6 Aralık 2025, Cumartesi
04:16
23.07.2025
MANSET_ALTI Reklam Alanı

Yirmi yaşın verdiği heyecanla, teneffüs saatinde öğretmenler odasına hızlıca bir dalış yapan Ömer; (cebindeki zarfı açarak)

-         Bakınız arkadaşlar!..

İşte geldi mektup? Sizleri, günlerce âşık olduğum kızın üzerine yaptığım konuşmalarla meşgul etmiştim ya?

            Haklı olduğumun kanıtı burada?

            Ben o güzel kıza deli gibi âşıktım. Onu seviyor? Onu hayat boyu kalbimden silmeyeceğini biliyordum.

            Bakınız ne diyor?

            (Yüksek sesle mektubu okumaya başlar.)

 

 

 

                                   Sevgili Ömer,

            Seni çok özledim. Ogün sinema kapısında karşılaşınca; gözlerimizin karşılıklı bakışlarını hatırla... O zamana dek seni özenle hiç süzmemiştim. İyi ki, o Pazar sen de, bende sinemaya gitmişiz. Doğrusu ertesi günü otobüse binip uzun yolculukla okuluma gelirken, yollarda hep seni düşündüm. Her zaman bana rahatsızlık veren otobüs yolculuğu, bu kez tatlı bir seyahatti? Senin aşkınla?

            Şimdi pişmanım! Çocukluğumuz aynı caddede geçti. Neden sana ilgi duymamıştım. Senin gibi uzun boylu, mavi gözlü, zeki biriyle yakınan tanışmamıştım.

            Şu an birbirimize uzak mesafede olmamız hiç fark etmiyor. Aradaki sıradağlar, benim kalbimde küçülüp bir sevgi yumağı gibi sana doğru uzanıyor. Aşka yakalanmak böyle bir şeymiş.

            İnsan suya, ekmeğe doyuyor ama aşka asla?

            Seni düşündükçe derslerime daha fazla düşünüyor bu yıl okulumu bitirerek birlikte meslek hayatıma atılmamızın; yazın nişan, güzün de düğün yapmamızın heyecanını şimdiden yaşıyorum.

            Biliyorum staj yapıyorsun. Ama ne olur? İzin alıp iki günlüğüne bu şehre gelsen. El ele tutuşup gezerek; dolaşsak yeni yeşeren aşkımızla?

            Seni hiç unutmayan sevgilinden sevgiler?.

                                                                                                                      Çiğdem

 

 

 

 

            Ömer mektubu okumayı bitirince karşı koltukta oturan okul müdürüne dönerek;

            Sayın Müdürüm; mektupta yazılanları duydunuz. Bana iki gün izin arz edeceğim.

            Okul müdürü, genç öğretmen adayının ciddiyetini fark edip;

-         Bak sevgili Ömer, o mektup tamamen sürrealist?

Bu bir ?aşk şakası.? Ev arkadaşların senin her akşam anlatımlarından bıkarak, böyle bir yola başvurmuşlar. Mektubu Turgay yazmış.

            Ömer, önce inanmak istemez. Sonra ikna olur ve arkadaşlarına dönerek;

-         ?La Edri;? ?akılsıza sır verme, öttürmesi için düdük verdi sanır? der.

Turgay cevap verir:

-   O zaman sen de ?La ROCHEFOUCAULD? un:? ?Sırlarımızı kendimiz saklayamazsak, başkalarının onları gizlemesini nasıl isteyebiliriz.? Sözünü belleğinde sakla. Olur mu?  Der.

 

Faydaları şakalara doğru?

                                                                                                             Mustafa AYVACI

ICERIK_ARASI Reklam Alanı
Etiketler: #yazilar
SOL1 Reklam Alanı

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

MOBIL_UST Reklam Alanı
Alt Banner Reklamı