Yerel yönetimler ve özellikle de belediyelerimiz, yönetim yapımız içerisinde büyük öneme sahip olan birimlerdir. Özellikle merkezi yönetimin tek merkezden tüm ülkeyi yönetme eğilimi ve bunun sakıncalarının ciddi boyutlara ulaşması da söz konusu birimlere verilen önemin artmasına neden olmaktadır.
Gerek yerel yönetimlere her geçen gün daha da çok verilen önem, gerekse de yerel yönetim seçimlerinin yapılmasına kısa bir süre kalması dolayısıyla, bu yazı dizisinde yerel yönetimleri ve özellikle de belediyeleri ele alacağız.
Önce yerel yönetimleri tarihi kökenleriyle tanıyacak, mevzuattaki durumlarına bakacağız. Daha sonra, yerel yönetimlerin dayandığı değerler ve son olarak da bu birimlerde görev alacak kişilerin seçiminde ne tür kriterlere dikkat etmemiz gerektiğinin kısa bir analizini yapmaya çalışacağız.
Yerel yönetimler kavram olarak ?merkezi yönetimin dışında yerel bir topluluğun ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturulan, karar organları doğrudan halkın seçtiği, demokratik, özerk bir yönetim kademesi? olarak tanımlanabilir.
Bu birimlerin kökeni Antik çağda ?site?, Roma İmparatorluğu döneminde ?municipe? ve Antik Yunan?da da ?polis? olarak adlandırılmıştır. Ardından, kralların denetiminde şehirler ortaya çıksa da 16. yüzyılda ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla önemleri azalmıştır. Daha sonraları yaşanan bazı gelişmelerle de günümüzdeki anlamıyla yerel yönetim birimleri ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde ise bugünkü bildiğimiz anlamda yerel yönetim birimlerinin ortaya çıkış tarihi 20. yüzyılın başlarına tekabül etmektedir. Daha önceleri vakıflar ve kadılar bu işleri yürütüyor olsa da özellikle Tanzimat Fermanı sonrası ortaya çıkan hareketler batılı anlamda yerel yönetim birimlerinin kurulmasını hızlandırmış, ilk kez 1855?te İstanbul?da bir belediye (şehremaneti) kurulmuştur. Daha sonraları farklı belediye ve meclis uygulamaları çeşitli nizamnamelerle desteklenip ortaya konulmuştur.
Anayasalarımızda da bu konuyla ilgili çok çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. 1982 Anayasası?nın 123 ve 127. maddesinde de yönetim yapımızın genel esasları ile yerel yönetimlerimizin organlarının kuruluş şekli, organların seçim süreleri, idari vesayet yetkileri, aralarında birlik kurabilmeleri?vb. gibi durumlarla ilgili konulara değinilmiştir.
1930 yılından bu yana yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanunu, 2005 yılında 5393 sayılı kanun ile değiştirilmiştir. Bunun yanı sıra İl Özel İdaresi Kanun?u yine 2005 yılında ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu da 2004 yılında değiştirilmiştir. Bu değişiklikler, yerel yönetimler açısından ciddi bir dönüşümü de beraberinde getirmeye aday uygulamalar olarak göze çarpmaktadır.
Kısaca, genel tarihçesini ve mevzuattaki durumunu vermeye çalıştığımız yerel yönetimler, tüm vatandaşlar için daha bilinçli, aktif ve etkin bir katılımcı olunması gereken, tüm hayatımızı ilgilendiren birimlerdir. Bu sebeple yerel yönetimlerin dayadığı değerleri bilmek de bir o kadar büyük önem taşımaktadır.

