BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı, 28                ülke ilim adamlarının katıldığı “Kur’an ve Sünnet Rehberliğinde Müspet Hareket” konulu, 1-3 Ekim tarihleri arsında üç gün süren 11. Uluslararası Bediüzzaman Said Nursi Sempozyumu düzenledi.

                Nebevî metotlarla Kur’an’ı anlamak ve Asr-ı Saadet’i örnek olarak İslam’ı yaşayabilmek için Risale-i Nur Külliyatı adı altında 130 eser kaleme alan Bediüzzaman Said Nursi 1960’ta vefat etmişti. Eserleri bugün bütün dünyada okunuyor ve dünyanın dört bir yanında yankı yapıyor.

                Sempozyumda Türkiye’deki birçok üniversitede görev yapa ilim adamlarının yanı sıra Fas, Cezayir, Tunus, Nijerya, Sudan, Ukrayna, ABD, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Botswana, Brazilya, Pakistan, Bangladeş, Filipinler, Endonezya, Hindistan, Irak, Ürdün, Mısır, Yemen, Sudan, Suudi Arabistan, Güney Afrika’dan gelen ilim adamları tebliğ sundular.

                Bitlisli bir âlimin Kur’an ve Sünnet ışığında eserler yazması, eserlerinin bütün dünyada okunması, ilim adamlarının eserler üzerine tebliğler sunması ülkemiz adına imrenilecek bir haslet. Dünya çapında ilim adımı yetiştirmişiz.

                Bediüzzüman Said Nursi, CHP’nin dini eserleri yasakladığı, din eğitimini yasakladığı yıllarda yaşadı, ömrünü Kur’an tefsirleri yazmak, onları okutmak ve İslam’ın yaşanmasını sağlamak için harcadı. Bitlis’in Hizan kazası Nurs köyünde doğan Bediüzzaman medreselerde ilim okuyan, Şam’daki Cami-i Emeviye’de hutbe veren bir âlim. Cumhuriyet döneminde CHP hükümetleri onu sürgüne gönderdi; Burdur, Isparta, Denizli, Kastamonu, Afyon illerinde ikamete mecbur etti. Beş defa mahkemeye çıkarıldı, talebeleri ile birlikte yargılandı, her defasında beraat etti; sadece 1935’te Eskişehir mahkemesi, Tesettür Risalesi yazıp kadınların örtünmesinin fıtrî olduğunu savundu diye bir yıl hapse mahkûm etti. Bediüzzaman bu süreyi tutuklu olarak hapishanede geçirdiği için mahkeme sonunda serbest bırakıldı.

                Bediüzzaman, etrafında halka oluşturabilen bir âlim. Onun eserlerini okuyanlar Kur’an ve imana hizmet için birlikte çalışıyorlar. Nursî’nin en önemli özelliği, Kur’an ve imana hizmet yolunda hareket ederken takip edilecek metotlar belirlemiş olması. Hizmet esaslarını İhlas ve Uhuvvet Risalelerinde genişçe izah etmiş.

                Kur’an’a hizmetinde olanların takip edecekleri en önemli düstur (metot) “müspet hareket” etmektir.

                Müspet hareket, kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket etmek, başkalarının kusurları ile ilgilenmemek, emniyet ve asayişe yardım etmek, siyasi bir gaye takip etmemektir.

                Bediüzzaman’a göre, imana ve Kur’an’a hizmet edenler maddî ve manevî çıkar gözetmemelidir. İhlas Risalesi’nde şöyle der:

                “Amellerinizde rıza-yı İlahi olmalı. Eğer o razı olsa bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra isterse ve hikmeti iktiza ederse sizler istemek talebinde olmadığınız halde halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için bu hizmette doğrudan doğruya Cenab-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.”

                Müsbet hareket konusunda Nursî oldukça ısrarlıdır. Dinî cemaatlerin aleyhinde konuşmaz, konuşturmaz, kimsenin aleyhine çalışmaz, çalıştırmaz. Sadece İslam’ı anlatır, yaşar ve yaşanması için çalışır.

1960’ta vefatında önce talebelerine şu vasiyette bulunmuştur:              

“Bizim vazifemiz müspet hareket etmektir, menfi hareket değildir. Rıza-yı İlahîye göre sırf hizmet-i imaniye yapmaktır, vazife-i İlahîyeye karışmamaktır. Bizler asayişi netice veren müspet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.”

Bediüzzaman, kendisine yapılan haksızlıklara karşılık vermemiş, talebelerini de karşılık vermekten menetmiştir.

İman ve Kur’an hizmeti yaparken hiçkimseden maddî ve manevî bir şey istememiş hatta kendisine verilen hediyeleri bile karşılığında bir hediye vermeden kabul etmemiştir. Hiç kimseden zekât, sadaka, bağış almamış ve aldırmamıştır. Sadece Allah rızası için dine hizmet etmeyi prensip edinmiştir.

1950 yılına kadar talebelerini siyasetten uzak tutmuş, Demokrat Parti’nin kurulmasından sonra dine taraftar oldukları, ezan-ı Muhammedi’yi aslına çevirdikleri, CHP’nin dindar halka yaptığı zulümleri ortadan kaldırdıkları için Demokratları ve özellikle Adnan Menderes’i desteklemiştir.

Sempozyumda yaptığı konuşmada İstanbul Müftüsü Prof. Hasan Kamil Yılmaz, Nur Hareketi ile Fetullah Gülen Örgütü arasındaki farka dikkat çekti; Nur Talebelerinin, Fetullah Gülen Örgütünü 1980’den itibaren bünyesinden attığını söyledi, salondan büyük alkış aldı.

Fetullah Gülen Örgütü, başlangıçta Risale-i Nurları okuyarak halktan sempati topladı. Sonraki yıllardan Bediüzzaman’ın hizmet metotlarına aykırı olarak milletten zekât, burs, sadaka, himmet, haraç topladılar.

İslam’a hizmet ederken maddî ve manevî menfaat talebinde bulunmama, sırf Allah rızası için çalışma prensibini terk ederekdevleti ve iktidarı ele geçirmeye çalıştılar. CIA ve MOSSAD ile iş birliği yaparak 15 Temmuzda halkın seçtiği Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmek için darbe girişiminde bulundular; Kur’an’ı, Hz. Peygamber’i ve Risale-i Nurları istismar etmenin karşılığını gördüler, belalarını buldular.

Bediüzzaman dâhilde cihat manevidir, halk irşat edilmelidir; kuvvet, harici düşmana karşı kullanılır, demiş; ülke içinde asayiş ve emniyetin sağlanması için çalışmıştır. Anarşi ve teröre şiddetle karşı çıkmıştır.

Mesleğimizin esası uhuvvettir diyen Bediüzzaman, “Müminler kardeştir.” âyetini esas almış ve İslam Birliği için çalışmıştır. Sırf Allah rızası için Kur’an ve imana hizmet etmeyi gaye edinmiş, Kur’an ve sünnet çizgisinden ayrılmamıştır. Belki de bu yüzden Cenab-ı Hak, eserlerini bütün dünyada okunmasını nasip etti. Nur Talebeleri, onun Kur’an ve sünnet çizgisinde İslam’a hizmet etmeye devam ediyorlar.

11. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumuna katılan ilim adamları, Bediüzzaman’ın İslam’a hizmet çizgisine dikkat çektiler ve müspet hareketin önemini vurguladılar. Memleketimizin yetiştirdiği bir İslam âliminin hizmet prensiplerinin bütün dünyada anlaşılmasına gayret eden İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nı tebrik ediyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.