BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Kimin milletvekili adayı olacağına sadece parti lideri karar veriyorsa eğer kimse kusura bakmasın, hangi ülke olur ise olsun orada demokrasiden söz edilemez.

Kimse vatandaşının gözünü boyamasın.

Yok, eğer birileri “memlekette en ala demokrasi var” diye inatla bunu savunuyorsa, bir teklifim var. Gel bunu bir sınayalım bakalım. Açıkladığın milletvekilliği listelerini halkın önüne koy, sıralamayı ona yaptır bakalım, senin ikinci sıraya, birinci sıraya koyduğun adamı halk kaçıncı sıraya koyacak ya da listeye alacak mı? Haydi buyur… “Halep oradaysa arşın da milletin elinde…”

Benim bu konudaki demokratik seçim anlayışım şöyle:

Parlamenter sistem yürürlükte olsaydı eğer, parti lideri birlikte çalışacağı ekip için belli sayıda mesele bakan sayısı kadar milletvekili adayını kendisine kontenjan olarak belirleyip diğer bütün adayları halk belirleyebilirdi.

Madem cumhurbaşkanlığı sistemi yürürlüktedir, madem bakanlar kurulu TBMM dışından oluşacaktır o halde kontenjana da gerek yoktur ve bütün milletvekili adaylarını halk belirlemelidir.

Pekâlâ, nasıl mı belirlenecek adaylar?

Mesela ben MV adayı mı olmak istedim? İlk önce savcılık iyi hal kâğıdı, ikamet meselesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı gibi genel kurallara uygun olup olmadığımı belgelendireceğim elbette. Sonra, önceden belirlenmiş takvime göre, kendi mahallemde muhtarlığa başvuracağım. Zaten başvuranların partisi de ta başından belirlenmiştir. 

Muhtarlık, mahalle sakinlerinin huzuruna çıkarıp ilk tur seçimine götürecek tüm başvuran adayları. Zira, beni en iyi tanıyan insanlar o mahalledeki insanlardır.  Ben orada ya bakkalım ya terziyim ya öğretmenim ya apartman yöneticisiyim ya apartman sakiniyim ya kapıcıyım ya temizlik işçisiyim ya da yanı başımdaki devlet dairesinde memurum. Adaylık propagandasını yaparken mahalle sakinlerine hem kendisini tekrar tanıtacak hem de hangi partiden adaylık için başvurdu ise onu anlatacak.  İlk eleme mahallede olacak. Elemeyi kazananlar sonra kaymakamlık seçimine katılacaklar. Daha geniş bir kitle seçimine tabi olacaklar. Orada da kazananlar valilik seçimine tabi tutulacak. Yani yine halkın seçimi geçerli olacak ve partilerin kesin aday listeleri ve sıralaması bu şekilde belirlenmiş olacak ve bu listeleri feriştahı gelse değiştiremeyecek. Bu şahıslar genel seçimde o ilde partilerinin aldığı oy oranına göre milletvekili seçilecekler.

Şimdi düşünün, bu sistemle belirlenmiş bir TBMM’de yolsuzluktan, tembellikten, iltimastan, dalkavukluktan, diktatörlükten, “siz beni tanıyor musunuz?” böbürlenmesinden söz etmenin imkânı ve ihtimali olabilir mi?

Böyle seçilen birisi koltuğa, makama, devletin imkânlarına bu kadar iştahlı bir şekilde sarılabilir mi? Böyle bir seçim sonunda seçilen MV’nin gelecek dönemde tekrar halkın karşısına çıkması ve seçilme şansı olabilir mi?

Tekrar edeyim mevcut sistemin bütün liderleri TEK ADAMDİR, buna da diktatörlük deniyorsa şayet, işte diktatörlük de tam budur... Kimse kendisini kandırıp da, "benim liderim demokrasi havarisidir, benim partim demokratik bir müessesedir" demesin.

Sen şuna bak ilk önce ve kendinin kullanılıp kullanılmadığına karar ver. "Benin bu sistem içinde seçme ve seçilme hakkım var mıdır yok mudur?"

Bir de şu soruyu sor kendine: "Ben bu sistem içinde milletvekili, belediye başkanı, cumhurbaşkanı olabilir miyim, olamaz mıyım?"

Şimdi de sorularına cevap ver. Cevapların olumlu ise yaşadığın ülkede demokrasi vardır. Aksi halde sen mutlaka birileri tarafından bir oyunun figüranı olarak kullanılıyorsundur.

Neticede, oynanan bu oyun yüzünden asla ve asla arkadaşını kırma, komşunu üzme, mahalle bakkalını terk etme, kimseye dünya görüşü yüzünden kızma, onlarla tartışmaya girme,  herkese gülümse ve elinin erdiği dilinin döndüğü sürece DEMOKRASİ neymiş, bundan senin anladığını nedir, bunu konuş, bunu yaz, bunu resmet, bunu oyna...

Ama kimsenin oyuncağı olma!

Tayyar Yıldırım

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.