Zemheri ayazını yemeyenin, baharda gönlüne cemre düşmez
Zemheri çetin soğukların bir başka adıdır. İnsanı üşütürken acıtan bir soğuk. Zemheri gelince her yer buz tutar, takır takır donar. Toprak ise bu soğuklarda koynunda saklar en güzel tohumlarını bahar için. Cemre düşünce toprağa, yol verir toprak tohuma. Tohum çiçek olur . Zemherisi biter toprağın, baharı başlar.
Kiminin gönlüne cemre erken düşer de, kiminin karakışı hiç bitmez. Takvimlerde doksan gündür, peki ya gönüllerde kaç gündür karakış? Ne zaman başlar, ne zaman biter belli midir? Bazıları sürekli baharı yaşarken, bazılarına neden hep karlar yağar?
Eriyen karlar su olup toprağa ulaşır da, katılaşmış gönüller neden yumuşamaz? Kaç karakış bir ömür eder, ya da bir gönle cemre ne zaman düşer? Havaya, suya, toprağa düşen cemre, neden gönle düşmez ki?
Düşer elbet. Düşmez mi hiç? İnsan sevdiğin yanındayken, ya da sevildiğini hissettiğinde, bütün karlar erir, içi sıcacık oluverir. Bu cemre değil de nedir?
Sevdiğinin gözlerine bakmak cemredir mesela. Buzların erimesi misali erir yüreğin. Ya da parmak uçlarının sevdiğinin yüzünde gezinmesidir cemre. Bir şemsîye açılır, korur seni yağmurdan. Yağan yağmurda birlikte ıslanmaktır cemre.
Sesini duymak cemredir. Çok uzakta da olsan yeşerir için, çiçekler açar gönlünde, bahar olur.
Ömür dediğin nedir ki? Üç günlük dünya. Bu hayatı birbirimize bahar yapmak ta, kış yapmak ta bizim elimizde. Toprak sırrını derinlerde saklar. Ebruli ayan olur içten sevenlere. Bir parça simit alırken yüzündeki tebessüm, aydınlatır dünyayı gün aydın olur.
Dünya bir varmış bir yokmuş misali. Esirgemeyin sevdiğiniz den güzel sözleri ki, gönlüne cemre düşsün hep bahar olsun yüreği.
Ah gönlümün cemresi, sen beni sevdikçe ömrüm hep bahar mevsimi.