24 Temmuz 1923. Lozan Anlaşması.
Tarih; geçmişi aydınlatır, geleceğe ışık tutar.”
Bugünden 100 yıl öncesini, 500 yıl öncesini, 1400 yıl öncesini eleştirmek kolaydır. Dilin kemiği mi vardır? Salla sallayabildiğin kadar.
Asıl olan bu Memleket, bu Milletin yararı için sen ne yaptın ya da neler planlıyorsun, bunun muhasebesini yapabilmektir.
İstanbul'u fethedenler de, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlar da, bizim atalarımız...
O şartları yaşamadan, milyonlarca kitap yazılsa, bire bir açıklanamaz, birebir değerlendirilemez.
Henüz bir yıl önce, hepimizin gözleri önünde cereyan eden; "15 Temmuz İşgal Hareketini" dahi farklı kesimler faklı şekilde değerlendirirlerken, bizim cüssemiz nedir ki Lozan'a ya da Fetih'e laf edebiliyoruz? 2017'den salvolar atıp o tarihin kahramanlarına kem sözler edebiliyoruz?
Belli tarihleri bahane ederek, Tük Milletinin içine nifak tohumları ekme gayreti içinde olanlar elbette olacaktır, onlar görevlerini yapıyorlar. Yalnız bunların ekmeğine yağ sürenler, onların dümen suyuna girenler, hangi kesimde olurlarsa olsunlar yanlış içindedirler, cehalet sahibidirler.
Bu durumu bilen emperyalistler de boş durmuyorlar tabi. Bizim onlara verecek çok güzel derslerimiz var hâlbuki... Bu derslerden en önemlisi ve en güçlüsü BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZ'dir.
Tarihi gerçeklerden, ilmi belgelere göre dersler çıkarıp geleceğimize bakmamız gerekiyor.
Bu ülke hepimizin.
Fatih de bizim, Atatürk de bizim.
Ruhları şad olsun.