Son günlerde kimi sözde aydınlar 1915 yılında ermeni tehciri ile ilgili olarak Ermenilerden ?özür dileme ? kampanyası başlattılar.Kimi kendini bilmezler ,Türk Milletine içten içe kinli olanlarda bu kampanyaya destek verdiler.Ama bu adamcıklar bir elin parmağını geçemediler.
İsterdim ki ,akademik kariyerleri şüpheli olan , gazetelerde köşe başlarını tutan bu sözde aydınlarımız kendilerine ve ekmeğini yedikleri bu güzel ülkeye ihanet etmemiş olsalardı.
İsterdim ki , Ankara Ticaret Odasının sponsorluğunda yayımlanan ?Asılsız Ermeni İddiaları ve Ermenilerin Türklere Yaptıkları Mezalim? konusunun işlendiği ?Türk?ün Mavi Kitabı?nı inceleyerek , Ermeni komitacıların Subutan Köyünde 25 Nisan 1334(1918) tarihinde öldürülen masum ve savunmasız Türk kadın ve çocukları ile hamile kadınların rahimleri yarılarak çıkarılan bebek fatoğraflarını görmelerini,
İsterdim ki ,Osmanlı Devleti içinde etkin olan Ermenilerin oyunları ile ülkesine hizmet etmek için çırpınan Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey?in hayatının anlatıldığı Murat ACIPAYAMLI?nın ?Ben Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal? adlı eserini incelemelerini ve inceledikten sonra da kimin kimden özür dilemesi gerektiğini anlamalarını isterdim.
Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey?in hayat bir dramdır.Rodos adasında başlayan İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesini ?Mektebi Mülkiye-i Şahane ? yi bitirerek 1908 yılında Beyrut Vilayetine maiyet memuru olarak atanan ve süreç içerisinde Rodos, Selanik, Doyran .Gebze , İzmit sancağına bağlı Karamürsel kazalarında kaymakam vekilliği ve kaymakamlık yapmıştır.En son görev yaptığı Karamürsel?den soruşturma sonucunda 11 Haziran 1915 yılında Yozgat Boğazlıyan ataması yapıldı.Orada göreve başladı. Orada yaşanan sözde ermeni tehciri nedeniyle Osmanlı Ermenilerinden oluşan Ermeni kökenli hakimlerden tarafından Ankara garında yakalanarak meşhur İstanbul Bekirağa Bölüğü?ne getirildi..O zaman ne kadar Türk aydını varsa hepsi bu bölükte alı konuldular. Kaymakam Mehmed Kemal Bey için sadece Ermeni şahitlerin dinlendiği sonucu belli olan bir yargılama yapıldı.
Bir aile düşünün ,bize göre aile babası günlük işlerini yapan, akşam olduğu zaman evine gelen ve çoluk çocuğu ile vakit geçiren biri olursa her şey iyi gidiyor demektir. Ama Kaymakam Mehmed Kemal Bey?in durumu hiç böyle olmadı.Sabah erken işe gider akşam geç vakte kadar çalışırdı. Üç çocuğu oldu.İki defa evlilik yaptı.Yoğun çalışmalarından dolayı oğlu Adnan?ın cenazesine bile zor yetişti.Zorluklar onun iş aşkını hiçbir zaman törpülemedi.Aksine üstlenmiş olduğu bütün görevleri layıkıyla yerine getirdi.Ancak bu dönem de Osmanlı Devletinde yönetici olmak da zor işti. Kaymakamı Mehmed Kemal Bey?in Rodos ta başlayan ancak 1919 yılında dar ağacında sonlanan bir yaşamı herkese ibret olmalı.İçimizdeki sözde aydınlar ve işbirlikçiler temiz Türk tarihine dönüp bir daha baksınlar.Orada insana saygıyı ve hoşgörüyü göreceklerdir.
Çok kültürlü Osmanlı Devletinin 1.Dünya Savaşına katılmasıyla birlikte imparatorluk içinde yaşayan ?Zanaatkar? oldukları için askere bile gitmeyen Ermeni ve Rumlar başta olmak üzere azınlıklar ayaklanmaya , kendi çevrelerinde oturan yıllarca komşuluk yaptıkları Türk ve Müslümanlara İngiliz, Fransız ve Amerikalı misyonerlerin destekleriyle saldırmaya ,katliam yapmaya başladılar.
Evet bu iki eseri inceleyen her Türk Vatandaşı Ermenilerden özür dilenmeyeceğini anlar.Çünkü 1914 ile 1918 yılları arasında 1 Dünya Savaşı sırasında ermeni komitacıları tarafından öldürülen ve bu konuda yayımlan belgeler ve mezalim fotoğrafları ortada iken , Türk olduklarından şüphe ettiğim bu sözde aydınların neden Ermeni tezlerini destelediklerini anlayamıyorum. Sanki,1914 1918 arasında ermeni komitacılar tarafından katledilen bizim insanımız değil miydi ? Sanki 80?li yıllarda ASALA terör örgütü ile diplomatlarımızı öldüren Ermeniler değil miydi ? Böyle kampanyalar la Ermenilere şirin gözükerek ne elde etmek istiyorlar. Ayrıca bunu da merek ediyorum.Acaba bir diyet borçları mı var?
Cemal ŞAHİN 13/02/2009
