Siyasilerin veya yetkililerin, kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin, konuşmalarındaki hizmetin anlatım şeklindeki yaralayıcı üslubuna zaman zaman şahit oluyoruz. İfade şekli sanki hizmetin lütuf gibi anlatılması noktasında milletin yaralanmasına da vesile olduğunu ne yazık ki görüyoruz.
Unutulmamalıdır ki siyaset bir bilim dalı olarak sorunları çözmek için geliştirilmiş ve bu noktada hizmet eden bir anlayışın ifade şeklidir. Öte yandan, devlet hizmetin gereğini yerine getirirken burada karar verecek mekanizmayı da oluşması için yetkili insanları da görevlendirme usulüyle de bu yetkisini kullanmaktadır. Bütün bunlar devletin olmasa olmazlarının en önemli olgularıdır. Şimdi bu noktadan düşünecek olursak devletin imkanlarını kullanarak yapılan iş ve işlemler vatandaşlara bir lütuf gibi sunulmasının veya böyle bir izlenim yaratılmasının kabul edilebilir bir yanı elbetteki yoktur. Muhakkak ki bu noktada karar verecek insanların cesaretle karar vermeleri, inisiyatif kullanarak belki de risk almaları takdire şayandır. Elbetteki suya sabuna dokunmadan gününü gün edip geçip gitmek de vardır bu da geçmişte sıkça yaşadığımız örnekleri içerisinde sayılabilir. Ancak asıl olan bu değildir. Asıl olan hizmet yarışı ile mücadele etmek ve bu noktadaki engelleri aşarak vatandaşa ihtiyaç duyduğu hizmeti bir an önce getirmektir.
Bu noktada gayret sarf eden ve başarılı olan siyasetçiler vatandaş tarafından takdir edilip yetkilendirilmiş ve yetkilendirilmeye de devam etmektedir. Aynı durum üst yönetimi teşkil eden idareciler için de geçerlidir. Devlet bu durumda olan kişilere bu yetkileri makamlarında otursunlar diye elbetteki vermemektedir. Gerekli tedbirleri alarak ihtiyaç duyulan alanlarda hizmette sınır tanımadan ve hizmet de kalite artırarak ayrımcılık yapmadan tüm vatandaşları ve ülkeyi kucaklayacak bir davranış beklemekte ve bunun için bu yetki verilmektedir.
Hiç kimse yapılan hizmeti lütuf gibi millete sunmak gayreti içerisinde olmamalıdır zira hizmet bir lütuf değil bir gerekliliktir.
Zaten dikkat ederseniz Sayın Cumhurbaşkanımız da sık sık ifadelerinde " Biz milletin hizmetkarıyız , efendisi değiliz ; efendi olmak için gelmedik " gibi yaklaşımları da meydanlarda yüksek sesle herkesin duyabileceği şekilde adeta dünyaya ilan etmektedir.
Bu ifadenin kuru bir ifadeden öte bir mesaj niteliğinde olduğunu anlamak ve bu mesajı da iyi okumak herkes tarafından gereklidir. Sayın Cumhurbaşkanımız kısaca diyor ki " Biz vatanımıza ve milletimize hizmet için buradayız, bu bizim asli görevimizdir ve bu görevi yapmaya talibiz ve bu görevi de yapacağız ." Ayrıca bu durum, bu noktada hareket etmeyenlerin de karşısında duracağız da demektir ve bunu böyle okumamız gerekir. Bunda herkes hissesine düşeni almalı ve doğru okuyarak bu yönergede davranmalıdır.
Doğrusu da budur.