banner153

banner150

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bir bavula tıkıştırıp bütün kitapları Ali abinin dükkanına gittim. Daha açmamıştı Ali abi dükkânı. Oturup kapıdaki kaldırıma bir sigara yaktım. Saate bakmak o an gelmişti aklıma. Çıkartıp telefonu saate baktım. Dokuza geliyordu. Birazdan gelir Ali abi. Sahafı açar. İstanbul’dan getirdiği kitapları açmaya devam eder, dedim kendime.

Elinde köşedeki fırından aldığı simit ile göründü Ali abi.

Günaydın Numan. Hayırdır bu saatte, dedi.

Yanımdaki bavulu görünce şaşkınlığı bir kat daha arttı.

Nereye, dedi.

İçerde anlatırım abi.

İki çay kap gel konuşalım, dedi.

Çayları getirip oturduk Ali abiyle. Soğuk şubatın güneşli gününde.

Anlat bakalım, dedi.

Kitapları getirdim Ali abi dedim.

Kalkıp bavulu açtım. Çoğu eski baskı olan imzalı kitapları koymaya başladım önüne.

Bunlar satılır mı Numan, dedi. Bunları bir daha bulamazsın.

Şimdiye kadar ne işe yaradılar ki dedim. Bir faydalarını görmedim. Bari başkasına faydası olsun.

Olmaz öyle, dedi. Alamam bunları. Burada bu kitapları alacak başka biri de yok. Sen en iyisi bunları geri götür.

Yok Ali abi. İstemiyorum. Hem satmaya gelmedim. Burada dursunlar. Evde ağır gelmeye başladılar bana. Her sabah ve her gece bakıyorlar bana. Vicdan yaptırıyorlar. Artık dayanamıyorum. Hem burası onlara iyi gelecek. Başka kitaplar da var, onlarla arkadaş olurlar. Başka parmaklar, başka gözler onlara iyi gelecek.

Ben bunları söylerden Ali abi çayını bitirmişti.

Bakarız, dedi. Hele sen çayları bir tazele.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner155

banner147