5 Aralık 2025, Cuma
16:51
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Eğer bu bir yok oluşsa, insan çoğu kere gittiği yollar pahasına kendinden ödün vererek bir yerlere gelmekte. Kimse bulunduğu konuma ruhsal ve kişisel olarak tek parça halinde gelmemişti. Bu kimi zaman vazgeçmekle kimi zaman asla yapmam dediklerimizle vuku bulmuştu. 

 

    ' Ben asla asla hiç bir şeyden, ödün vermem.' sözünü hangimiz göğüsünü gere gere yerine getire bilmişti ki? Zira her birimizde öyle iyi biliyoruz ki, büyük konuştuklarımız her daim bizim karşımızda, hatta yanı başımızda imtihanımız olmuştu. Sevdiklerimiz vardı, öyle onlar için bir çırpıda vazgeçebileceğimiz ya da istemeyerek terk ettiğimiz şeyler olacaktı. 

 

 

   Bu bir yenilgi değil, bu bir kayıp ya da yok olmak hiç değildi. İnsan her konuda olduğu gibi kendinden bir şeylerden vazgeçmeden belli bir konuma, belli bir olgunluğa erişemeyecekti.  Ya da şöyle düşünelim mi? Kaybettiklerimizin ne kadarı bizimdi ve ya bizim olmuştu?

 

 

  Hepsi birer sonradan kazanılma, sonradan sevme ve kendini keşfettikçe bir bütün olduklarımızın ta kendileriydi. Sen olmak için bir çok huy, bir çok seni sen yaptığına inandığın klişelere ihtiyacın olduğunu düşünürsün.

 

 

  Oysa bir insanı belli bir karaktere ve bütünlüğe eriştiren, sevip huy edindikleri değil de.. ahlak yapısı ve edep algısında yatar. Eğer ödün verdiklerinizin içinde ahlakınız da var ise çok şeyi değil, siz kendi var oluşunu kaybetmişsiniz demektir. 

 

  Kendinizden ödün vereceğiniz şeyler, sizi siz yapan mihenk taşlarınız dan değil,  sonradan elde ettiklerinizden olsun. Çünkü İnsan kendi sevdiklerinden hiç bir şey vermeden kazanamaz, ne yaparsanız yapın vazgeçtikleriniz,  çıktığınız yolda geride  bıraktıklarınız olmadan hedefe ulaşamazsınız. . 

 

 

   Başarı ödün verdikleriniz ile beslenir, ve onu eşsiz kılan onun yolunda feda ettiklerinizdir.

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı