BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Sözlüklere göre söz; bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırdı, kelam, laf, kavil diye tanımlanmış olup birleşik kelime, deyimler ve atasözleri halinde söz varlığımızın zengin bir ailesidir.

        Başka kelimelerle birleşerek oluşturduğu zenginliklere bakalım:

        Söz başı, söz birliği, söz dağarcığı, söz cambazı, söz dalaşı, söz ehli, söz kesimi, söz ebesi, söz düellosu, söz meydanı, söz ustası, söz sahibi, söz sırası, sözüm ona, acı söz, tatlı söz, ağır söz, eğri söz, beylik söz onlarcasından bazılarıdır.

        Sözden söz edip de deyimlerinin bulunduğu mahalleye uğramamak olmaz: Söz anlayan beri gelsin, söz aramızda, söz almak, söz atmak, söz olmak, söz altında kalmamak, söz ayağa düşmek, söz bir Allah bir, söz kaldırmamak, söz götürmek, söz düşürmek, söz sözü açmak…

        Ve nihayet şunlar da söz mahallesinin gön görmüş, devran sürmüş ak şaçlıları ve ağır abilerinden seçebildiklerimiz:   

        Söz gümüşse, sükût altındır.

        Söz var dağa çıkarır; söz var dağdan indirir.

        Söz var, gelir geçer; söz var, deler geçer.    

        Adam olana bir söz yeter.

        Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın.

        Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olma.

        Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez.

        Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer.

                Sözü söyle alana kulağında kalana.

        Sakalım yok ki sözüm dinlensin.

        Kaş ile göz, gerisi söz.

        Seçim atmosferine girdiğimizden beri önceki seçimlerde olduğu gibi tüm iletişim kanallarından yayılan, yağan söz sağanakları altında yol almaya devam ediyoruz. Hemen herkesi bir şekilde etkileyen bu yağışlar Hıdırellez’i de geçip mayıs ortalarına kadar devam edecek.

        Bildiğimiz sağanaklardan çok farklı bir yağış bu. Şimdi geçip gider diye aldırış etmeden şemsiyesiz, savunmasız dalıp gittiğimiz alanlardan iliklerimize kadar ıslanarak dönüyoruz evlerimize yorgun.

        Maruz kaldığımız söz sağanağı altında Yunus Emre’yi hatırlıyorum. Yedi yüz küsur yıl önce bu topraklarda birlik ve dirlik arayışıyla diyar diyar dolaşırken demişti ki:

        “Söz ola kese savaşı/ Söz ola kestire başı

         Söz ola ağulu aşı/ Bal ile yağ ede bir söz”

        Sözü ayağa düşürenleri ‘sözüm söz’ diyenleri görüyoruz. ‘Yine baharlar gelecek; … sözünden dönmeyecek!’miş; lakin hangi söz, ne sözü gibi sorulara mani olmayan; uzun süren salgınların, saldırıların ve doğal afetlerin henüz dağılıp gitmeyen tozu dumanı içinde kime, kimlere neyin, nelerin karşılığı verildiği konusunda bir türlü berraklık kazanamadığı her halinden belli olan sözler… Koca Yunus’un ve bu toprakların her mihnete, her çileye katlanmış insanlarının umduğu şekilde şavaşı kesmiyor, milletin sulha sükuna kavuşmasına zerrece bir katkı sunmuyor.

        Söz sağanağına maruz kalan birçoğumuz ne yazık ki daha az ıslanarak selametin yolunu arayacakken ortalıkta oluşan koroya katılmayı seçiyoruz duygusal saiklerle. Galeyan geldi mi mantık savuşurmuş çünkü. Mantık savuşunca da iyisini kötüsünü; doğrusunu eğrisini; yalanını yanlışını seçip ayırmak mümkün olmuyor.

Uçlara savrulmak sakin kafayla düşünmeyi engelliyor. Takım içinde hâkim psikoloji her şeye rağmen kazanma mantığıdır. O ruh hali içinde sakin kalmanın, sağlıklı düşünme ve eleştiri yapabilmenin yolları kapalıdır. Eleştiri elemekten gelir.Bu yapılabilse, birbiriyle çeliştiği için en başta yok hükmünde kabul edilebilecek bir sürü saçmalıktan kurtulma imkânı doğacak; lakin takımın yelkenlerini şişiren rüzgârlarına kapılanlar, cevherle cürufu ayırıp seçemeyeceklerdir. Cevherle cürufu ayırıp seçemeyenlerin seçiminden hayır umulur mu?

Söz değerlidir; lakin cevap vermek gerektiği zaman sözün ne olduğu kadar söyleyenin kim olduğuna da dikkat ederek hareket etmek gerektiğini ifade etmiştir Mevlana Hazretleri:

“Suskunluğum asaletimdendir... Her lafa verecek bir cevabım var... Lakin bir lafa bakarım lafmı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye…”

Söz önemlidir; Rabbimiz, insanlara öğüt alıp düşünsünler diye sözlerin en güzel örneklerini inzal buyurduğu Kerim kitabımız Kur’an’da söze, söz söylemeye ve dinlemeye dair birçok ayetle yol göstermiştir. Bahsimizi işte bu sözlerin en doğru ve en güzelleriyle bitirelim:

"Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır." (Saff Suresi, 2-3)

Onlar (her) sözü dinler; en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın doğru yola ulaştırdığı kişilerdir. Öz akıl sahipleri de işte sadece onlardır.” Zumer/18

Söz, emanettir.

Selamların en güzeliyle…

H. Halim Kartal/ 02 Mayıs 2023

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.