17 Aralık 2025, Çarşamba
01:55
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Allah Kur?an?ı kendisinde hiçbir şüphe olmayan kitap(bakara/2) olarak tanımlamıştır.Bu yüzden mü?min onun her kelimesine inanır ve Allah?tan geldiğine iman eder.Ayrıca Allah bu ilahi hitabı kendisinin indirdiğini ve onun koruyucusununda yine kendisi olduğunu belirtir.(hicr/9) Bu da mü?minin bu kitaba olan imanının bir kat daha artmasına katkıda bulunur. Çünkü El Hafız olan Allah bu ayetle Kur?an?ı koruyacağını ve bu kitabın diğer kutsal kitaplar gibi tahrif olmayacağını mü?minlere garanti etmiştir.Çünkü onun korumasını kendi üzerine almıştır.

İnsanın İncil?in ve Tevrat?ın bu gün ne denli yanlış bilgilerle dolu olduğunu görmesi için Kur?an?ı temel alıp onlarla karşılaştırması yeterlidir. Çünkü Kur?an?ın ?müheymin? sıfatı vardır, yani ?doğru ile yanlışın ayrılmasında hüküm ve otorite sahibi, ve kesin kaynaktır.?Şimdi Kur?an?ın ve Kitab-ı mukaddes?in(veya Talmud?un) anlattığı peygamber kıssalarını karşılaştırıp aradaki farkın ne kadar büyük olduğunu bir başka ifadeyle Kitab-ı Mukaddes?in peygamberlere bakış açısınının ne kadar çürük ve mesnetsiz olduğunu görelim.İşte bir örnek,Hz Yusuf örneği...

Hani Yusuf babasına: "Babacığım, gerçekten ben (rüyamda) onbir yıldız, güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde etmektelerken gördüm" demişti.

(Babası) Demişti ki: "Oğlum, rüyanı kardeşlerine anlatma, yoksa onlar sana bir tuzak düzenlerler.Çünkü şeytan, insan için apaçık bir düşmandır."

"Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak'a (nimetini) tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Hiç şüphe yok, senin Rabbin bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."(yusuf/4-6)

Kur?an bu kıssada Hz Yusuf?unbabasına (Hz Yakub) gördüğü rüyanın mahiyetini sorduğunda babasının  güzel bir dil ve öğütle cevap verdiğini ve  rüyayımantıklı bir şekilde yorumladığını anlatır.Fakat Kitab-ı Mukaddese baktığımızda onun bu olaya bakış açısının ne kadar farklı olduğunudaha doğrusu ne kadar yamuk olduğunu,bir babaya ve peygambere hiç yakışmadığını görüyoruz.

"Sonra onu (rüyasını) babasına ve kardeşlerine anlattı. Ve babası onu azarladı ve şöyle dedi: "Bu gördüğün ne biçim rüya? Ne yani ben, annen ve kardeşlerin bu dünyada sana secde mi edeceğiz gerçekten?" (Tekvin. 37, l0).

Burada bir başka mantıksızlıkta Hz Yakub?un oğlunu gördüğü rüyadan dolayı azarlamasıdır.Bir insanın gördüğü rüyadan dolayı azarlanması,eleştirilmesi çok saçmadır,çünkü rüya sahibinin dahlinde olan bir şey değildir.

Yine başka bir örnek, bu sefer başrolleri Hz Musa ve Hz Harun paylaşıyor.İlk önce Kur?an?ı dinleyelim:

"Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve beni zikretmede gevşek davranmayın."

"İkiniz Firavun'a gidin,çünkü o, azmış bulunmaktadır."

"Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki o öğüt alıp-düşünür ya da içi titrer-korkar."

Dediler ki: "Rabbimiz, biz gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın-davranmasından' korkmaktayız."

Dedi ki: "Korkmayın, çünkü ben sizinle birlikteyim; işitmekteyim ve görmekteyim."

"Haydi ona gidin de deyin ki: -Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azab verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam,hidayete tabi olanların üzerine olsun."(taha/42-47)

Allah Hz Musa ve Hz Harun?u cesaretlendiriyor ve onların korkusuzca Firavuna gidip onu uyarmasını istiyor. Sonuçta onlar kazandıkları cesaret ve güvenle Firavun?a gidiyorlar ve şu konuşma geçiyor aralarında:

(Ona gidip aynı şeyleri tekrarladıklarında, Firavun onlara) Dedi ki: "Sizin Rabbiniz kim ey Musa?"

 Dedi ki: "Bizim Rabbimiz,her şeye yaratılışını veren,sonra doğru yolunu gösterendir"(taha/49-50)

Kitab-ı Mukaddes'e göre Allah Musa'ya (a.s) kendisini Firavun'a göndereceğini söylediğinde Hz. Musa şöyle dedi: "Ben kimim ki, Firavun'a gideyim ve İsrailoğulları'nı Mısır'dan çıkarayım?" (Çıkış 3: 11)

Talmut bundan da derin ayrıntılara girer ve Hz. Musa ile Allah arasında ? Hz. Musa'nın bir peygamber olmayı kabul etmemesi ile ilgili ? yedi günlük bir tartışmanın olduğunu söyler. Bunun üzerine Allah Hz. Musa'ya elçisi olmasını teklif edince, Musa, iyi konuşamadığını söyler. Allah bu konuda ısrar edince, "Lut"u kurtarmak için melek gönderdin. Sârâ, Hacer'i evden kovunca da 5 melek gönderdin, şimdi özçocuklarını (İsrailoğulları) kurtarmak için beni yalnız mı gönderiyorsun?" demiştir. Allah buna kızmış ve kardeşi Harun'u ona peygamberlikte ortak etmiştir. Bunun yanı sıra Musa'nın (a.s) soyundan gelenleri rahiplikten (mabette zühd ile meşgul olanlar) mahrum bırakmış ve bunu Harun'un neslinden gelenlere lutfetmiştir.Bu iki görüş de, Allah'ın insanların karşı karşıya bulunduğu zayıflıklara sahip olduğunu ve Hz. Musa'nın da aşağılık kompleksine kapıldığını farzetmektedirler.1

Bir başka örnek ise yine bir peygamber kıssasından,Hz Eyup?tan. Kur?an?da ondan şöyle bahsedilir:

Eyup da; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: "Şüphe yok, bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın."

 Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik;ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.(enbiya/83-84)

Kur'an onu bir sabır ve dayanıklılık abidesi ve Allah'a ibadet edenlere mükemmel bir örnek olarak sunar.2 Burada Eyup(a.s) Allah?a hastalığından dolayı şikayette dahi bulunmamış ve müthiş bir teslimiyetle ?sen zaten merhametlilerin en merhametlisi yani ?erhamur rahimin? olansın,ve benim halimi görensin.Yani senden şifa istemeye ne hacet sen benim neye ne zaman ihtiyacım olduğunu zaten biliyorsun,benim senin hakkında merhametli olmanı bilmem yeterlidir.?demiştir.

Fakat Tevrata baktığımızda?Eyyub kitabı?nda onunla ilgili sunulan genel karekter, Allah'a karşı şikayetlerle dolu bir adamın karakteridir:

"Doğmuş olduğum gün yok olsun, Rahimde bir erkek peyda oldu diyen gece de yok olsun. Günü lanetleyenler ona lanet etsinler... Çünkü anam rahminin kapılarını kapamadı ve gözlerinden sıkıntıyı saklamadı. Ben niçin doğunca ölmedim, rahimden çıkınca son soluğumu vermedim?" (Eyyub: 3).... "Keşke kederim bir kere tartılsa ve felaketimle beraber teraziye konsa... çünkü Kadir'in okları içimdedir, ruhumun onların zehrini içmede Allah'ın dehşetleri bana karşı cenge dizildiler." (Eyyub: 6).... "Suç ettimse, sana ne ettim ey insan gözcüsü? Niçin beni kendine hedef ettin ve ben kendime bir yük oldum? Niçin günahımı bağışlamaz, fesadımı da gidermezsin?" (Eyyub, 7: 20-21).

"Canım hayatımdan bıktı... Ruhumun çektiği acı ile söyleyeyim" (10:1)... "Ben bunlara benzer çok şeyler işittim, hepiniz yorgunluk veren tesellicilersiniz." (16: 2)....

İşte Tevrat Allah?ın kendisini Kur?an?da ?sabırlı ve tevekkül sahibi? kişi olarak anlattığı Eyup?u(a.s) karaktersiz ve Allahtan ümit kesmiş bir kişi olarak tanıtıyor.

Sözün özü şudur:Kur?an ve Tevrat peygamber kıssalarını çok farklı anlatırlar.Fakat onlara baktığımızda Kur?an?ın doğru düzgün bir peygamber tasavvuru inşa ettiğini fakat Tevrat?ın peygamberleri korkak,suçlu,kaba, günahkar,aşağılık kompleksine sahip,asi ve Allah?a tevekkül etmeyen insanlar olarak gösterdiğini görürüz.Akleden bir kalbe sahip insan Kur?an?a baktığında onun gerçeğin ta kendisini anlattığını görecektir. O müşriklerin dediği gibi ?eskilerin masalları? değildir ve şüphesiz doğruyu anlatmaktadır.Ve o anlattığı  bu hikayelerle Hz Muhammed?in kıssaları Tevrattan almadığını ?çünkü Kur?an çoğu zaman Tevratla farklı görüştedir ?doğrudan doğruya Allah?tan aldığını gösterir.

Kur?an şüphesiz ?mü?minler için bir hidayet rehberidir. (bakara/2) Onda anlatılan kıssalar masal değildir ve mü?minlere ondan ibret ve örnek alsınlar diye anlatılır.Çünkü bu kıssaları anlayan onu hayatına aktaran gerçek mutluluğa ve huzura kavuşacaktır.Ne mutlu Kur?an?ı doğru anlayan ve onu hayatına aktarana...

 

 

1  Mevdudi,?Tefhimu?l Kur?an?,taha suresi.

2  Mevdudi,?Tefhimu?l Kur?an?,enbiya suresi.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı