BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Öyle bir hale geldik ki; dürüstlüğün adı ?salaklık?, mütevazılığın adı, ?hafifmeşreplik?, suskunluğun adı, ?bir şey bilmezlik?,  kandırmanın adı ?akıllılık, ?gözü açıklık? gibi algılanmaya, değerlendirlmeye başlandı.

                Birine gülümseyerek bakmak, ona içtenlikle yaklaşmak şüpheciliğe yol açıyor. Birine yardım elini uzatmak, ?altında ne var ki?? sorusununu akla getiriyor. Söz vermek, ?yüzyüze anı?nı kurtarmak için kullanılıyor.

                Devlet de ya da özel sektörde bir işe mi girme isteğin  var, taklanın bini bir para. Netice hasıl olunca ?yan gelip yatmak?, adam tanımamak, kendini o yerlerin kıralı saymak moda.

                Ömründe bir tek kitap okumamış ama duyduklarıyla, kendisini ?ordinaryüs? yerine koyarak her konuda ahkam kesiyor.

                Bindiği araç, sanki başka dünyalardan getirilmiş ?Zümrüd?ü Anka Kuşu? muamelesi görüyor kendi nezdinde. Ayağını gaza bastığında Yemen Çölleri dar geliyor. Kendisinden başkasının hakkı, hukuku yokmuş gibi sokak aralarında can avına çıkmış. Kendi gibi ?magandalar? yüzünden, yılda 5 bin insanın kemikleri doğranmış, damarları parçalanmış, canlı canlı mezara konmuş umurunda bile değil. Trafik kurallarını, ehliyet alırken geçerli ezber soruları zannediyor.

                Çocuk; tertemiz tomurcuk bil gül iken, etrafındakilerden öğrendiklerini, babasından kaptıklarını, anasından gördüklerini, TV?lerden izlediklerini gerçek hayatında uygulayarak, TV dizilerinde akan kırmızı boyaların taklidini değil gerçeğini yapmaya azimli birer canavar olarak atıyor kendisini şehrin sokaklarına. Durdur durdurabilirsen. Çevir çevirebilirsen...

                ?Eğitm 8 yıl kesintili mi olacak?, ?2?ye bölüp 4?le çarpıp 8?den mi çıkarılacak? diye ideoljik saplantılarımızı, Ülkemizde deneme tahtasına döndürülen okullarımızda uygulamaktan, gerçeklere dönmeye, milletin sorunlarını görmeye, ahlaki yozlaşmayı düzeltmeye, insanları insan gibi yetiştirmeye zamanımız kalmıyor. Sonra da ?biz neden böyleyiz? şarkılarını on yıllardır mırıldanmaya, sokakta gezerken bile el kol hareketleriyle kendimize anlatarak duruma çare bulmaya gayret ediyoruz.

                ?Üzüm üzüme baka kararır?, ?kır atın yanında yatan ya huyundan ya da suyundan? demiş atalarımız.

                Biz büyükler, biz yöneticiler, biz ebeveynler öncelikle kendi kendimizin eleştirisini yapmadıktan, kibir ve gururumuzu esnetmedikten sonra çocuklarımızdan hangi güzellikleri bekyebilirz ki? Herkes almış başını çıkmış karlı dağların doruğuna, oradan bakıyor bakıyor aşağılara.

                Dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanan, varsayan insanlar olduğu müddetçe bu işler zor düzelecek galiba...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.