Yeşil kıyafet getirmiş
Yeryüzüne bahar.
Çiçek açmış yürekler
Aşka kadar...
Yeni sevdalar peşine düşmüş
Yaşlısı genci...
Yeniden artmış umutsuzların direnci.
Ben de
Yağmurdan kardan sıyrılıp
Çam gibi durdum yoluna
Ve dört mevsim yeşilim sana
Yeni bir macera aramıyorum
Mesela,
Bir prensesten aşk mektubu
Ecelerden iltifat,
Dünya güzelinden sevda beklemiyorum.
İşim yok benim
Düşlerinde bir Düşes’in
Yeşeren dallarla birlikte
Bugün sen daha çok Ayşe’sin.
...
---0---
Umutlar, hayaller, düşler, sevdalar, yürek yangınları...
Sonuçta kavuşmak olsa da olmasa da bu yangınlar sönse de sönmese de ücra bir köşede, hep inceden inceye esen bir rüzgâr bekleriz... İçimizde bir kenarda bekleyen közü harlayacak, ondan bir kıvılcım çaktıracak, uzaklardaki sevgilimize doğru, kıvrım kıvrım bir duman yükseltip ona selam gönderecek...
İşte o ateşin kıvılcımları ve dumanı şeklinde yükseliyor şairin şiirleri gökyüzüne, yeryüzüne, sevenlere, sevilenlere... Kimi zaman bir sevdalının selamı, kimi zaman sitemi, kimi zamanda bir daveti oluyor adeta o şiirler.
“Bugün sen daha çok Ayşe’sin” isimli şiir kitabı, şairin üçüncü kitabıdır. Yazıma giriş yaptığım ve sadece ilk bölümünden bir parçasını aldığım şiir, kitabın ismine kendi ismini vermiş. Şair, o şiiri ikinci şiir kitabına koymayı unutmuş. “İyi ki de unutmuşum. O şiir üçüncü kitabıma isim oldu” diyor.
Kitabın önsözünü yazan,Selçukya Kültür Sanat Derneği Başkanı Sayın Av. Fatma Şeref Polat Hanımefendi; “... Evet, yaşadıkları dönemin şanlı hükümdarları unutulsa da Leyla ile Mecnun’un, Ferhat ile Şirin’in, Tahir ile Zühre’nin hikâyeleri bize kadar geldi, kıyamete kadar da gidecek, ne kadarı gerçek bilinmese de... Ama bizim de bildiğimiz gerçek bir aşk hikâyesi var hem de çağdaş, Ayşe ile Hasan!” diyerek aslında kitaba isim olan cümle ile ilgili de ipuçları veriyor adeta.
1967 yılında Konya’da doğdu. Henüz dokuz aylıkken geçirdiği bir rahatsızlık sonucunda her iki ayağını da kullanamaz duruma geldi. Hiç okula gitmedi. Okuma yazmayı evde ailesinin yardımıyla öğrendikten sonra hikâyelerin ve romanların dünyasına büyük bir iştahla daldı. 1985 yılından itibaren de şiir yazmaya başladı.
Şiirleri çeşitli gazetelerde yayınlandı. Konya’nın tanınmış kültür adamlarından Rahmetli Feyzi Halıcı kendisine özel bir alâka gösterdi. Çağrı’da şiirlerini yayınladı. Uzun yıllar bakkallık yaptı. 2009 yılında Bağ-Kur’dan emekli oldu. Emeklilikle birlikte bakkallığı bıraktı. Şu an bir gazetede köşe yazarlığına devam ediyor.
1994 yılında “Kırık bir Aşkın Gözyaşları”, 2018 yılında “Dün, Bugün ve Sen” isimli kitaplarını yayınladı.
Şair; kitabının kapak sayfası ile ilgilide çok hoş bir hikâyeden bahseder. Kapağın ön bölümünde erguvan rengi motifler mevcut. Arka kapakta ise bir serçe...
Burada Ayşe erguvan ağacını, Hasan ise serçeyi temsil ediyormuş. Şöyle anlatıyor şair: “Bizim konuşmamızda; ‘Bir gün ayrılırsak ben seni ne ile hatırlayayım” dedi. Karşı’da da bir serçe su içiyordu. Ben de, ‘Beni serçe ile hatırla’ dedim. ‘Neden?’ diye sordu. ‘Serçeler benim gibi vefalı olurlar, bir de her yerde varlar, nereye gidersen git beni sana unutturmazlar’ dedim. Sonra ona, ‘Ben seni neyle hatırlayayım?’ diye sorduğumda, o da hiç düşünmeden ‘erguvan ağacı’ dedi. Nedenini de şöyle açıkladı: ‘Erguvan, senede sadece bir ay çiçek açar, on bir ay yoktur. Bir ay da olsa beni hatırlamanı isterim. Çünkü senin erguvanları çok sevdiğini biliyorum.’ Şiirlerimde bu iki imgeyi genellikle kullanırım.”
Yazıma konu olan Şair;edebiyat, özellikle de şiir yolunda, sevgi yolunda hiçbir engel tanımayan, kendisini, hiç okul görmemesine rağmen gayet iyi yetiştirmiş, dilimizi oldukça iyi kullanabilen, şiir konusunda ders verebilecek yetenek ve bilgiye sahip, meramını dizelerle olsun, düz yazılarla olsun mükemmel bir şekilde anlatabilen, tanımaktan onur duyduğum, insan yönüyle de sanatçı kişiliğiyle de herkese örnek olabilecek bir şahsiyet olan Hasan Ukdem Kardeşimdir.
Hayallerine bir an önce kavuşabilirsin, umutlarına tez zamanda ulaşabilirsin inşallah. Hedeflerine emin adımlarla ulaşıyor olduğunu zaten hep birlikte görmekteyiz.
Allah, yolunu açık etsin Kardeşim.