BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Önce Mehmet Akif Ersoy’un hayal kırıklığını anlatayım. Birinci Dünya Savaşı sırasında (1915 yılı) Teşkilat-ı Mahsusa Akif’imüttefikimiz Almanya’ya gönderir ve Akif orada üç ay kalır. Görevi, Almanların İngiliz, Rus ve Fransız ordularından esir aldığı Hintli, Arap, Orta Asyalı Müslüman askerlerle konuşmak ve onları İngiliz, Fransız ve Rusların yanında savaşmamaya ikna etmektir.

Akif, Almanya’da üç ay kalır. Meşhur Doğu Bilimci NikolaiHartmann ile tanışır. Alman Hartmann, Akif’e tepeden bakar. Akif ona İslam edebiyatından kimi bildiğini sorar. Hartmann, en çok Fuzulî deyince Su Kasidesi’ni okumasını ister. Hartmann kasideyi okuyamayınca, en çok Fuzulî’yi bilmiyorsun, deyiverir ve sonraHartmann’a iyi bir Su Kasidesi dersi verir.

Savaş sırasında İngiliz ordusu Kudüs’e girer. Gece boyu kilise çanları çalar ve müttefikimiz Almanlar, Avusturyalılar kiliselere koşarlar. Çan sesleriyle uyana ve herkesin elinde mum ile kiliselere koştuğunu gören Akif, kaldığı otelin danışmadaki görevlisine ne olduğunu sorar:

“Kudüs ‘haç’a kavuştu.”

Akif yıkılır, cephelerden sevindirici bir zafer haberi geldiğini ümit ederken İngilizlerin Kudüs’e girdiğini ve buna haçlı ruhuyla Alman ve Avusturyalıların sevindiğini öğrenmiştir.

Akif, müttefiklerimizin iç yüzünü görür, artık onun gözünde Batı iki yüzlüdür:

“Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz;

Medeniyet denilen maskara, hain, yüzsüz…”

Batı’da medeniyet yoktur, onlar tek dişli canavarlardır:

“Garb’ınâfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim de iman dolu göğsüm gibi serhaddim var,

Ulusun, korkma, nasıl böyle bir imanı boğar?

Medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar!”

Akif’e göreartık medeni bir dünya yoktur, İslam düşmanı, yüzleri ve vicdanları maskeli insanlar vardır. Bu gerçek iyi bilinmeli ve yüzlerine tükürmelidir:

“Medeniyet denilen maskara mahlûku görün;

Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün!”

                İstiklal Şairi Mehmet Akif’in 1915’te üç ay içerisinde keşfettiği gerçeği bendeniz 6 yıl kaldığım Almanya’da yeniden fark edecektim.

                15 Temmuz 2016’da aynı gerçeği derin bir acıyla bütün Türkiye yeniden gördü. Millet olarak sabaha kadar uyumamış, darbecilere meydan okumuş ve onları tepelemiş, demokrasiyi kurtarmıştık.

                Darbecileri yendiğimiz için sevinçli ve gururlu; altıncı defa kendi askerimizin ihanetine uğradığımız için çok üzgündük.

Merak içindeydim…

20 sene takip ettiğim Der Spiegel, bir yıl abone olduğum DieZeit, 5 yıl okuduğum FrankfurtterAllgemeineZeitung ne yazacaklardı?

Silahsız sivil halk olarak sabaha kadar silahlı hainlere direnmiş, 248 şehit vermiş, 2193 gazimizle darbecileri durdurmuş, Batı’nınihraç metaı demokrasiyi kurtarmıştık.

Bize demokrasiyi satanlar ne diyecek, ne yazacaklardı?..

Hainleri tepeleyerek destan yazan kahraman milletimize Alman medyasında övgüden eser yoktu.Batı medyası derin bir hayal kırıklığı içindeydi.

Darbeciler neden başarısız olmuştu?

Önce lider öldürülmeliydi diyeni mi ararsın, Erdoğan’ın diktatörlüğünün perçinlendiğini yazanı mı, darbeciler dövülüp yüzleri-gözleri morardığı için insan haklarının elden gittiğini söyleyeni mi?

Çok derin bir hayal kırıklığı yaşadım.

Kudüs’ün İngilizlerin eline düştüğü gece Akif’in yaşadığı duygular sardı yüreğimi.

Aziz şairin muhteşem mısralarını hatırladım:

“Medeniyet denilen maskara mahlûku görün;

Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!..”

15 TEMMUZ DİRİLİŞ DESTANI’nı yazmaya karar verdim.

O gece yaşadığımız derin acılar, korkunç trajediler, anlatılamaz korkular ve sabaha doğru duyduğumuz tarif edilemez sevinç ve mutluluk…

15 Temmuz Diriliş Destanı’nda bunları hikâye ettim.

Batı’dan öğreneceğimiz ahlaki bir değer yok ama bilim teknolojide onlarla ve dünyayla yarışmalıyız. 1839’da Tanzimat Fermanı ilan ederek başlattığımız Batılaşma hikâyesini noktalamalıyız.

Akif’in diliyle söyleyeyim:

“Alınız ilmini Garb’ın alınız sanatını

Veriniz mesainize de son süratini…

Çünkü kabil değil yaşamak bunlarsız

Çünkü vatanı yok ilmin, sanatın yalnız.”

15 Temmuzda kahraman milletimiz, abdestini aldı, şehit olmayı göze alarak meydanlara aktı ve Batı’nın yeniçerilerini tepeledi. Ordumuza, gençliğimize sahip çıkmalı, NATO ordularında subaylarımızın devşirilmesini önlemeliyiz.

Beyin Vitamini: Batı’nın yeniçerilerinin ve bu aziz millete ihanetlerini anlatan 15 Temmuz Diriliş Destanı bir ay içinde yeniden basıldı. Okuyan, okutan dostlarıma teşekkür eder; henüz okuyamayanlara “15 Temmuz Ruhu”nudiri tutmak ve yaşatmak adına tavsiye ederim. Okuyalım, okutalım dostlar. Bu millet bir daha ihanete uğramasın. Hainler tuzak kurarsa 15 Temmuz destanını yeniden yazabilsin.

 İrtibat: Nesil yayınları 0212 5513225; www.kitapyurdu.com; www.nesilkitap.com

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.