BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bazen nedenli çoğu kez nedensiz bir hüzün çöker yüreklerimize.  Gönül hüzünlenirse göze de ağlamak düşer.     

        Sabah ezanlarını duyuyorsun, komşu evlerden horoz sesleri geliyor. Kalkıversen rahatlayacaksın; ama her şeyin farkında olarak kendini sabahın saadetinden mahrum ediyorsun. Neden sonra ömürde hiçbir anın iki defa yaşanmadığı gerçeğini hatırlayacak olursan o güzel günün doğuşunu serin serin karşılamadığına üzüleceksin.

        Kalkmışsın, çok odalı geniş evinin bir köşesinde olduğunu bildiğin annene, babana, eşin veya evdeşine nedir, ne haldedir dememiş; aklın başında, gücün yerinde olduğu halde onlardan bir selamı esirgemiş gündelik işlerin telaşında çekip gitmişsin bir yerlere; lakin öyle bir an gelecek, üzüleceksin.

        Bilip de söylemediğine, görüp de görmezden, duyup da duymazdan geldiğine üzüleceksin.

        Ey icat ettiği her yalanla atlattığı insanlardan bir süre daha kurtulduğunu hesap ederek yalanlarla yaşamayı alışkanlık haline getiren! Gün gelecek, dürüst davranmadığına üzüleceksin.

        Üzüleceksin sebepsiz küslükler icat edip incittiklerine, zor zamanlarında elinden tutabilecekken tutmadıklarına, uçan kuştan esen yelden medet umduklarını bildiğin halde bile bile semtine uğramadıklarına. Bundan kaçış yok, biliyorsun.

        Uyarman gerekirken uyarmadıklarına, duyurman gerekirken duyurmadıklarına, doyurman gerekirken doyurmadıklarına üzüleceksin bin pişmanlık içinde.  

        Tüm yaptıklarından hatta yapabilecekken yapmadıklarından da sorumlu olduğunu düşüneceksin zaman zaman,  burnunun direğinin sızladığını hissettiğin anlar olacak; üzüleceksin.

        Ettiğin bir iyiliği güzel yüreğinin bir sadakası olarak değil de iyilik bulmak için yaptığına üzüleceksin.

        Allah, hayatı istediğimiz kadar yaşayacağımıza dair açık bir çek vermedi. İşlerini bu değişmez gerçeğe göre değil de başka hesaplara göre planlamışsan, akıbet belli: Üzüleceksin.

        Gözün görür iken görmediklerin, elin tutar iken tutmadıkların, elindeyken kadrini bilmediklerin için üzüleceksin kimi zaman; lakin bu yükünü hafifletmeyecek.

        İnsan hatadan hali değildir. Derler ki: Hata yapmayan insan yeni şeyler öğrenemez. Doğrudur; lakin üzüntüyü doğuran hataların tekrarında edilen ısrarlardır.

        Üzüleceksin bir tebessümünle bile kendilerine dünyaları bağışlamış gibi mutlu edebileceklerinden hiçbir bedel ödemeden hazır bulduğun bu serveti anlamsızca esirgediğine.

        Neticesini hesaplayamadığın en önemli işlerini neden dostlarınla istişare etmeden yaptığına çok üzüleceksin; ama ne fayda.

        Üzüleceksin, açgözlülüğüne, sabırsızlığına, şükürsüzlüğüne…    

        Taammüden yani tasarlayarak, hedef gözeterek, bile isteye işlediğimiz o kadar çok ki hata ve yanlışlarımız! Faturaları karşımıza çıktıkça nihayet sade birimiz değil, sen, ben, o; hepimiz çok üzüleceğiz.

        Allah’ın yasalarına muhalefet ederek yaşanan hayatın neticesi elbette hüsran olacaktır; çünkü hüküm kesin ve nettir:          

        “insan başıboş bırakılarak terk edileceğini mi hesap eder!”  Kıyame suresi 36. Ayet

        Rabbim sorumluluk bilincimizi açık eylesin.

        Selamların en güzeliyle…

        H. Halim Kartal          

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.