Toprağa Altın Ek
ŞAHISLAR
1- MUHTAR : 40-45 yaşlarında gösterir.
2- ÖĞRETMEN : 30-35 yaşlarında gösterir.
3. İMAM : 26-30 yaşlarında gösterir.
4- SÜLEYMAN : 30-35 yaşlarında gösterir.
5- I. ÜYE : 45-50 yaşlarında gösterir.
6- II. ÜYE : 30-35 yaşlarında gösterir.
7- III. ÜYE : 35-40 yaşlarında gösterir.
8- IV. ÜYE : 25-30 yaşlarında gösterir.
9- NİNE : 60-65 yaşlarında gösterir.
10- YARALI : 20-25 yaşlarında gösterir.
(Sahne: Bir köy odası. Masa etrafında muhtar, öğretmen, imam ve dört üye oturmaktalar. Karşıda bir hayli kalabalık seyirci bulunmakta.)
MUHTAR - (Ayağa kalkar) Değerli köylülerim? Köyümüzün güzelleşmesi, halkımızın daha iyi yaşama şartlarına kavuşması için, hepimizin birlikte çalışarak bazı zorlukları yenmesini bilmemiz gerekir.
Bu vesile ile burada toplanmış bulunmaktayız. Hepiniz toplantımıza hoş geldiniz.
TOPLULUK - Sağ ol.
MUHTAR - (Elindeki resmi zarfı açarak) Şimdi sizlere bir yazı okuyacağım.
??..KÖYÜ MUHTARLIĞINA
??????????
Köyümüzün güzelleşmesi, halka ağaç sevgisinin aşılanması için, katılacağınız ağaçlandırma seferberliğine, gerekli her çeşit ağaç fidanı dairemizce sağlanacaktır. Fidan ihtiyaç listesinin bildirilmesini rica ederim.
????????..
KAYMAKAM
İkinci bir yazıyı da öğretmen arkadaşımız okuyacak.
ÖĞRETMEN - (Başka bir zarftan kağıt çıkararak okur.)
???????.KÖYÜ İLKOKULU MÜDÜRLÜĞÜNE
?????????
Okul bahçesi ve okul yolunun ağaçlandırılması için, gerekli fidan ihtiyacını tespit ederek ekteki formu doldurup, en kısa zamanda dairemizden istekte bulunmanızı rica ederim.
???????????.
KAYMAKAM
MUHTAR - üçüncü yazıyı da imam arkadaşımız okuyacak
İMAM - (Zarftan kağıdı çıkararak okumaya başlar.)
????????.KÖYÜ İMAMLIĞINA
?????????
Ağaç Bayramı ve Orman Haftası dolayısıyla, hutbelerinizde ?ağaç dikimi ve ağaç sevgisini içeren? konuları işlemenizi rica ederim.?
?????.
MÜFTÜ
MUHTAR - Son bir yazıyı daha okuyorum.
????????KÖYÜ MUHTARLIĞINA
??????????
26.02.19.. tarihinde yaptığımız orman gezisi sırasında köyünüz hudutları dahilinde sayısız genç ağacın kesildiğini, yolların ağaç dallarıyla kaplandığını üzülerek gördük. Bundan böyle, bölgenizdeki ormanı daha etkin korunması için, iki orman memuru daha görevlendirdik. Sizlerin de memurlara yardımcı olarak, ağaç kıyımının önlemesini rica ederim.
???????????. ORMAN BÖLGE ŞEFİ
(Halktan Süleyman aniden yerinden kalkarak söz alır.)
SÜLEYMAN - Kaymakam, müftü ve şef beylere çok teşekkür ederim?. Var olsunlar? Sağ olsunlar?
I. ÜYE - Süleyman zaten sen her yerden çıkarsın? Menfeatin olsun olması, her sözü desteklersin.
MUHTAR - Lütfen tartışmayı bırakalım. Köyümüze gelen yazıları kulaklarımızla duyduk. Bende köyümüze bundan böyle yeni bir düzen vermek istiyorum. Amacım kimseyi incitmek değil? Görevimi yapmaktır?
I. ÜYE - (Ayağa kalkar, öfkeli bir şekilde) Arkadaşlar? Muhtar ağzındaki baklayı çıkarsın. Ne yapalım ağaç kesmeyelim mi?
II. ÜYE - Köyde keçi tutmayalım mı?
MUHTAR - (Ayağa kalkar. Öfkeli bir şekilde) Evet arkadaşlar? Bundan sonra kimse ormanda ağaç kesmeyecek. Keçi otlatmayacaktır.
III. ÜYE - (Öfkeli) Sen delirmişsin muhtar? Bizim ekmeğimizi elimizden alacaksın.
IV. ÜYE - Çoluğumuzu çocuğumuzu aç bırakacaksın.
MUHTAR - Benim kimsenin ekmeğinde aşında gözüm yok? Ben sadece görevimi yapıyorum.
I. ÜYE - (Muhtarın yakasına yapışarak) Sen kendini Küpe Dağı?nda mı yoksa Alaaddin Tepesi?nde mi görüyorsun? Yazıları okudun, halka duyurdun. Tamam senin görevin bitti. Bundan böylesi başkalarına düşer.
MUHTAR - (Üyenin ellerine vurarak) Görev bitmez, bitmeyecekte burası bir köy. Ben de köyün muhtarı. Sizlerde ihtiyar kurulu üyelerisiniz. Bizlerin görevi, köylünün ve devletin çıkarlarını kendi çıkarlarımızdan üstün tutmaktır. Her zaman bu çıkarları korumaktır. Şimdiye kadar beni bu hasretimden mahrum ettiniz. Ama bundan sonra engelleyemeyeceksiniz. Hatta leylek kayası mevkiindeki yirmi dönümlük araziyi de ağaçlandıracağız hem de kavak fidanı ekerek.
(Halktan Tıktı Nine yerinden kalkar ve söz alır.)
NİNE - Üyeler? Tartışmayı bırakın da beni dinleyin? (Öfkeli) Köyde, muhtar, ihtiyar üyeleri, öğretmen ve imam birlik oldukları zaman yapılmayacak iş yoktur. Hani o birlik? Biraz önce okunan yazıları hepimiz duyduk. Gerçekten büyüklerimiz bizleri, bizlerden çok düşünüyorlar? Şöyle etrafınız bir bakın? Benim çocukluğumda karşıda gördüğünüz yamaçlar sımsık ağaçlarla doluydu. Şimdi ise çırılçıplak, karların erimesiyle köyümüzü su basacak.
Ben yaşlı nineniz olarak, beşikten mezara kadar muhtaç olduğumuz ağacı, hepimizin korumasını ve her yıl yeni fidanlar dikilmesini istiyorum.
(Topluluk coşkuyla alkışlar.)
ÖĞRETMEN - (Ayağa kalkarak) Yaşlı ninemize teşekkür ederiz. Bu yaşta, bizleri utandırırcasına yaptığı konuşma gerçekten duygulandırdı. Ağaçlar, bir memleketin en büyük zenginlik kaynaklarıdır. Oturduğumuz evde, yazdığımız kalemde, defterde, yaktığımız odunda, ciğerlerimize giden havada, ürün kaldırdığımız topraklarda, kullandığımız taşıtlarda hep onun sesini duyarız.
Bu kadar önemi olan ormanı, dolayısıyla ağacı sevmek, sevmemek en büyük deliliktir. Üye arkadaşlara sesleniyorum?
Sizler ağaç kesmekten başka işlerde çalışamaz mısınız? Çalışırsınız? Keçi besleyeceğinize koyun ve sığır besleyemez misiniz? Beslersiniz? Öyleyse gittiğiniz yanlış yoldan çabuk dönelim.
Bundan yıllarca önce, dedem ölürken bana yavaşça uzandı. ?Oğlum toprağa altın ek? dedi. Anlayamadım? ?Dede altın ekilir mi? deyince, kafasını yavaşça kaldırarak ?kavak kavak? diye bağırdı. Gerçekten ağaç altın kadar değerlidir. Çevremize baktığımızda on beş yıl önce ekilen kavakların yüz bin lira yaptığını görürüz. Bu da bize toprağa ekilen bir kavak fidanının yılda altı ? yedi lira getirdiğini göstermez mi? Şayet muhtarın söylediği meraya beş bin kavak fidanı dikersek; Köylünün cebine her yıl otuz ? otuz beş milyon lira para girecektir.
Benim öğretmeniniz olarak düşüncem: Hiç vakit kaybetmeden bulduğumuz boş yerleri, Tıktı Nine?nin gösterdiği yamaçları ağaçlandırmamızdır.
(Öğretmen oturur imam ayağa kalkar.)
İMAM - Muhterem köylülerim? Peygamberimiz: ?Yarın öleceğini bilsen bugün ağaç dik? diyerek ağacın önemini ve ağaç dikmenin çok sevap olduğunu söylemiştir.
Ben, ağaçsız bir yerin çocuksuz eve benzeyeceğini düşünerek, ağacın başta insanlar olmak üzere bütün canlılara ağacın başta insanlar olmak üzere bütün canlılara mutluluk getireceğini belirterek, acele çevremizi ağaçlandırma çalışmalarına geçmemizi istiyorum.
(Bu sırada her tarafı perişan halde yaralı bir kişi içeri girer.)
YARALI - (Elini kaldırarak, ona doğru gelen babasına seslenir)
Dur? Baba, yaklaşma bana. Seni evde aradım bulamayınca buraya kadar geldim. Çok büyük bir tesadüf. İstesem bu topluluğu bulamaz, düşüncelerimi anlatamazdım.
(Bağırarak) Bugün ormanda çocukluğumdan bu yana okulda, televizyonda, radyoda ve kitaplarda anlatılan ağaç sevgisinin bilincine vardım.
Gördüm ki yıllardır hırsızlık yapıyor, haram ekmek yiyoruz. Kanunun yasak ettiği yaş ağaçları keserek zengin olmak istiyoruz. Köyümüzde oturanların çoğunluğu bu düşüncede değil mi? ?Yaş kesen baş keser? atasözünü neden unutuyoruz?
I. ÜYE - (Bağırarak) Oğlum yeter artık, yaranı saralım?
YARALI - Saralım baba? Saralım? Ant içtikten sonra saralım?
(Elindeki baltayı yere atarak)
Bundan sonra, izinsiz yaş ağaca balta vurmayacağıma huzurunuzda namus sözü verir, ant içerim.
(Topluluk coşkuyla alkışlar. Muhtar, öğretmen, imam ve I. üye yaralının yüzünden öperler )
MUHTAR - Arkadaşlar aynı andı hep birlikte içiyoruz.
(Topluluk aynı sözleri aşağıdaki şekilde ek yaparak tekrarlar.)
Bundan sonra söz veririm ant içerim, toprağa altın ekeceğim.
Altın deyince maden değil, küçük bir fidan dikeceğim.
ÜYELER - (Hep birden.) Biz de bildik yanlış yolda olduğumuzu, ama döneceğiz. Yıllardır yaptığımız hataları yeniden fidan dikerek ödeyeceğiz.
MUHTAR - (Neşeli) Hepinize sonsuz teşekkürler? Sonsuz mutluluklar? Yarın büyük fidan seferberliğinde buluşmak üzere.
(PERDE KAPANIR.)
Dünyadaki küresel ısınmanın gündemde olduğu şu günlerde, yaklaşık on beş yıl önce yazmış olduğum skeç?in yayınlamasını yararlı gördüm. ?Bir fidan, bir can? sloganıyla eli kazma tutanların 2008 yılında en az bir fidan dikmesi temennisiyle?
Mustafa AYVACI

