banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner174

‘Toplasan o öğütleri…’

         Lokman suresini okuyorum… Bir babanın evladına verdiği öğütler bağlamında söze ve sözün gücüne çekilen dikkat bakımından ne güzel bir örnektir! Nasihat, nasihatler…

         İnsanın var oluşuyla birlikte gelişip yaygınlaştığını düşünüyorum nasihatlerin. Çünkü insan olan her yerde ve her zamanda küçük büyük yanlışlıklar, hatalı davranışlar her toplumda hep var olmuş, olagelmiştir. Bu nedenle kendini birilerinden sorumlu gören kimseler, özellikle anne- baba, öğretmen, yönetici birçok kimse de beşeri münasebetlerde bir sorun olmasın yahut benzer olaylar bir daha yaşanmasın diye ilk çare olarak bu altın öğütleri görmüşler, onlara sarılmışlardır.

       Atasözlerini ve nasihatleri toplamaya kalksak, Cem Karaca’nın benzetişiyle ‘burdan köye yol’ olacağını, yani Hz. Lokman’dan İmam Gazali’ye, Mevlana’dan Urfalı Nabi’ye, Yusuf Has Hacip’ten Şeyh Edebali’ye, Hacı Bayram Veli’den Karacoğlan’a, Ziya Paşa’dan Mehmet Akif’ebüyük bir külliyat oluşturacağını düşünüyorum.

       İmam Gazali’nin “Eyyühe’l-veled” Ey Oğul adlı eseri hayatın hemen her alanını ilgilendiren öğütlerle doludur.Hemen hepsi “ Ey oğul” hitabıyla başlar. Mesela…                                                                 

       Ey oğul!

Başkasını kınayan ve hep kusur söyleyen adamın dostu olmaz.

Din süslerin en güzelidir.

Kuru gürültü, boş yere vakit harcamaktır.

Yapılan bir akdi bozan kimse sırtına bir kin yüklenmiş olur.

Yumuşak söz büyüklerin ahlâkındandır

       Ey oğul!

İçini dışından daha çok süsle: İçin Hakkın, dışın halkın baktığı yerdir.

Her yerde ve her zaman Allah'ı yanında hazır nazır olarak bil.”

Böyle uzar gider çoğunun Kur’an kaynaklı olduğunu bildiğimiz bu nasihatler.

     Atasözlerimiz bunlara uyup uymama konusunda kişiye ikinci bir yol bırakmaz:

“Atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar.” Diyerek sonucu baştan duyurur duyurmasına ya, insanın nasihatlere uyma konusunda pek duyarlı olmadığını da şöyle dile getirir: “Bir musibet bin nasihatten yeğdir.”   

      Cem Karaca’ya ait meşhur bir şarkının şu sözleri de bazı şeylerin yaşanarak öğrenileceğini yahut iş işten geçtikten sonra yapılan öğütlerin anlamsızlığını haykırır acı acı:

     “Düştüm mahpus damlarına yol gösteren çok olur,

      Toplasam o öğütleri buradan köye yol olur.”

     Nasihatlerden daha önemli olanın bunların kim tarafından ne zaman yapıldığıdır şüphesiz. Yoksa nasihatten beklenen etki ters istikamette tezahür edebilir. Yani nasihat edenin duruşu kişiliği niyeti çok önemlidir. Nasihat eden Mevlana gibi Hacı Bayram Veli gibi özü sözü bir kimseler ise şöyle bir düşünür, irkilir dinleyen.Yüz yıllardır insanı sarıp sarmalayanşu sözlerdeki derinliğe bakannasıl etkilenmesin ki…

     “Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol!

     Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!

     Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol!

     Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol!

     Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol!

     Hoşgörürlükte deniz gibi ol…

     Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!”

Hacı Bayram-ı Veli kendisinden nasihat isteyen Sultan Murat Han’a şunları söyler:

”Teb'an içinde herkesin yerini tanı, ileri gelenlere ikramda bulun!

İlim sahiplerine hürmet et

Yaşlılara saygı gençlere sevgi göster

Halka yaklaş fâsıklardan uzaklaş iyilerle dostluk kur

Hiç kimseyi küçümseme ve hafife alma

İnsanlığında kusur etme!

Ya Akşşemsettin’in öğrencisi Fatih Sultan Mehmet’e söyledikleri? Aşağıdakiler de bunlardan bazıları:

“Her işe besmele ile başla. Temiz ol, daim iyiliği adet edin, tembel olma, namaza önem ver. Nimete şükür, belaya sabret! “

”Dünyanın mutluluğuna mağrur olma. Ömrüm uzun olsun dersen, kimseye kızma, eziyet etme. Kimsenin nimetine haset etme. Senden üstün olan kimsenin önünden yürüme. Tırnağını asla dişinle kesme!”

Şunlar da Hacı Bektaş-ı Veli’den:

“Asıl körlük nankörlüktür

Bir olalım, iri olalım, diri olalım

Dinine dizlerinle değil, kalbinle bağlan

Doğruluk dost kapısıdır.

Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu

Eline, beline, diline sahip ol!

Ellerin kâbesi var, benim Kâbem insandır

En büyük keramet çalışmaktır

Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı, her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok
Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde

Göze nur gönülden gelir

Hak güneşten daha zahirdir

Her ne ararsan kendinde ara.

İki nesne en büyüktür: Bilgi ve yumuşaklık Bilgi ile doğruya yol görünür, yumuşaklık ile insanlara katlanılır

İncinsen de incitme!

İslam’ın temeli ahlak, ahlakın özü bilgi, bilginin özü akıldır

“Dinle sana bir nasihat edeyim;

 Hatırdan gönülden geçici olma!” diyen Karacoğlan’a…

“Nasihatim sana herzeyle iştigali bırak;

Adamlığın yolu nerdeyse bul, girmeye bak” diyen M: Akif’e söz uzayıp gidiyor; ancak hepimizin nasihatten ziyade örnekliğe ihtiyacımızın olduğu da bir gerçek.  

 Her biri derin bilgelik ürünü olan bu sözleri bütün zamanlarda ve mekânlarda yüreklerimize nakış nakış işlememiz gerektiğini düşünüyorum. Sahibi olmakla övündüğümüz medeniyetin temellerinde harcı olanları hem rahmetle analım, hem de gönüllerimizde yaşatalım.

Selamların en güzeliyle…

Hacı Halim Kartal, 01 Nisan 2024

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.