BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

‘Allah fikir, feraset versin!’

        Babaannemin dilindeki dualardan biriydi bu. Hiç unutmam: Babamın yahut büyük abimin yanlış bulduğu kararları ve işleri sebebiyle can sıkıntısı günlerce devam eder, karşısında bu yanlışlığı yapan muhatapları olsun yahut olmasın, bu dua cümlesini söyler dururdu.

        Allah rahmet eylesin!

        Şimdidaha iyi anlıyorum onu.

        Bir şeyin bilgisine, en azından faydalı mı zararlı mı olduğunu bilebilecek bir akla sahibiz; lakin iş bunu kullanmaya yani ilerisini gerisini düşünüp neticesini az çok kestirebilme yeteneği demek olan fikir- ferasete gelince allame olsak bunlar bir işe yaramıyordu. Rahmetlinin duası da bunun içindi işte. Tıpkı şu fıkrada olduğu gibi:       

        Hepsi birden

Oymak beyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu:
-Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara, yaşlılara, muhtaçlara...Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım.

-Tamam mı?
        Ertesi sabah oymak beyi çocukları toplayıp sordu :
-Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!

Edindiğimiz bilgiyi önemsediğimiz kadar, nasıl bir önemsemekse, onu nerede, nasıl kullanacağımızı yazık ki önemsemiyoruz. Buna dair yığınla örnek bulabiliriz.

Mesela israfın her türlüsünün haram olduğu bilgisinin; suyumuzu, ekmeğimizi, paramızı, zamanımızı ve tüm imkânlarımızı en makul, en verimli şekilde kullandığımız anlamına gelip gelmediğine elimizi vicdanımıza koyarak bakmamız lazım. Vicdan diyorum; her dakika işlerimizin karşılığını gösteren en sağlam terazi olduğu için.

“Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi sen de başkalarına yapma!”  bilgisi insanlık tarihi kadar eski olduğu için herkesin ezberinde olan en temel bilgi, bir o kadar da örselenmiş, hırpalanmış bir ahlak yasasıdır.

Başına lütfen kaydı konularak yapılan uyarılara bakalım: Çevremizi temiz tutalım, kimseyi rahatsız etmeyelim, çiçekleri koparmayalım, (kuyrukta) sıramızı gözetelim, haksızlık etmeyelim, kimsenin malına canına zarar vermeyelim vb.

Hepimizin hiç tereddüt etmeden onayladığımız bu uyarıların her biri doğruluğundan asla şüphe duymadığımız birer bilgidir. Sayılarını istediğimiz kadar çoğaltarak her bir kuralı bir ders kabul ederek uygulamada ne durumda olduğumuz konusunda kendi karnelerimizi kendimiz hazırlayabiliriz.

Bu karnede hukuk, ekonomi, eğitim, siyaset, ticaret, din- ahlak vb. birçok alanla ilgili yeterli bilgiye sahip olup olmadığımıza bakarken göğsümüzü kabartan notları karnelerimizin bu bilgilerin uygulamaları ile ilgili kısmında görebilecek miyiz?

Bu bakımdan insanlığa kıymet kazandıran şeylerin bilgi edinmekten ziyade bu bilgilerle neler yaptığımız, neler ürettiğimiz hülasa milletimize, memleketimize ve tüm insanlığa neler kazandırdığımız olduğu şuurunu hayatımıza taşımanın insanı fikir ve feraset sahibi olmaya yaklaştıran daha onurlu bir çaba olacağını düşünüyorum.

Kerim kitabımız Kur’an’da Rabbimizin beyan ettiği benzetmeli anlatımlardan biri de ‘kitap yüklü merkepler’dir.

Cuma suresinin beşinci ayetinde der ki: “Tevrat’ın yükü ile onurlandırılmış iken bu yükü taşıyamamış olanların durumu, sırtına kitaplar yüklenmiş( ama onlardan habersiz bulunan) merkebin durumuna benzer. Allah’ın mesajlarını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır; çünkü Allah rehberliğini böyle zalim bir halka ihsan etmez!”

Rahmetli babaannemin duasındaki fikir- feraset, anlıyorum ki felsefenin ‘hikmet’ dediği şeyin ta kendisiymiş. Bilginin netice odaklı ve insanlık hayrına olacak şekilde hayata taşınması yahut aksini Yunus Emre’nin “Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru emektir” mısraı ile anlattığı bu olsa gerek.

Selamların en güzeliyle…

Hacı Halim Kartal/18 Eylül 2023

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.