BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Mevsim artık sonbahar ya, sabahlar da biraz sıkı giyinilmezse üşütecek kadar serin. Hele erken saatlerde işine giden insanlardan bazılarını kışlık kıyafetleri içinde görebiliyorum ekimin sonuna yaklaştığımız bugünlerde.

        Her yerde yavaş yavaş sarıdan kırmızıya dönüşen yaprakların yemyeşil çimenlerle buluşmasından oluşan mevsime has renkler, doyumsuz güzellikte manzaralar…

        Güneşin kıymete bindiği günlerdeyiz. Parkların gölgeli yerleri bir ay önceki kalabalık ziyaretçilerinden mahrum şimdilerde. Dışarılarda oturanlar sandalyeleri güneşe güneşe kaçırır oldu.

        Biraz üşütse de severim sabahları. Sabahlar her mevsim her yerde güzeldir. Ünlü hikayecimiz Sait Faik’in meşhur “Semaver” hikayesinde sabahın saadetinden şu suretle söz edildiğini bilirsiniz. Ali bir fabrikada iş bulmuştur, annesiyle birlikte yaşamaktadır. Annesi her sabah namazdan sonra Ali’sini uyandırır, oğlunun kahvaltısını hazırlar. Hikayeye ad olan semaver kahvaltıların olmazsa olmazıdır. Yazar, bu kahvaltılardan biri öncesini: Yemek odasına kucak kucağa geçtiler. Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu. Semaver, ne güzel kaynardı! Ali semaveri,içinde ne ıstırap, ne grev, ne de kaza olan bir fabrikaya benzetirdi. Ondan yalnız koku, buhar ve sabahın saadeti istihsal edilirdi.” cümleleriyle tasvir eder.

        Bu sabah, işine yetişmek için kim bilir hangi saatte evinden çıkan insanlarla tıklım tıklım araçların homurtusunun iyice arttığı caddede yürürken hatırladım Sait Faik’in içimizi ısıtan cümlelerini. Sabahın saadeti… ‘İstihsal’ kelimesinin anlamını bilmeyenimiz çoktur. Üretim demek. Üreticilerden de müstahsil diye söz edilirdi eskiden.

        Yazar, yaşadığımız çağın hayatımıza soktuğu bir karşıtlığı şiirli bir dille ne güzel ifade etmişti. Bir tarafta ıstırap, grev, kaza kelimeleriyle özdeşleşen fabrika diğer tarafta yalnızca buhar, koku ve sabahın saadetinin üretildiği semaver…

        Hayat hızlı bir şekilde akıp giderken değil semaveri doğru dürüst kahvaltıyı bile çoktan unutmuştu insanlar. Her yerde simit satanlar vardı. Bir simit, bir dilim börek bir poğaça veya birkaç kurabiye ile bir bardak çayı nerede nasıl buluşturursa genellikle hareket halinde geçiştiriliyordu kahvaltı denilen şey. Otobüslerde uyuyanlar bile vardı. Bu, büyük kentlerimizin çoğunda doğal hale gelen bir durumdur artık. Cahit Sıtkı Tarancı penceresinden güneşin eksilmemesi kaydıyla hayatın her türlü mihnetine razıdır ya onun gibi günümüz insanı da sigortalı düzenli bir iş için birçok sıkıntıya göğüs gerebilmekte her zorluğa alışmaktadır. Yeter ki sağlık olsun!

        Hastane önündeki büfeden gazetemi alıp biraz ilerdeki parkın güneşi en iyi alan bir yerinde ısınmaya çalışırken Sabahattin Kudret Aksal’ın Yeni Gelen Güne Türkü adlı şiiriyle ben de merhaba dedim  yeni gelen günle herkese, her yere. Sonra Turgay Akbulut’un “Sabah Sabah Her Sabah” şiiriyle içimdeki kasvetin dağılıp gittiğini hissettim.             

              

“Sabah sabah, 
Öksürük tutar yüreğimi 
İçtiğim sigaranın hesabını veririm 
Her sabah isyan eder, 
Her sabah bırakırım... 
Soba sönmüş içerisi buz 
Üstleri açılmış kerataların 
Uyanmadan ekmeğe koşarım... 

Dedeleri görürüm 
Nur yüzlü insanları 
Küçük küçük atılan emin adımları 
Nasılda kenetlenmişler o yaşta 
Yüzlerindeki dostluğu görürüm 
Yüzlerindeki dostluğu 
Sabah sabah... 

İnsanları görürüm 
Birer ikişer çıkar evlerinden 
Ekmeğe koşan insanları 
Durakta iskelede bekleyen, 
Otobüs vapur dolusu insanları 
Çaycıları simitçileri görürüm 
Ekmeği kuşanan insanları 
Yükselen sesleri görürüm 
Yükselen sesleri! 
Sabah sabah, 
Kıpırdayan hayatı görürüm 
Kıpırdayan hayatı! 

Bir çocuk görürüm 
Elinde; hafiften yırtılmış kağıdı 
Ne güzel okuyor mısraları 
Etrafına toplanmış insanlar 
Dokunurum omuzuna; 
'Çok güzel okudun, nerden buldun bu şiiri? ' 
-Ferit abim almıştı elma şekeri, ona sarmışlar be abi 

Allah’ım; şükürler olsun sana 
Beni hep böyle uyandır 
Yakalayım mısraları uykumda 
Sabah Sabah Her Sabah”                                 

       

        Sabah sabah bir şiir bazen kahvaltıdan bile iyi geliyor.

        Sabahlarımız da akıbetlerimiz de hayırlı olsun!

        Selamların en güzeliyle…        24 Ekim 2013

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.