İnsanlar yaşadıkları ortamlarda mutlu olabilirler mi? Evet bu onların yaşamlarını geçirdikleri ortama ve yaşama bakış açıları ile açıklanabilir. Mutluluk kişiden kişiye değişebilen göreceli bir kavramdır.Ama her insanın hayattan beklentisini, bireyin içerisinde bulunduğu sosyoekonomik durumunun düzeyi belirlemektedir.Kimi insanlar sosyoekonomik durumlarına göre hayatlarında gelişen küçücük olaylardan ve olgulardan mutlu olabilirken ,kimileri ise bitmeyen bir ihtirasla yaşama sonlanmayacakmış gibi sarılmakta, yaşadıkları ?anı? unutarak daima gelecekle ilgili planlar yapma eğilimi göstermektedirler.Bu eğilim onlarda hayatta mutlu olmayı mal ve mülk ile mümkün olabileceği gibi yanlış bir anlayışın gelişmesine neden olabilmektedir.
Filozofun dediği gibi ?İnsanlar para kazanma hırsı uğruna sağlıklarını hiçe sayarak 50?li yaşlara kadar vücutlarının bozulmasını hiçe sayarak para biriktirmek için çalışırlar.50?li yaşlardan sonra ise biriktirdikleri para ile kaybettikleri sağlıklarını doktor doktor ,hastane hastane dolaşarak geri kazanmak için çaba sarfederler. Bu yaşam döngüsü ilelebet sürer, gider.Bu yaşam döngüsünden kendilerini kurtarabilenler, hayatlarında gelişen ufak olaylarda bile mutluluğu yakalayabilenler toplumda etraflarına pozitif enerji yayarlar.Bu da toplumu oluşturan bireylerin birbirlerine karşı pozitif enerji yaymaları sonucunda sinerji oluşturarak yaşamı paylaşan insanların mutlu olabilmelerini sağlayabilir.Ama öncelikli şart insanların mutlu olmayı istemesidir.Bunun gerçekleşmesi için çaba göstermesidir.
İnsanlar yaşamlarını etkileyebilecek olay ve olguları neden kontrol edemiyorlar? Bunun nedenlerini öncelikli olarak bireyler kendi yaşam alanları için sorgulamalıdırlar. Öncelikli olarak insanın bulunduğu ortama bakış açısı ortamdaki mutluluğunun en önemli göstergesidir.İnsan ya bulunduğu ortamda mutludur, ya da mutluluk rolü oynama eğilimi göstermektedir.Bulunduğu ortamda mutlu olanlar bunu yaşamlarını geçirdikleri herkesle paylaşarak gösterirler.Sevecen bir kişilik yapısına sahiptirler. İnsanlarla iletişim kurmakta zorlanmazlar. İletişimde bulundukları insanlara pozitif enerji yayarlar.
Bulundukları ortamda mutluluk rolü yapanların ise hayatta işleri zordur.Onların her zaman ister aile içi ilişkilerinde ve ister iş yaşantılarında mutlaka yapılacak bir iş için bir mazeretleri vardır.Olay ve olgulara devamlı negatif bir bakış açısı geliştirme gayreti içersindedirler.Bardağın devamlı boş tarafını görme eğilimi gösterirler.Etraflarında iletişim kurdukları insanlar hakkında kafalarında devamlı bir şüphe oluşturma eğilimi vardır.Tüm bu olumsuz yaklaşımlar onların hayatta mutsuz olmalarının temelini oluşturur.
O zaman yaşam döngüsünde, bulunduğu ortamdan mutlu olan bireylerin fazla olabilmesi için neler yapabiliriz? Mutluluk öğrenilebilir bir kavram mıdır?Bu soruları çoğaltmak mümkündür.Ama insanlara bu konuda zorlama yapamazsınız.Ben size oturun şuraya mutluluğu öğreteceğim diyemezsiniz.O zaman insanların bu konularda nasıl eğitim almasını sağlarsınız.Bu konuda sadece belli bir kurumun çabası yeterli gelmeyebilir.Örgün ve yaygın eğitim kurumları öğrenciler ve veliler üzerinde ?hayatta mutlu olabilmenin yolları? adlı sosyal içerikli program yürütebilirler.Kitle ve iletişim araçları aracılığı ile ?mutluluk? temasının işlendiği programlar hazırlanabilir.Sivil toplum örgütleri sağlık bir toplum için ?mutlu bireylerin olması gerekliliği?ni anlatan üyelerine yönelik programlar yürütebilirler.Bu sayılanlar kurumların toplumu oluşturan bireylere katkısı olarak düşünülebilir.
Ama birey olarak biz ne yapabiliriz?Evet burası önemli.Yukarıda sorunun çözümüne yönelik sayılanların hiç biri siz istemezseniz olmaz.Toplum olarak birbirimiz iyi anlamalı, sevginin paylaşılarak büyüyebileceğini bilmeli, birbirimize karşı dürüst ve saygılı olmalı, birbirimizin yüzümüze karşı söyleyemeyeceklerimizi arkamızdan söylememeli ve mutluluğun istenildiğinde herkesin elde edebileceği ve hayatına uygulayabileceği bir kavram olarak algılamalıyız.O zaman yarının sizin daha güzel olacağını göreceksiniz.Bu pozitif bakış açısı ;aile reisi olarak, eşinize ve çocuklarınıza, çalışan biri olarak, işinize ve iş arkadaşlarınıza , öğretmen olarak, öğrencilerinize ve velilerinize ,doktor olarak hastalarınıza yarın bambaşka bir gözle ve bakış açısı ile bakmanızı sağlayabilecektir. Yaşamı paylaşmak ve birlikte yaşamaktan mutlu olabilmek için lütfen biraz daha fazla çaba gösterelim.
