlerde, ilk sevgiye benzeyen ilk acıyı, ilk ayrılığı, ilk heyecanı yaşarken hayatlarının baharında sığındıkları binaların yerle bir olması sonucu hayata veda eden öğretmenlerimize rahmet; kapanmayan yaraları 24 Kasım günü sızım sızım sızlayacak olan kederli ailelerine sabırlar diliyorum.  

 

O gün en etkili ve yetkili ağızlardan öğretmenlik mesleğinin kutsallığı ve çok fedakârlık gerektirdiğini belirten kutlama mesajları yayımlanacak. Sonra da cami ne kadar büyük olursa olsun imam bildiğini okuyacak.

 

İmam gene bildiğini okuyacak demekle anlatmak istediğim şu: Aldığımız eğitime rağmen kusurlarımızla, ihmallerimizle yaşamaya devam edeceğiz. Bir eğitim- öğretim kurumundan mezun olacağız; ama adam aldatmaya, kısa yoldan köşe dönmeye, gerçekleri görmezden gelmeye,  bir hakkı yerine teslim etmemeye kısaca kendimize ve çevremize zulmetmeye devam edeceğiz. Okul yıllarımızın her sabahı güne ant içerek başlayacağız; ama onca yıldan sonra icra ettiğimiz iş kolunda yapıp ettiğimiz ne varsa onlarda doğruluktan eser bulunmayacak.

 

Kendisiyle ve çevresiyle barışık iyi insan yetiştirmek için öncelikle bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Parolamız önce mühendis, önce doktor, önce hâkim değil önce insan olmalı.

 

Bir yazar eğitim sistemimizdeki bu en temel çarpıklığı belirtmek için kaleme aldığı yazısına şu başlığı vermiş: Milli eğitim mi milli öğütüm mü?

 

Var olan cevherleri ortaya çıkarmaya mı yarıyor eğitimimiz yoksa ebediyen çıkmamak üzere gömmeye mi?

 

?Allah kaç evladım?

?Biiir?

?Aferin sana!

 

Çocuğa Allah?ı öğretişimize benziyor eğitim-öğretim faaliyetimizin birçok alanı. Ne, neden, niçin, nerede, ne zaman, nasıl? Sorularına cevap vermeyen verse de önceden belirlenmiş olduğu için düşünüp akletmeyi devre dışı bırakan cinsten cevapları tekrarlayan ezberciler yetiştiriyoruz.

  

 Genel bir değerlendirmeyle eğitim-öğretim yükümlülüğünü taşıyanların, önlerine getirilen sabilere, öğrendiklerinin hepsini bir celsede öğretmeye çalıştıkları, bu nedenle de çocukların adeta bilgi sağanağına yakalandığı başka bir yer var mı?

 

        Bilmiyorum.

 

        Bildiğim kadarıyla yaşlarına başlarına bakılmadan, taşıyıp taşıyamayacakları hesaplanmadan çocuklara müthiş bir bilgi yüklemesi yapılır okullarımızda.

 

 Bunu nereden mi biliyorum? Ülkemizde ilköğretim okullarında uzun zaman çalıştıktan sonra mesleğini şu an Fransa?da sürdüren bir arkadaşımın anlattıklarından? O ülkede ilköğretim düzeyinde öğrencilere bilgiden çok davranış eğitimi verildiğini ve bunun çok önemsendiğini söylüyor arkadaşım.

 

Bizde, neyi niçin öğrendiğini düşünüp sindirmesine izin verilmeden tarihten matematiğe, fen bilimlerinden din kültürü ve ahlaka kadar her şey SBS kılıçlarının şakırtıları eşliğinde büyük bir yarış atmosferinde öğretilir. Kafaları karmakarışık edilen bu çocuklar çoktan seçmeli soruları şakır şakır çözerlerken diğer yandan çöplerini yerlere atmamaları, merdivenlere tükürmemeleri, ellerini yıkadıktan sonra musluğu açık bırakmamaları, kimseye zarar vermemeleri, asla yalan söylememeleri vb. konularda her gün her dakika uyarılma ihtiyacı içindelerse burada gerçekten durulup düşünülmesi gerekir.

 

Bir yarışı kazanan ama kendilerini hiçbir şekilde hiçbir değerle kayıtlı görmeyen, kendine de çevresine de acımayan insanlar yetiştiriyoruz, yalan mı?

 

İnsanımızı her çeşit bilgiyle bilgilendiriyoruz da bir türlü eğitemiyoruz.

 

Davranış kazandırmamız lazım çocuklarımıza.

 

Davranış eğitimi ikinci, üçüncü sıralarda kalmamalı.

 

Bir özdeyişle bitiriyorum.

?Eğitimin yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey onun etki alanının dışında kalamaz. Kötü ahlaklıları iyiye çevirebilir; kötü ilkeleri yıkar ve yerine yenilerini koyar; insanları melekler seviyesine çıkarabilir.? Mark Twain

 

Selamların en güzeliyle?

 

Hacı Halim Kartal           

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.