BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Başımdan  geçen bir olayı kısaca anlatıp   sonrası  ana konuya   gireceğim.   Bir dostumla Mübarek Cuma günü Seyyidharun camisinden sabah namazından çıkıyoruz.

 Fazla detaya gerek yok sabah namazı diyorum!   Peygamber( sav)  efendimizin bir hadisinde“Allah’ın indinde en faziletli namaz cuma gününün cemaatle kılınan sabah namazıdır.”  dediği namazdan çıkıyoruz.

Namazdan çıkmış sabah çayını içmek için diğer camilerden gelen birileri ile bahçe kapısında buluşmak için bekleyen bir muhterem kardeşimiz dikilmiş bekliyor.

 Namaza birlikte gittiğim dostum benden birkaç metre geride. Camiden çıkan  başka biri ile   musaffa  yapmak için durakladığı  sırada      caminin  önünde  dikilen    o muhterem    bana     yüksek sesle   dostumu kastederek   “Ne o … Beyle kol kola geziyorsunuz “  demez mi?

Tabi bu lafı ikrar ederken içindeki o tasnifçi zihniyeti dışarı vuruyordu.    Niyet   okumak   gibi bir meziyetim ve karakterim yok ama  ben   o laftan  şu anlamları   çıkardım  “O  şu partinin adamı , o şunu  desteklemiyor mu ? o  şu adamlarla  gezmiyor mu?   o   şucu , o bucu   gibi” kendince  insanları tasniflemiş.  Önyargı dibe vurmuş adeta.

Muhterem, ölçmüş biçmiş  ve   bir kararı vermiş.   Kendisi ve ötekiler…  Demek ki bizi de  kendine yakın gördüğü için veya önceden  merhaba  ettiğimizden dolayı  güya  dostumla birlikte olmamızı yadırgamıştı. 

Sabah namazından çıkıyoruz be muhterem!

“Az  önce  aynı kıbleye dönüp  namaz  kıldık,  el açıp rabbimize  dua ettik,   yapılan dualara   hep birlikte amin dedik  şimdi, söylenecek  bir laf mı  bu”   diye içimden   geçti   sabahın  seher vaktinde  aldığım  tüm rahmani   duyguların   verdiği  güç ile  kendimi  zor tuttum.

Biraz   gönül   kırıklığı ile “ne o sakıncası mı var beraber  sabah   namazına  geldik” derken    hemen arkamdan  gelen dostumun    ona   gösterdiği  tevazu   karşısında  muhterem efendi   çok  bozuldu.  Az önce ötekileştirdiği dostum yanımıza, gelip muhtereme elini uzatıp ve ‘nasılsın hayırlı sabahlar deyivermişti.

Bu utanılacak olay bir anekdot olarak kaldı aklımda.  O sabah namazında yaşadığımız   bu diyalogdan  muhterem benimle de selamı sabahı kesti. Beni de alıp bir yerlere koymuş anlaşılan. Tasnifçi, kara bir yürek işte. Islaha muhtaç.

Bu ve   buna benzer    olaylar  savunulacak bir tarafı var mı dersiniz?

İşte  buna    toplumun zindanı demek  en doğru  şeydir sanırım.  Allahın   tertemiz  dinini  evrensellikten  çıkarıp   rahmani  boyuttan  kendi  mezhebinin  meşrebinin, kabilesinin, aşiretinin ,  şehrinin, ülkesinin ,partisinin , sendikasının ,tarikatının  efendisinin , hocasının ,  anlayışı ile sınırlayan bir  anlayış.

Kim yaparsa  nasıl yaparsa  fark etmez  bu ölçü   rahmani  bir ölçü değil   bu ölçü  olsa olsa  şeytani  bir ölçü olur. 

İslam  Dini   hiçbir  hocanın, hacının , tarikatın, partinin , mezhebin ,meşrebin, efendinin    tapulu  malı değil ki   kimin Müslüman   kimin Müslüman olmadığına  onlar karar  versin. 

 Rabbimiz    Kuranı Kerim   Rum  süresi 32. “Allah'a yönelerek O'na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka, fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız.”  Diyerek bizleri uyarıyor.

 Ki onlar dinlerini fırka, fırka yapıp, grup grup oldular. Ve her bireri, her bir grup, her bir fırka, kendilerinde olanlarla sevinmekte, övünmekte, şımarmakta ve böbürlenmektedir. Dini parçalamışlar, kitabı parçalamışlar, hayatı parçalamışlar. Her bireri dinin, kitabın bir bölümüne sarılıp bayraklaştırmış.

Her biri kendilerince dinden, kitaptan hoşuna giden bir parçayı bayraklaştırıp din haline getirmiş ve her bireri de kendi hayatından mutmain olmuş. Her bireri kendisinin mutlak doğruluğuna ve karşısındakinin yanlışta olduğuna kanaat getirmiş. Müslümanların hepsi tek bir grup, tek bir cemaat, tek bir ümmet olmak zorundadırlar. Müslümanlar dinin tamamına, kitabın tümüne iman etmek zorundadırlar.

 Günümüzde öyle değimli her grup kendi yanındaki ile sevinmektedir. Oysa doğru din birdir, değişmez ve kollara ayrılmaz; bağlılarını tek Allah'dan başkasına götürmez. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.