BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

“Şirk, Allah’ın asla affetmeyeceği bir suçtur.”Nisa, 48; Maide 72)

        Süleymaniye Vakfı Yayınları arasında Fehmi İlkay Çeçen imzasıyla hayat bulan bir kitabın adı İmanlarına Şirk Bulaştıranlar. Kapağın üst köşesine “İbrahim’in İzinde -1” notu düşüldüğüne göre kitabın kamuoyunda ses getireceğini düşündüğüm serinin ilki olduğu anlaşılıyor.

        Son zamanlarda ardı arkası kesilmeyen dini tartışmaların bunalttığı birçok insan, dini kaynağından öğrenmek yerine her biri bir kanala post sermiş hocaların ateşli konuşmalarıyla meşrebine göre yanlış yolda olduklarını düşündüğü kesimlere karşı iman tazeliyor yahut bileniyor.

        İzlediği tartışma programı sonunda aydınlanıp berrak sular gibi huzur bulacağı yerde başkaları hakkındaki ön yargıları betonlaşma istidadı kazandığı için bu kabil tartışmaların toplumda arzu edilen sulh ve sükûn ortamının oluşmana, kardeşliğin dal budak salmasına hizmet etmediğini gözlemleyebiliyoruz. Ne yazık ki durum bu!

        İşte bu ahval ve şerait içinde öncelikle şirk nedir, nelerdir, imanlarına şirk bulaştıranlar kimlerdir, şimdiye kadar doğru bildiğimiz ne gibi yanlışlarımız olmuştur? vb. birçok sorumuza cevap bulabileceğimiz önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum bahsettiğim kitabın.

        Yazarın ‘okuyucunun dikkatine’ sunduğu maddelerden birinde gördüğüm şu satırlar, konunun önemini daha net çizgilerle ifade ediyor:

        “Şirk, küfür, iman vs. konularda en güvenilir kaynak Kur’an’dır. En fazla teferruatı ve doyurucu bilgiyi ancak Kur’an’da bulabiliriz. Allah’ın herkese ve her şekilde yasakladığı bir suçu ayrıntıları ile açıklamaması düşünülemez. Öyleyse şirk ve diğer konularda insanlara, ölümlü olan bizim çalışmamızı değil, ölümsüz olan Allah’ın kitabını tavsiye ediniz; çünkü ışığın kaynağı orasıdır.”

        Önsözünde seriye neden ‘İbrahim’in İzinde’ adını verirken Nahl suresinin (120-123). Ayetlerinden ilham aldıklarını belirten yazar görüşlerini şu şekilde temellendiriyor: “ Kur’an’da Allah’ın övgüsünü alan, şirke karşı dik duruş gösteren ve insanlığa model bir mücahit olarak tanıtılan İbrahim (as)’ın izinden gittiğimiz için bu söylemi kullanıyoruz. İnsanlığın her devirdeki amansız düşmanı olan şirke ve hurafeye karşı mücadele vermek her Müslümanın Allah’a karşı borcudur.

        “Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah’a gönülden yönelip itaat eden bir hanifti ve o müşriklerden olmadı. Allah’ın nimetlerine şükredendi. Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti. Ve biz ona iyilik verdik. Şüphesiz ki o, ahirette de salihlerdendir. Sonra da sana: “Hakk’a yönelen ve müşriklerden olmayan İbrahim’in dinine tabi ol” diye vahyettik.” Nahl (120-123)

        Yazar gayet yerinde bir tavırla Kur’an’da şirk ve müşrikin nasıl anlatıldığına ayetlerle projektör tutmuş kitabının başında. Bunu ‘Müşrikler Hakkında Yanlış Bildiklerimiz’ takip etmiş.

       Oldukça ilgi çekici konulara temas edilen kitabın ‘Şirk Koşan Toplumlara Örnekler’ adlı üçüncü bölümünde ‘Şirkin İslam Âlemine Yayılma Kanalları’ (sh. 61) alt başlığı ile sıralananların Kur’an’ın tüm uyarılarına, Resulullah’ın tüm mücadelesi ve sakındırmalarına rağmen yaygın durumda olduğu ve bu facianın başlıca nedenleri şu şekilde listelenmiş:

        İsrailiyyat ve Mesihiyyat.

        Müslümanların geçmiş inanışlarından arta kalanlar.

        Uydurma asılsız olduğu halde hadis zannedilen rivayerler.

        Bilgisiz hatiplerin anlattığı kıssalar ve masallar.

        Müslüman olduğu sanılan kişilerin yazdığı kitaplar.

        Tarikat ve cemaatlerin kendi çıkarları için oluşturdukları hurafe hikâyeler.

        Tv. programları, gazeteler, takvim yapraklarındaki kaynaksız bilgiler.

        …

Yazara göre bizi şirk bataklığına çeken, Kur’an’ın yerini yukarıdaki unsurların alması olmuştur: “Yeryüzünün en fazla horlanan, maddi ve manevi kaynakları en fazla sömürülen, zulüm altında ezilip inleyen ve bir türlü tek vücut olamayan en kalabalık kitle biz Müslümanlarız. … Hurafeler, uydurma rivayetler, menkıbevi masallar, keramet hikâyeleri ve daha birçok akıl almaz iddia- inanış bizi her yönden kuşatmış durumda.” Sh. 62

Şu can yakıcı sorulara bir cevabımız var mı?

“Yeryüzünde ‘Müslüman dramı’ yaşanmaktadır. Hani Allah iktidarı Müslümanlara verecekti? (Nur, 55). Hani Müslümanlar ile mücrimlerin hayatları da ölümleri de bir olmayacaktı? (Casiye, 21) Hani Allah iman edenleri müdafaa ederdi? (Hac, 38). Allah mı (haşa) sözümden vazgeçti yoksa Müslümanlar mı Kur’an’a uymaktan vazgeçti? Allah mı bize verdiği sözde durmuyor yoksa biz O’na ihanet etmenin O’nun kitabını terk etmenin bedelini ödüyoruz?”(sh. 63)

Sosyal medyada paylaşılan bir video izledim geçen gün. Tam da bu konuda tüyler ürperten cinsten. Şeyh dergâhta vaaz ediyor. Bu sırada arazide, bir ırmak kenarında genç bir kadın küçük çocuğuyla birlikte vahşi çehreli bir mütecavizin saldırısına uğruyor. Adam çocuğu ırmağa atıp kadının peşine düşüyor. Şeyh nasihatine devam ederken olayı görüyor(!) Kadın perişan ve çaresiz bir halde “Yetiş ya gavs Ya Abdülkadir Geylani!” diye imdat çığlığını basınca şeyh bulunduğu yerden elindeki tutamak yeri çatal sopasını fırlatıyor. Sopa anında eşkıyanın kafasında patlıyor. Birkaç defa daha düşüyor sopa derken adam neye uğradığını şaşırmış halde kaçıyor. Kadın sopanın sahibini tanıyor. Getirip sahibine teslim ediyor. Bu arada evine giden kadın azgın suların alıp götürdüğünü sandığı çocuğunu yatağında buluyor.

Televizyonlarımızdan yıllarca bu ve buna benzer yığınla filmi seyrettik şirkle ilişkisini belki hiç düşünmeden…

İmanlarına Şirk Bulaştıranlar’ı okumanın tam zamanı.

Her gün defalarca “Allah’ım yalnız sana kulluk eder, sadece senden yardım dileriz.” Deyip de aynı batakta kıvranıyorsak arıza bizde demektir.

Selamların en güzeliyle…

H. Halim Kartal              26 Mart 18

  

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.