5 Aralık 2025, Cuma
10:53
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Soyut bir kelime,  görece bir kavram incelik…

Daha çok iletişim ve ilişki halinde ortaya çıkar.

Sözlerini ve davranışlarını beğendiğimiz kimi insanlar için “Ne kibar, ne zarif bir insan!” demekten kendimizi alamayız. Bunun gibi kimileri için de “ Aman Allah’ım, ne kaba bir adam! Yontulmamış hatta ‘kazma’ sözcükleri beliriverir dudaklarımızda gayrı ihtiyari.

Bu da nereden çıktı şimdi mi diyorsunuz?

Arz edeyim:

Geçenlerde biraz sakin olması gerektiği konusunda uyardığım biri, bulunduğu ortama aldırış etmeyerek, olanca pervasızlığıyla: ‘Anam …dım olsun ben bir şey yapmadım ya!’ demesin mi? Bir fena oldum ki sormayın. Başımdan kaynar sular döküldü sanki. Şaşırmış bir vaziyette şunu diyebildim:

Aferin, seni dokuz ay karnında taşıyan, besleyip büyüten bugünlere getiren anneni, o mukaddes varlığı memnun edecek bundan daha güzel bir söz olamazdı senin için, aferin!

Sonra güzel yurdumun güzel insanlarının sabahtan akşama kahvelerde, oyun masalarında, sokaklarda, evlerde bunun gibi ne sözler, ne küfürler, neler neler söylediklerini düşündüm; kanım dondu. Bir ‘ gönül medeniyeti’nin mensupları, anneleri böyle sözlerle mi anmalıydı, ağızlarından çıkan iki kelimeden biri küfür mü olmalıydı, argo kelimeler mi doldurmalıydı sokaklarımızı, diye bir sürü soruyla allak bullak oluverdi kafam.

Büyük bir tahribat yaşıyoruz milletçe.

Manevi tarafı daha büyük bir tahribat bu!

***

Yıllar önce pırıl pırıl bir ilkbahar sabahı idi. Eşimle birlikte köyümüze giderken önceırmak kenarındaki tarlamıza bakma isteğiyle o tarafa yöneldik. Birkaç gündür yağan yağmurlarla toprak adeta suya doymuş, yollar çamurdu. Tarlaya yaklaşınca yüreğim yandığını hissettim; çünkü bizden önce traktörüyle gelen bir komşumuz, dört tekerlekli römorkuyla o yıl yeğenlerimin fasulye ektiği tarlamızın bağrında kocaman bir manevra yaparak güç bela çıkmayı başarmış, dönüş pozisyonunda bir kenara park etmişti. Traktörün çamura batmış hali her şeyi apaçık anlatıyordu. O tarla tarla olalı öyle zulüm görmüş müydü, bilmiyorum.

Can sıkıntısıyla yanlarına varıp tarlaya bu iyiliği niçin yaptığını sordum. Belki bir kusura bakma diyebilirdi; fakat heyhat! Aldığım cevap incelik bellediğimiz ne varsa çatır çatır kemiklerini kıracak cinstendi.

-Ne olmuş? Dönemedim işte!

Bunları söylerken bir taraftan çapa yapmaya devam etmekte olan bu adama sadece şunu diyebildim: Bir şey olmamış komşum, tarla sana çok teşekkür ettiğini söylemeye gelmiştim. Sana kolay gelsin!

***

Adını güzel ilçemiz Seydişehir’den alan bulvar üzerinde park halindeki araçların arasında bir boşluğa bırakarak gittiğim yerden döndüğümde tam arkamda yola paralel şekilde park etmiş bir araç duruyordu ve o araç gitmeden hiçbir şekilde çıkabilmeme imkân yoktu. Vatandaşın belki acil bir ihtiyacı olmuştur, deyip arabanın içinde adamı beklemeye koyuluyorum. Hava soğuk, iftar yakın, herkes benim dönmemi bekliyor. Dakikalar geçiyor; karşı taraftan gelenlerin hiçbiri beni esir eden araca yönelmiyor. Polisi aramakla aramamak arasında tereddüt ediyor, belki şimdi gelir diye vazgeçiyorum. Bu arada boş da durmuyorum. Arabanın etrafında dört dönüyor, yakın dükkânlardaki insanlara plaka okuyorum, fayda yok. Neden sonra sıkıntıdan iyice patlayacak hale gediğim bir an oldukça yavaş adımlarla 30-35 yaşlarında uzun boylu genç birinin geldiğini görüyorum. Arabanın önünde, o kadar bekleyişten sonra insanlık adına içimi ferahlatacak bir kelime söyleyecek mi diye dikkatlice izliyorum genç adamı. İstifini, konforunu bozmadan arabasına binerken sadece ‘İşim biraz uzadı da…’ dediğini duyuyorum.

Dilimiz, davranışlarımız kalbimizin hoparlörü… İçimizde ne varsa dışımıza da o yansıyor pek tabii olarak.

Bu durumu Faruk Nafiz Çamlıbel, bir şiirinde şöyle ifade eder:

“ Hangi sözlerle ninem gönlünü açmışsa bana,

Ben o sözlerle gönül vermedeyim sevgilime;

Sözlerim ninni kadar duygulu olmak yaraşır,

Bağlıdır çünkü dilim gönlüme, gönlüm dilime”

Dil inceliği kalp inceliğinin bir tezahürü. Bir dönemin zevkinin, zarafetinin, insan ilişkilerinin birçok yönünün o dönemin sanat eserlerinde az çok yansımalarını görebiliriz. Mesela şarkılarda…

İki örnekte sevdiğimiz kimselere sevgimizi nasıl ifade ettiğimizi belirtmek istiyorum.

Birincisi eski bir şarkının sözleri:

“Bir bahar akşamı rastladım size

Sevinçli bir telaş içindeydiniz

Derinden bakınca gözlerinize

Neden başınızı öne eğdiniz”

İkincisi günümüzden; lakin bir pop müzik parçasına ait olan bu şarkının sözlerini edebe mugayir bulduğum için almıyorum. Hedef kitlesinin de gençlik, gençlerimiz olduğu anlaşılıyor.

Herkes, her şey kullandığımız eşya gibi genellikle bir kullanımlık; kullan at! İnsanların eşya ile ilişkilerinden doğan bu durum, insanlarla ilişkilerine de yansımış gibi günümüzde gördüğüm kadarıyla.

Bu tespitin büyük bir çoğunluğu bağlamadığını biliyoruz elbette. Her devrin zevkinin de aynı olması beklenemez doğal olarak; lakin değerlerdeki aşınmanın da ürkütücü boyutlara ulaştığını görmemek mümkün değil.

Gel de hak verme Ahmet Haşim’e. Her şeyi bir kullanımlık gören anlayışa karşı şöyle diyordu “O Belde” şiirinde:

“ Sana yalnız ince taze bir kadın

Bana eski bir budala diyen bugünkü beşer

Bu sefih iştiha, bu kirli nazar

Bulamaz sende, bende bir mana”

“Kaç paralık adamsın? Paran kadar konuş!” sözleri bir yozlaşma döneminin sesleriydi.Bir acayip toplum olduk.Çıkarlarımıza aykırı bir gelişmeyle karşılaşırsak karşımıza kim çıkarsa bir kalemde harcayıveriyoruz.Bu babamız bile olsa fark etmiyor artık.

Düşünce dile yansıyor.

Dil yaralıyor; rikkatten, şefkat ve merhametten beslenmeyen her davranış, hırpalıyor, herkesi, her şeyi haşat ediyor!

Gönülden gönüle güzel köprüler, zarafetle dolu bir dille ve incelikle mümkün.

Yahya Keml’in “Bu dil benim ağzımda annemin sütüdür” dediği dilin oluşmasının yegâne yolunun da mili kültürümüzün temel eserlerine yönelmekten ve onları gerçekten sevebilmekten geçtiğini düşünüyorum.

Ah incelik, seni hep eski şarkılarda, şiirlerde mi arayıp duracağız!

Selamların en güzeliyle…

Hacı Halim Kartal/ 28.04.2025

 

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı