BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Türkiye yıllardır Suriye ve Irak’ta bozulan istikrarın ağır faturalarını ödeme mücadelesi veriyor. Sınırlarımız içinde dört milyon civarında mülteciye kol kanat geriyoruz. Şimdi de Hatay ilimize yakın İdlib’den yüz binlerce sivilin akın akın sınırlarımıza doğru 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus savaşlarında Balkanlardan gelen göç akınlarını hatırlatışına şahit oluyoruz.

        Küffarın karadan ve havadan adeta ölüm yağdırarak yakıp yıkarak viran eylediği köylerinden, şehirlerinden canını kurtarabilenlerin bu kış kıyamette çoluk çocuk, aç bilaç, sefaletin ve perişanlığın dayanılmaz acılarına seyirci kalamazdık, kalmadık.

        Mehmetçik yurtlarını acilen boşaltmaya zorlanan birkaç milyon insana adeta kalkan oluyor canı pahasına. Bu coğrafyadaki yangını söndürmeye çalışan Türkiye sahada yalnız bırakılıyor. Her zaman olduğu gibi sahip oldukları gücü yayılmacı Siyonist terör devleti İsrail’in emrine veren koca koca ülkeler sahaya sürdükleri oyuncularıyla yangınların daha fazla yayılması için benzin dökmeye devam ediyorlar. Yazık ki döktükleri benzin de kullandıkları tedarikçileri ve devşirmeleri de bu topraklardan!

        Cumhurbaşkanımız her platformda gücünün yettiğince rahmetli M. Akif’in o harika tanımlamasıyla ‘Medeniyet denilen maskara mahluk’un kendinden olmayan coğrafyaların insanlarına reva gördükleri haksızlığı ve kapkara zulmü anlatmaya ve bu zulümler karşısında yüreğinin bir kenarında ince bir sızı duyan herkesi, bu mahlukun dişlerinken kan damlayan vahşi yüzüne tükürmeye çağırıyor. Bu sabah iki günlük bir ziyaret için gittiği Pakistan’da Pakistan Meclisi’nde yaptığı ‘kardeşlik’ vurgusu belirgin konuşması bana, günün Batı modası ‘Sevgililer Günü’ değil,‘kardeşlik günü’ olarak işlevsellik kazandırılması gerektiğini hatırlattı. Bugün ve her günümüz kardeşlik günü olmalıydı aslında.

        Bana göre zamanlaması bakımından ileride kendinden çok söz ettireceğini düşündüğüm iyi hazırlanmış tarihi bir konuşmaydı bu. Başkan Erdoğan’ın baştan sona iki ülke insanının tarihi kardeşliğini hatırlatan konuşmasında Pakistan’ın büyük şairi Muhammed İkbal’in ümmetin ölüm kalım savaşı Çanakkale savaşları sırasında Lahor Meydanı’nı dolduran Pakistanlılara yaptığı konuşmadan yaptığı alıntılar ve Pakistan halkının Anadolu’ya yardım seferberliğini dile getirdiği sözleri oldukça etkileyiciydi.

        105 yıl önce Çanakkale’ye gelip dayanan sırtlanlar bugün Suriye’de, Filistin’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Yemen’de aynı misyonlarını bugün vekâlet savaşları denen yöntemlerle sürdürmektedirler. Nerde bir uyanış başlarsa doğmadan yok etme hesaplarını her an ayakta tutmahassasiyetinde birlik oluyorlar. Bu nedenle gün, gündelik telaşlarla, enerjimizi yok eden faydasız çekişmelerle heba etme günü değil ümmetin yıllardır kanayan yaralarından sızan kanları durdurma günü olmalı.

Gün bizim kültürümüzle ilgisi olmayan ‘Sevgililer Günü’ değil, barış ve kardeşlik günü olarak anlam kazanmalı diye düşünüyorum.

        Ve haykırmak istiyorum sesimi duyurabildiğim herkese:

        Gün ortak acılarımızı yüreklerimizde hissetme günüdür; çünkü…

        Çünkü peygamberimiz: “Mü’minler bir vücudun organları gibidir, organlardan biri bir zarar görürse bu acıyı diğerleri de hisseder.” Demişti.

        Gün illa ki taş atacak bir şeytan arıyorsan bu taşı ilk atacağımız en şerli şeytan içimizdeki şeytandır bilinciyle hareket etme günüdür.

        Gün, Elazığ depreminde bir gönüllünün zihinlerimize kazıdığı “Ben yoksam kimse yoktur!” gerçeğini nefes alıp verdiğimiz her an aklımızdan çıkarmama günüdür.

        Gün ortak acılarımızı da ortak sevinçlerimizi de kardeşlik bilinciyle paylaşma günüdür.

        Gün nerede bir haksızlık ve zulüm varsa, kim yaparsa yapsın, kime yapılırsa yapılsın zerrece fark gözetmeden karşı koyma günüdür.

        Gün sevdiklerimizi çıkar hesapları yapmadan Allah rızası için sevme günüdür.

        Gün, her günümüzü kendimize ve cümle âleme sorumluluk bilinci taşıyarakerdemli davranışlarımızı çoğaltma yarışı içinde yaşama günüdür.

        Gün bizim gibi düşünmeyenleri çekiştirme, yargılama, ötekileştirme günü değil insanlığın çağlar boyu kabul edip içselleştirdiği ortak duygu ve değerlerde buluşup bu ortak duygu ve değerler etrafında bir ve beraber olabileceğimizi gösterebilme günüdür.

        Gün peygamberimizin “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz!” sözünü yüreklerimizde her dakikamızda, her yerde, her durumda taşıma ve gereğince davranabilme günüdür.   

        Kardeşlik günümüz kutlu olsun.

        Selamların en güzeliyle…

        Hacı Halim Kartal     14 Şubat, 20

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.