BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Sizleri, Rahman olan, Rahim olan, Settar olan, Ğaffar olan, Ğani olan, Kerim olan, istediği zaman istediğine verme ve alma gücüne sahip olan yüce Allah’ın esmalarıyla selamlarken, bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, rızık veren, şekil veren, takvaca kimilerini kimilerinden üstün kılan “İkra bismi rabbikellezi halak”  “Yaratan rabbinin adıyla oku. İnsanı yapışkan bir hücreden yaratan,” emri ile kendisine muhatap edip, namazı ile huzuruna kabul buyuran secde ile kendisine yakınlaştıran dua ile istetip istediğimizi verene binlerce hamdler gözümün nuru buyurduğu namazı miraçta layık olan ümmetine hediye getiren Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e selat ve selam olsun. Derken, yüce rabbim nefsimizi ve neslimizi kendisine kul, habibine ümmet olarak ameller işlemeyi nasip eylesin.

         Bir cenaze vesilesiyle sohbet ederken “ESKİ” lerden (Yani eski dostluklar, eski insanlıklar, nimetin kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda bile nimete şükürler, insanların birbirleriyle geçimleri, kadınların özellikle edep ve hayalarının yanı sıra, “YENİ” (Yani şu an bollukların cirit attığı, teknoloji çağı denilen bir çağda yaşandığı amma şükür ve itaatsizliğin, edepsizliğin, kibirin, gururun, nemelazımcılığın, adam kayırmanın kol gezdiğini görünce) kendi kendime şöyle dedim.

         Ey kardeşlerim; gelin hep beraber ağlayalım, yokluktan varlığa çıkaran ve sonra da Fussilat Suresinin 30. Ayeti Kerimesinin “Rabbimiz Allah’tır deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler. ‘Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin.” Rahmanın bu muhteşem müjdesine rağmen biz kullarına ebedi bir hayat yani cennet vaad eden Rabbimize karşı günde saat ibadet ve hizmet etmekten kaçışımıza ağlayalım.

         Rabbimize karşı kulluk abidesi, dinin direği olan ve kılmadığımız namazlara veya kılmaktan kaçtığımız namazlara ağlayalım.

         Maun Süresi 4 ve 5. Ayetinin o korkunç ifadesi olan “Veyl o namaz kılanların haline ki, Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.” Yani yazıklar olsun, veyl olsun şuursuzca önemsemeden kılınan o namaz kılanlara. Cehennemin veyl deresine gitsin onlar kısacası hakkını veremeden eda edilen namazlarımıza ağlayalım.

         Hiç ölmeyecekmiş gibi, toprak altına girmeyecek ve hesap vermeyecekmiş gibi yaşayışımıza ağlayalım.

         Kalbim temiz deyip her türlü kötülüğü fuhşuyatı işleyip kendimizi avutmamıza ağlayalım.

         Ölenle ölünmez canım, yaşlıydı şuydu buydu diyerek üç gün sonra şen-şakrak şarkılar türküler söyleyip gafletle geçen ömrümüze ağlayalım.

         Ateşin odunu yiyip bitirmesi gibi bütün hayır ve hasenetlerimizi bitiren hasetten ve gıybetten kurtulamayışımıza, Yanmak var yanmak var. Odun yanar kül olur. İnsan yanar kul olur. Gerçek manada kul olamadığımıza ağlayalım.

         Azdıran zenginlik karşısında günümüzü gün edişimize ağlayalım.

         Uykunun kollarında gaflet içinde geçen zamanımıza ağlayalım.

         Gaflet ile geçirilen ve boşa giden günlerimize ağlayalım.

         Her gün onca hadise karşısında ürpermeyen katılaşmış kalplerimize ağlayalım.

         Dünyaları yutsa da doymayan nefislerimize ağlayalım.

          Üç kuruş sadaka ile cenneti satın almış gibi bir havalara, aldığımız bir arabadan dolayı her zaman derim ya arabası fiyakalı olanın burnu havalı olur. Bu manzara karşısında “Cennete kibirlinin giremeyeceğini” düşünüp ağlayalım.

         Eşlerine İslami çerçevede itaat etmeyen ve hadis kitaplarımızdan Tirmizi de geçen bir hadisi şerifte Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in “Herhangi bir kadın, kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer.” müjdesinden uzak olan o cennete giremeyen kadınların hallerine ağlayalım.

         Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in Miraç gecesinde Cebrail (a.s.)’la yapılan yolculukta kendilerine gösterilen cehennemliklerinin çoğunun kadınlar olduğunu gören o korkunç manzara karşısında gece gündüz ibadetten yoksun “Cennet annelerin ayakları altındadır.” şurunu kaybeden kadınlar için ağlayalım.

         “Dünya nimetlerle doludur. Oysa dünya nimetlerinin en iyisi ve hayırlısı saliha bir kadındır.” O kadını bulamadığımızdan dolayı oturup ağlayalım.

         Ebu Davut’ta geçen “Geceleyin kalkıp namaz kılan, karısını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah merhamet etsin. Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah merhamet etsin.”  buyuran Peygamberi hadise uymadığımızdan dolayı kaybettiğimiz zamanımıza ağlayalım.

         İbni Ömer (r.a.)'den rivayet edilen “Kocanın karısı üzerindeki hakkı Kocasından izinsiz evden çıkmamasıdır. Eğer çıkarsa, kocası zalim ve âsi bir kimse olsa dahi, eve dönünceye yahut tövbe edinceye kadar Cenabı Allah ve gazap melekleri ona lanet ederler.” hadisinin muhataplarının ne kadarda çoğaldığını müşahede edip ağlayalım.

         Anne babası kendisinden razi olmayan veya eşlerini anne ve babasına tercih eden evlatların saadet asrındaki Alkame’nin durumunda olan evlatların, cehennemlik olduklarının korkunçluğuna ağlayalım.

         Şeytanın bizi Allah Rahimdir affeder diye diye kandırıp kulluk vazifelerimizi ihmal ettirme tuzağına düşürmesine ağlayalım.

         Camideki, evdeki islamla çarşıdaki, pazardaki, tarladaki, ticaret hayatımızdaki İslam’ın bir olmadığını gördüğümüz halde bunlardan ürpermediğimize ağlayalım.

         Gelin hep beraber tonlarca olan günahlarımıza ağlayalım.

         Ağlanacak halimize güldüğümüze ağlayalım. Kuruyan göz pınarlarımıza, yaşarmayan gözümüze, kabul olmayan duamıza ağlayalım.

         Ve ağlayalım ağlayamadığımız için geçen günlerimize, ibadetsiz itaatsiz geçen halimize ağlayalım.

         Gelin hep beraber ağlayalım. Ağlayamıyorsak bile hiç olmazsa çok gülmekten utanalım. Utanalım. Utanalım.

         Rabbim başta bu garip kardeşiniz olmak üzere siz kıymetli okuyan kardeşlerimi Allah (c.c.)’a kul, Resul (s.a.v.)’üne ümmet olacak amellerle yaşayıp ölmeyi nasip eylesin. Selam ve dua ile.

 

                                                                                             Yusuf ÇAKICI

                                                                                          Yalıhüyük / KONYA

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.