BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Rahman olan, Rahim olan, Gaffar olan, Settar olun, Afüvv olan Yüce Rabbimizin güzel isimleriyle Gökteki Yıldızlardan Hz. Ammar (r.a.)’ın 2. Bölümüne başlayalım inşallah…

         Müşriklerin bazen Ammar (r.a.)’a sırtını ateşle yakarak işkence yapıldığı oluyordu. Sırtındaki yanıkların izleri yıllar geçtiği halde bile kaybolmamıştı. Sırtındaki bu yanık izleri gören müslümanlar nedir bunlar diye sordukları zaman bunlar Müşriklerin Mekke'de (Ramda’da) bana ateşle yaptıkları işkencelerin izleridir. demiştir. (KOKSAL M. Asım, İslam Tarihi, Şamil Yayınları İstanbul 1989 c.4 s.108)              

         Hz. Peygamber (s.a.v.) Yasir ailesine işkence yapılan yere giderek onlara sabır etmelerini tavsiye ederdi. Zaten müslümanların o günlerde sabrın dışında yapabilecek bir şeyleri de yoktu. Bu yüce Allah (c.c.)'ın onlara takdir ettiği bir şeydi. Allah (c.c.) Resulü (s.a.v.)’in getirmiş olduğu bu yeni din, geçici bir şey değil bütün insanlığın kıyamete kadar hayat yolu olduğunu yüce kitabımızda da şöyle beyan edilmiştir: “Şürhesiz Allah katında din islam’dır.” (Doç.Dr. ALTUNTAŞ Halil Dr. ŞAHİN Muzaffer Kur’an-ı Kerim Meâli Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Ankara 2006 Al-i İmran Suresi 3/19 s.51)     

       Din kelimesi, itaat, ceza, millet ve şeriat manalarına gelir. İnsanoğlu, dünyaya gönderildikten kıyamet gününe kadar hakla batıl kıyasıya mücadele etmiş ve edecektir. Eski kavimlerde de bu böyle olmuştu. Bu dinin başka bir özelliği vardı ki, o da son dindi. Yüce Allah (c.c.) bu dinden ve bu dinin mensuplarından ve onun izzetli, şerefli savunucuları olan müslümanlardan memnun ve hoşnut olacaktı. İşte bu sebepledir ki, bu dine inananların çile ve ıstırapları daha çok olacak, olmakta idi ve olmaktadır da. Fakat bu din daha samimi insanlarla yükselecekti. Bu insanlar işkence ve zulüm göreceklerdi. Onlardan sonra gelecek olan nesillere örnek olarak ışık tutacaklardı ve böylece islam için fedakârlıklar yapılması ve kurbanlar verilmesi gerekiyordu. (KALUÇ Hasan Seçkin Sahabelerin Hayatı, Ravza Yayınları İstanbul 1997 s.l26-127)             

         Kuran-i Kerim bu manayi birçok yerde şöyle açıklıyor; “Andolsun, biz onlardan öncekileride imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancılarıda mutlaka bilir. Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar.” (Doç. Dr. ALTUNTAŞ Halil Dr. ŞAHİN Muzaffer Kur’an-ı Kerim Meâli Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Ankara 2006 Ankebut Suresi 29/3-4 s.395 )                 

         Başka bir ayeti kerimede ise; “Yoksa siz; Allah, içinizden cihad nedenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Doç. Dr. ALTUNTAŞ Halil Dr. ŞAHİN Muzaffer Kur’an-ı Kerim Meâli Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Ankara 2006 Al-i İmran Suresi 3/142 s.67)

         Bu yüce din uğruna birçokları gibi Hz. Ammar (r.a.)’da kendisine yapılan zulüm ve cefaya direnmeğe devam etti. Bir gün yine ona derileri soyuluncaya kadar çok ağır işkence yaptılar. Putlarını hayır ile yâd etmedikçe bırakmayacaklarını söylediler. O da ölümden kurtulmak için onların istedikleri şekilde Lat ve Uzza lehinde konuşmak zorunda kaldı. Müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz doğruca Allah (c.c.) Resulü (s.a.v.)’nun huzuruna vardı. Başından geçenleri ağlayarak anlattı. Efendimiz ona: “Bu sözleri söylerken kalbini nasıl buldun?”diye sordu. O da: “Kalbimde Allah'a imanda en ufak bir değişiklik olmadı.” dedi. Bu cevap üzerine Efendimiz (s.a.v.) “Ammar'ı başından ayağına kadar iman kapladı. İman kemiklerine işledi.” buyurdu. Gözyaşlarını mübarek elleriyle sildi. Kalpte iman yerleştikten sonra diliyle zarurete binaen söylemenin imana zararı olmadığını hatta yine işkenceye uğrarsa aynı sözleri söyleyebileceğini ona su ayeti kerime ile müjde verdi. Mealen: “Kalbi imanla dolu olduğu halde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.”  (Doç. Dr. ALTUNTAŞ Halil Dr. ŞAHİN Muzaffer Kur’an-ı Kerim Meâli Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları Ankara 2006 Nahl Suresi 16/106 s.) Gerçek bir delil ile Hz. Ammar (r.a.)’ı müjdelemiştir.

 

 

                                                                                                        Yusuf ÇAKICI

                                                                                                      Yalıhüyük / KONYA 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.