13 Aralık 2025, Cumartesi
04:05
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Kralın köleleri Mordecai’ye şöyle dediler: “Haman’ın huzurunda secde etmeyi, kralın emrini hiçe sayarak niye reddediyorsun ki? Kralın huzurunda eğilip selam durmaz mıyız? “Aptallar!” diye cevapladı Mordecai, “Bir de sebeb istiyorsunuz ha! Dinleyin beni. Toprak olacak birini mi ululayayım? Bir kadından doğma, günleri sayılı birinin önünde mi secde edeyim? Küçük bir çocukken ağlayıp sızlayan, yaşlanınca ah vah edip duran; günleri öfke ve kızgınlıkla geçen ve sonunda da toprağa dönecek olan böyle bir adama secde etmek, öyle mi? Asla! Ben ezeli ve ebedi olan, hiç ölmeyen Allah’ın huzurunda secde ederim. Yalnızca O yüce yaratıcıya, o büyük melik’e... Başkasına asla!...” 1

İşte İsa/milat öncesinden böyle sesleniyordu Mordecai.  Kainattaki en büyük hakikatin “tevhid’i ilahi” olduğunu, yani Allah olduğunu böyle haykırıyordu.

Mordecai’den yüzyıllar önce de aynı tevhidi/ilahi hakikati İbrahim(as) şöyle ifade etmişti:  “ben bâtıl olan her şeyden uzak durarak yüzümü gökleri ve yeri var eden Allah'a çevirmekteyim; ve ben O'ndan başkasına ilahlık yakıştıranlardan değilim!” (enam 6:79) Yine İbrahimden asırlar öncesinden Nuh (as) bu ezeli ve ebedi gerçeği kendi halkına şöyle açıklıyordu:  “...Yalnızca Allaha kulluk edin, Ondan başka tanrınız yok çünkü. Doğrusu, dehşet ve azabıyla büyük bir günün gelip sizi bulmasından korkuyorum ben!" (araf 7:59) Yakup (İsrail) (as) da ölüm döşeğindeki son sözlerinde çocuklarına sorarken benden sonra kime kulluk edeceksiniz diye, çocukları (İsrailoğulları) hüzünlü gözlerle şu cevabı veriyordu: "...Senin tanrına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın tanrısına, O Tek Tanrıya kulluk edecek ve O'na teslim olacağız!" (bakara 2:159) Ve yıllar sonra Mordecai’nin tabî olduğu peygamber Musa (as) ve onun varisi İsa(as) da Yakuptan yıllar sonra aynı hakikati dile getiriyorlardı.           (maide 5:116, şuara 26:24)

Hatemül enbiya olan , Rabbin kendisini “sıracen münir” (ahzab 33:46) olarak tanıttığı ve kendisinin “dosdoğru bir yol” (yasin 36:4) üzere olduğunu müjdelediği Muhammed(as) da aynı hakikati tebliğ ediyor, ve insanları şu çağrıya kulak vermeye davet ediyordu:  “Kulu  lâ ilâhe  illallâh tuflihû” yani  “Allah’tan başka ilah yoktur deyin, kurtulun.”

Peki neydi “la ilahe illallah” demek? Niçin bu sözü söyleyen kurtuluyor, söyle(ye)meyen inatçı insan ise Allah tarafından azaba (mutlak terkedilişe) düçar oluyordu. Niçin Rab “Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (nisa 4:48) diyordu ki? La ilahe illallah demeyi bu kadar önemli kılan neydi?...

‘La ilahe illallah’ demek “Allah’tan başka ilah/tanrı olmadığına inanmamak” demektir. ‘La ilahe illallah’ Allah’ın Allah olduğuna ne yüzde elli, ne yüzde yetmiş ne de yüzde doksan inanmaktır; ‘La ilahe illallah’ O’nun yüzde yüz Allah olduğuna (kesinkes Allah olduğuna) inanmak demektir. Yani hayata anlamını ve amacını (hayat pınarını/suyunu) verenin sadece Allah olduğuna inanmaktır. O’nun tüm hayata müdahil olduğuna sadece dille, akılla ve vicdanla değil tüm kalbinle inanmak demektir la ilahe illallah. Tüm hayatı “la” ile süpürmek ve o hayatı “illallah” ile tekrar yeni baştan , en baştan inşa etmektir.

‘La ilahe illallah’ Allah’ın varlığını ve birliğini yalnızca dille değil; fiille(amel), yalnızca fiille de değil tüm hayatla ispat etmektir. ‘La ilahe illallah’ hayatının amel olması ve seninde salih olmanla mümkündür. Bir başka ifadeyle ‘la ilahe illallah’ hayatını imanına şahid kılmanla yani şehid (şahid) olmanla mümkündür. Eğer sen dünyada ‘la ilahe illallah’a  şahid olursan Allah seni ukbada da şu müjdesine şahid kılacaktır: “Ey, Rabbine itaat edip huzura eren nefis! Rabbine, O’ndan razı ve O’nu razı etmiş olarak dön! Gir kullarımın arasına! Gir cennetime!” (fecr 89:27-30)

Sözün özü; ‘La ilahe illallah’ diyebilmek ancak Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmakla, yani ‘müslüman’ olmakla mümkündür. Tıpkı Nuh, İbrahim, Yakub, Musa, İsa ve Muhammed ve diğer elçiler gibi... ( Allah’ın selamı hepsinin üzerine olsun)

 

Ariamo S.

1 Talmud’tan seçmeler, Polana sf 172

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı